Ordu'nun Ünye ilçesinde bulunan Yaşayan Kültürel Miras Müzesi, ziyaretçilerini geçmişe yolculuğa çıkarıyor.
Ünye Belediyesi bünyesinde yaklaşık iki yıldır faaliyette olan müzede geçmişte kullanılan eşyalar sergileniyor. Ayrıca ziyaretçilere unutulmaya yüz tutmuş gelenekler, görenekler, oyunlar ve masallar da anlatılıyor.
Müzenin bahçesinde dokuz taş, seksek, halka geçirme gibi eski çocuk oyunları oynanıyor. Her yaştaki ziyaretçi, bu oyunlarla keyifli vakit geçirme fırsatı buluyor. İlk kattaki Ömer Çam Gösteri Sanatları Odası'nda geleneksel Türk tiyatrosu, orta oyunu, meddah, Hacivat ile Karagöz, kukla gösterisi gibi etkinlikler de konukların beğenisine sunuluyor.
Müzenin ikinci katına, bakır bir tencere içinden seçtikleri kağıtta yazılı bilmecenin cevabını verdikten sonra çıkarılan ziyaretçilere, burada yöresel türkülerin hikayeleri ve çocuk masalları anlatılıyor.
Müzenin sorumlusu İhsan Akbulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müzenin 251 yıl önce kullanılan bir kaptanevi olduğunu söyledi.
Müzede geleneksel oyun ve oyuncak kültürünün de aktