ZİRAAT BANKASI DOSYASINI AÇIYORUZ.. İBRETLE OKUYUNUZ...

ŞİRKETLERE VERİLEN MİLYARLAR, ON MİLYARLAR HAVADA UÇUŞURKEN EMEKLİLER İŞÇİLER VİTRİNLERDE GÖZLERİ DOLU BOYUNLARI BÜKÜK SADECE SEYREDEREK EVLERİNE DÖNÜYORLAR!

ZİRAAT BANKASI DOSYASINI AÇIYORUZ.. İBRETLE OKUYUNUZ...

ŞİRKETLERE VERİLEN MİLYARLAR, ON MİLYARLAR HAVADA UÇUŞURKEN EMEKLİLER İŞÇİLER VİTRİNLERDE GÖZLERİ DOLU BOYUNLARI BÜKÜK SADECE SEYREDEREK EVLERİNE DÖNÜYORLAR!

ZİRAAT BANKASI DOSYASINI AÇIYORUZ.. İBRETLE OKUYUNUZ...
30 Haziran 2021 - 10:29

Taner Ünal


ZİRAAT BANKASI DOSYASINI AÇIYORUZ..
İBRETLE OKUYUNUZ...


Sevgili okurlar,
Ziraat Bankası’nın temel işlevi, Türk çiftçisini kredi ile destekleyerek Türkiye tarımının geliştirilmesine katkıda bulunmaktı. Bu amaca yönelik olarak krediler, doğrudan üreticilere, Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığı ile bu kooperatifin ortaklarına, Tarım Satış Kooperatifleri ve birliklerine, Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerine, tarımsal ürünlerin işlenmesi, pazarlanması ve dışsatımı ile uğraşan kamu kurum ve kuruluşlarına kullandırılıyordu.

DEV BİR BANKA NASIL İŞLEVSİZ HALE GETİRİLİR!

Sevgili okurlar,
Ziraat Bankası, Dünya Bankası’ndan alınan kredinin yönlendirilmesiyle 2000 yılında özelleştirme kapsamına alındı Diğer KİT’lerde olduğu üzere, Ziraat Bankası’nın kamu görevinden meydana gelen görev zararları abartıldı ve saptırıldı. Bu doğrultuda her türlü araç kullanıldı.
Örneğin, Ziraat Bankası’nın 1993–1994 döneminde pamuğa verdiği 315 milyon dolarlık prime, gerçeküstü boyutlarda faiz tahakkuk ettirildi (1997 yılında hazinenin Ziraat Bankası’na yaptığı 712 milyon dolarlık ödemeye karşın, yıllık ortalama %128 faiz alındı). Borç 2000 yılı sonunda 11 milyar dolara çıkarıldı.
Bu durum, özelleştirme yanlılarınca, görev zararının bir sonucu olarak gösterildi. Böylelikle, kamuoyundan iflas eden ve kapatılan özel bankaların Ziraat Bankası’na devrinden meydana gelen zararları ile hazinenin iç borçlanma ihalelerinde faizleri aşağıya çekme yükünün Ziraat Bankası’na verilmesi ile oluşan görev dışı zararları saklanmaya çalışıldı.
Oysa Ziraat Bankası’nın bu şekilde kullanılmasıyla ortaya çıkan zararı içinde, tarımsal destekleme ve kredilerinden kaynaklanan görev zararı, oldukça düşük kalmıştı.
Ziraat Bankası, 2000 tarihinde çıkarılan 4603 sayılı bir yasayla, özelleştirilmesine olanak sağlayacak şekilde yapılandırmaya alındı. Ziraat Bankasının yeni düzenlemesi ile Tarım işletmelerinin büyük bir çoğunluğunun, oluşturulan küçük ve orta ölçekli işletmeler kredi kaynağından eskisinden daha yüksek düzeyde yoksun kaldılar.
Çağdaş tarım yöntemleri ve girdileri kullanmak isteyen çiftçi ve girişimciler ise, kredi ve projelendirme desteğinden mahrum kaldılar, özel bankalara yönlendirildiler ve topraklarına haciz geldi. Tüm koşullar sürekli çiftçinin aleyhine gerçekleşti.
Banka, nakdi kredilerinin 180 milyar 475 milyon TL’sini kurumsal ve 120 milyar 407 milyon TL’sini girişimci müşterilere kullandırdı.
Çiftçiye verilen kredilerin toplamı ise bu devasa rakamların yanında sadaka gibi kaldığı gibi çiftçilerin ağzından burnundan getirildi!
Bu gün basında (29.06.2021) Ziraat Bankası'nın Rize'de Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) üyesi işadamlarınca kurulan ve geçen yıl 9 milyon lira zarar eden Rize Elektrik Üretim A.Ş. (RİNERJİ) adlı enerji şirketinin yüzde 51 hissesini satın aldığı haberleri vardı.
RİNERJİ adlı şirketin 2019'da 10.5 milyon, 2020'de 9 milyon TL zarar ettiği ortadayken Rize'deki işadamlarının son 2 yılda 20 milyon TL borca batmış şirketine Ziraat Bankası ortak oldu. Kim bilir kaç para verildi üstüne borçlar ödendi. Ziraat Bankası köylüye hizmet görevini bıraktı. Vatandaşın parasını yandaşlara peşkeş çekmeye başladı.. Bu haber üzerine Ziraat Bankası dosyasını açalım ve gerçekleri su yüzüne çıkaralım istedik.

BATIK KREDİLERLE İLGİLİ OLARAK SAYIŞTAY RAPORU NE DİYOR!

Sevgili okurlar,
Biraz da devletin kurumu olan Sayıştay’ın tespit ve önerilerine yer verelim:
“İstanbul Kurumsal Şubesi’nce 69027035 müşteri numaralı firmaya kullandırılan ve tek garantisi temettü gelirleri olan firma ile ilgili olarak kredi geri dönüşlerini sağlayacak başkaca alternatifler değerlendirilmeli.” deniliyor..
Görüldüğü gibi banka bile bile dolandırılmış. Paranın miktarı çok büyük olmalı ki miktarı yok!
Para şakır şakır adamın eline sayılmış ancak geri dönüşüm imkanı görülmüyor!

BİR ŞİRKETE KARŞILIĞI OLMADIĞI BİLE BİLE VERİLEN 29 MİLYAR TL

Sevgili okurlar,
Sayıştay raporunda “12.12.2018 tarihli Firma Analiz Raporunda (FAR) yer alan bütün olumsuzluklara rağmen, 58056774 no’lu firmaya kullandırılan ve 28.01.2020 tarihi itibarıyla faiz dâhil 29.099.507,79 TL’ye ulaşan kredi alacağına ilişkin firmadan olan alacağın yapılandırma şartlarına uygun tahsilat sağlanmalı.” deniliyor.
Sayıştay raporunda, 54428736 müşteri numaralı Firmadan olan alacağın 1 milyar 813 milyon 246 bin 416 TL olduğu, alacağın banka portföyünde önemli bir yer tuttuğu,takip işlemlerinin bir an önce sonuçlandırılması konusunda gerekli gayretin gösterilmesi öneriliyor!
Raporda, toplam kredilerin yaklaşık yüzde 58’inin kurumsal nitelikli kredilerden oluştuğuna dikkat çekilerek, bu kredilerin geri ödemesinde yaşanan gecikmelerin bankanın mali yapısını ve kârlılığını olumsuz anlamda etkileyebileceği uyarısında bulunuluyor!

KREDİ VERİLMEZ RAPORUNA RAĞMEN 3 MİLYAR TL VERİLİYOR VE VERİLEN KREDİ BATIYOR!

Sevgili okurlar,
Batırılan krediler genelde Ziraat Bankasından kullanıldı.
Bir örnek verelim Ora AVM’nin projelerine ilk olarak Garanti Bankası finansman sağladı. İlk 2 yılı geri ödemesiz projeye 118 milyon Euro kredi vermeyi kabul eden Garanti, “Ora Gayrimenkul”ün mali yapısının yeterince güçlü olmadığına kanaat getirerek projeden çekilme kararı aldı.
Ora Avm Ziraat Bankasına başvurdu. Ziraat Bankasınca hazırlanan ilk raporda “kredi verilemez” çıktı. Dört ay sonra rapor değişti, araya hatırlı birileri girdi ve kredi verildi!
Ziraat Bankası kredi vermekle yetinmedi, bir de Ora Grubu'nun Garanti Bankası'na olan borçlarını da üstlendi.
Nitekim 2013 yılında Ora AVM için verilen iflas kararı ile Ziraat Bankası 285 milyon Euro kredi batırdı. İtirazlar, mahkemeler derken karar 2019 yılında kesinleşti. Dava bitti, üstüne soğuk su içildi! Kredi battı mı, batırıldı mı? İddialar ne araştırıldı ne incelendi… Bu kadar vahim bir olay kapatılıverdi! Bankanın 3 Milyar TL’si (Eski paramızla 3 KatrilyonTL) uçtu gitti!
Hâlbuki Ziraat Bankası Köylüleri kalkındırmak için kurulmuştu. Bu paralar köylülere verilseydi yüzbinlerce köylünün yarasına merhem olur Köylü vatandaşımız şehirlere göç etmez, iş ve aş bulunmayan bir ortamda daha büyük çeresizliklerin içine düşmezdi!

ZİRAAT BANKASI VİRGİN ADALARINDA 14 MİLYAR (14 KATRİLYON)
BATIRIYOR!


Sevgili Okurlar,
Ziraat Bankası 2014’te Virjin Adalarındaki bir şirkete 1,6 milyar dolarlık kredi açmış. Sayıştay’a göre borç ödenmemiştir.
Bu şirket kimin? Krediye kimler aracı oldu? Bir Devlet Bankası bir vergi cenneti şirketine bu hacimdeki bir krediyi niçin verir?
Sayıştay raporuna göre, British Virgin Adaları'nda kurulan ve ticari sır gerekçesiyle ismi açıklanmayan 69027035 müşteri numaralı firmaya ilk olarak 25 Temmuz 2014 tarihinde Ziraat Bankası Yönetim Kurulu kararıyla 1 milyar 650 milyon dolar tutarında kredi tahsis edildi. Bu tahsis kapsamında hemen 6 gün sonra 1 milyar 636 milyon 770 bin 735 dolarlık kredi firmaya aktarıldı.
Kredi 3 yılı ödemesiz 10 yıl vadeli verildiği için 2017 yılı temmuz ayına kadar firmadan herhangi bir ödeme talep edilmedi. 2017 yılı temmuz ayında 3 yıllık ödemesiz dönem bitti. Ancak firma daha ilk taksit ödemesinde adeta patladı, borcunu ödemedi.
Bunun üzerine ilk taksit bir yıl süreyle ertelendi. 31 Temmuz 2018 tarihine gelindiğinde firmanın ikinci taksitle birlikte ertelenen ilk taksitten oluşan toplam 288 milyon 644 bin dolarlık borcunu yatırması gerekiyordu. Ancak firma bu borcunu da ödemedi.
Ziraat Bankası firmadan 2018 yılında sadece 17.5 milyon TL'lik küçük bir tahsilat yapabildi. 31 Temmuz 2019'da 144 milyon 322 bin dolarlık 3'üncü taksitin ödeme günü geldi. Firma, diğerlerinde olduğu gibi 3'üncü taksit ödemesini de yapmadı.
4 Ağustos 2020'de 144 milyon 322 bin dolarlık 4'üncü taksitin ödemesi geldi.
Sayıştay, krediye teminat olarak 1 milyar 636 milyon dolar değerinde hissenin rehin alındığını, firmanın kredi borcunu telekomünikasyon şirketinin temettü dağıtımı yoluyla ödeyeceğini tespit etti. Ancak o da ödenmedi.

TEMİNATI BİLE OLMAYAN 14 KATRİLYON BATIK PARA!

Sevgili okurlar,
“Virgin adalarında kime para verildi”soruları üzerine Ziraat Bankası açıklama yapıyor ve “Kredinin Çukurova Grubu'na, Turkcell İletişim A.Ş.'deki dolaylı hissedarlığı nedeniyle, Türk ortaklığının sürebilmesi için verildiğini, bu sayede Turkcell'in çoğunluk hisselerinin Türkiye Varlık Fonu'nda (TVF) kaldığı görülmektedir.” Deniliyor..
Türkiye Varlık Fonu İsveçli Telia şirketine ait yüzde 24'lük payı 530 milyon dolara satın alarak hâkim ortak konumuna gelmiş, Ziraat Bankası teminatında bulunan yüzde 13.77'lik payı, kredi borcuna mukabil devir almamış görünmektedir.

300 MİLYON DEĞERİNDE Kİ HİSSE İÇİN 1,6 MİLYAR DOLAR NASIL VERİLİR?

Sevgili okurlar
Türkcell’in İsveçli eski ortağı yüzde 24'lük payını Türkiye Varlık Fonuna 530 milyon dolara satarken, Ziraat Bankası şirketin yüzde 13.77'lik payını teminata alma karşılığı yasal değeri 300 milyon dolar yerine nasıl oluyor da 1.6 milyar dolarlık kredi verebiliyor? Kaldı ki Ziraat Bankası'nın teminat olarak aldığı yüzde 13.77'lik hissenin nerede olduğu açıklığa kavuşturulamamakta tartışmalar sürmektedir.
Diğer bir konu ise: 1,6 Milyar dolar geriye ödenme imkânı bulunmadığı görülen Krediyi veren Ziraat Bankasının Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın aynı zamanda Turkcell Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu Üyesi olduğu görülüyor!
Görüldüğü gibi, Demirörenlere verilen ve ödenmeyen kredinin iki mislinden fazla bir meblağ Türkcell’ hisselerini teminat veren şirkete veriliyor ancak Genel Müdür aynı zamanda krediyi verdiği firmanın Yönetim kurulu üyesi oluyor!
Gençlerin diliyle “Yuuh artık” diyeceğimiz akıl ve mantık sınırlarını zorlayacak bir hile ve yolsuzluk dosyasını daha üzülerek araştırıyorbuluyor ve sizlere aktarıyoruz.

İSTANBUL HAVAALANINA VERİLEN KREDİLER NE OLDU?

Sevgili okurlar,
Ziraat Bankası'nın verdiği diğer bir büyük kredi yeni İstanbul Havalimanı'na… Onda ödemeler ne durumda acaba?
Yandaş Hürriyet Gazetesi'nin 18 Eylül 2018 tarihli haberi; “Atatürk Havalimanı dünyanın en iyi 3'üncü en iyi havalimanı seçildi” şeklindeydi..
Bu Havaalanının Kullanılamaması için milyar dolarlık pistlerin üzerine hastane yaptılar.. Hemde milletin gözünün içine baka baka-yaptılar!
Böyle bir Havaalanı insanı kahredecek şekilde mahvedildi ve işlemeyecek hale getirildi. Oysa havalimanı pistlere dokunulmadan direkt hastaneye çevrilebilirdi… Metrosu, otoparkı, altyapısı, elektriği, havalandırması, tuvaleti, tesisatı, kanalizasyon sistemi, enerjisi, jeneratörleri, ısıtması, soğutması interneti İçerisinde her şey mevcut modern bir havaalanından söz ediyoruz!
Amaç hastane kurmak falan değildi ki! Olası bir seçimde iktidarı kaybetmeleri halinde Atatürk Havalimanı tekrar açılmasın diye, yapılan yeni havalimanının müşteri sayısını almalıydılar garantiye…

ŞİRKETLERE VERİLEN MİLYARLAR, ON MİLYARLAR HAVADA UÇUŞURKEN EMEKLİLER İŞÇİLER VİTRİNLERDE GÖZLERİ DOLU BOYUNLARI BÜKÜK SADECE SEYREDEREK EVLERİNE DÖNÜYORLAR!

Sevgili okurlar
Pistlerin üzerine hastane yapılarak İstanbul havaalanının tamamıyla kullanamaz hale gelmesi üzerine TAV firması, Atatürk Havalimanı'nın kira sözleşmesi bitmeden, alelacele erken kapatılmasından dolayı, kâr kayıplarını karşılamak için 389 milyon Euro tazminat kazandı.
Bir kazık da oradan yemiş olduk!
Giden gariban esnafın ödediği ve memurun işçinin maaşlarından kesilen vergilerimizdi Bugünün piyasa kuruyla 4 milyar 105 milyon lira uçtu gitti!
Bu arada Kamuoyunda “Beşli Çete” deniler şirketlerin yaptığı İstanbul Havalimanı işiyle ilgili firmaların devlete olan 2 Milyar Euro yani 20 milyar (20 Katrilyon) devlet alacağı Bakanlık tarafından 25 yıl öteye taşınırken birde bu yapılan soygun ile ilgili “işin önünü açtık” gibi laflar edildi!
Halbuki 2 Milyar Euro’nun 25 yıllık faizi 4 milyar Euro ediyor bu da 40 Milyar’a (40 Katrilyon) tekabül ediyor.
Bu soygun bir zafer gibi açıklanırken borcu 25 yıl ötelenen firmaların garantili işletme olması sebebiyle oluşan devlet garantileri tıkır tıkır ödeniveriyor!
Sedat Peker, Aydın Doğan ve Doğan ailesini tehdit ederek “Hürriyet Gazetesi, Kanal D, CNNTÜRK başta Doğan Medya kuruluşlarının Demirören ailesine satılmasını sağladığını, Demirörenlerin bu satış işlemi için Ziraat Bankasından 750 milyon TL aldıklarını ve yıllardır ödemediklerini söyledi.
Bankaya bu durum daha önce soruldu, “müşteri sırrı” diyerek bilgi verilmedi!

KÖYLÜYE DESTEĞİ %15’E İNEN ZİRAAT BANKASI’NIN ŞİRKETLERE KREDİ VEREBİLİRMİŞ!

Sevgili okurlar
Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, “Demirören Grubu'na sağlanan krediye ilişkin sorulara şöyle cevap verdi.
"Ziraat Bankası ticarete, hizmete, enerji sektörüne, inşaata her sektöre kredi verdiği gibi medya sektörüne de kredi verebilir. Söz konusu firma da bu kapsamda kredilendirilmiş olan bir firmadır. Bu firmanın kredileri an itibarıyla Ziraat Bankasında canlı hesaplarda izleniyor. Ancak şunun altını özellikle çizeyim, Bankamız bu firmaya karşı da bütün müşterilerine olduğu üzere bankacılık usul ve esaslarının getirdiği çerçevede muamele edecektir. Bir kredi işlemidir, her kredi işleminin tabi olduğu bankacılıkta belirlenen kural seti ne ise o kural seti içerisinde biz kendilerine muamele edeceğiz." dedi.
Ziraat Bankası müdürü ayrıca “Yurttaşların 1 milyar 935,4 milyon TL’lik, girişimcilerin 8 milyar 162,5 milyon TL’lik, kurumsal şirketlerin ise 19 milyar 354,5 milyon TL’lik kredisi yakın izlemeye alındı. Yakın izlemedeki kredi sayısının bir önceki yıla göre 2019 yılında yüzde 28,7 arttığı, buna karşılık tutar olarak artışın yüzde 58 olduğunu” dile getiriyor.
Nitekim izlemeye alınan kredi 29,5 milyar TL’ye, kredi sayısı da 178 bin 987’den 230 bin 431’e çıktığı görülüyor Bankaya olan büyük kredi borçlarını ödemeyen müşterilerin isimleri “sır” gerekçesiyle açıklanmıyor. Halbuki aşağıda açıklayacağımız gibi, ödeme imkanı olmadığı belli bir takım firmalara verilen kredilerin büyüklüğü onlarca milyarı buluyor.

ZİRAAT BANKASI TARIM VEYA ÇİFTÇİ BANKASI GÖZÜYLE BAKMAK
DOĞRU DEĞİLMİŞ
!

Sevgili okurlar
Ziraat Bankası Genel Müdürüne destek AKP yerine MHP’den geldi ve MHP Milletvekili Mevlüt Karakaya, “çiftçiyi desteklemesi için kurulan Ziraat Bankasının tarım ya da çiftçi bankası olarak bakmanın doğru olmadığını” söyleyerek “ Ziraat Bankasının tarımla alakası, tarımsal sübvansiyonlu kredilerin onun üzerinden verilmesinden başka bir şey değildir.” dedi. “Ziraat Bankası yönetiminin, eleştiri geliyor diye tarıma ve çiftçiye bundan sonra daha fazla kredi vermesinin mümkün olmadığını” belirtti!
Sevgili okurlar,
Devletin bankası olduğu için çekinmeden paranızı bir Ziraat bankasına yatırıyorsunuz.
Banka biriken yüzlerce milyon (trilyon) veya milyarlarca (Katrilyonlarca)parayı geri ödenmesi mümkün olmayacağını bile bile bir yandaşa kredi olarak veriyor. Veya dalavereli işlere Batık şirketlere veya hayali bir işe ortak olarak vatandaşın milyarlarca TL’sini yandaşlara peşkeş çekiyor!
Yandaş ise “ben zaten yandaşım, bana bir şey yapmazlar” diyerek krediyi geri ödemiyor. Kamu Bankası bu sebeple zarar gösteriyor. Devlet buna “kamu yararına görev zararı” diyor ve bu zararlar yine vatandaşın vergileri veya çocuklarımızın geleceğine yüklenen borçlar ile kapatılıyor!

ZİRAAT BANKASI TARIMI VE KÖYLÜYÜ DESTEKLEMEK İÇİN KURULDU

Sevgili Okurlar,
Bunları okurken sinirleniyor, üzülüyor, kahroluyoruz! Temel işlevi, “Türk çiftçisini kredi ile destekleyerek Türkiye tarımının geliştirilmesine katkıda bulunmak” olan Ziraat Bankası’nın böyle bir yükümlülüğünün bulunmadığının meclis Çatısı altında ilan edilmesi çok vahim bir durumdur. Hâlbuki Ziraat bankasının çiftçi kredileri %85’lerden %15’ler seviyesine düşmüş durumdadır. “Bundan fazla kredi verilemeyeceğini” söylemek de nedir.
Görüldüğü gibi Ziraat Bankasını köylünün kalkınması ve desteklenmesi için vermesi gereken krediler ülkemizin kalkınması ve insanlarımızın üretime teşviki yerine şirketlere peşkeş çekiliyor ve milletimizin paraları batıyor!
Bin liralık kredisini ödeyemeyen çiftçinin evinden buzdolabını kaldırılır, çocukları çizgi film seyrederken televizyonunu söküp götürülürken Neden Milyarları göz göre göre alan ve geri ödemek için kılını bile kıpırdatmayanlardan verilen paralar tahsil edilmiyor?
Sahi biz bu hırsızlığı destekleyen partilere ve böyle siyasetçilere ebediyen mahkûm muyuz?
Sahi biz yandaşların alenen yaptıkları bu hırsızlığın ve soygunlarının bedelini ödemek zorunda mıyız?
Bir sonradaki yazımızda “Osmanlı’da Devşirmeler” konusunu anlatacağız.
Bir sonraki paylaşımımızda bir arada olmak dileğiyle Tüm değerli Arkadaşlarıma sağlık mutluluk ve başarılar diler, en içten sevgi ve Saygılarımı sunarım.

30.06.2021 

Taner Ünal





 

Bu haber 811 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum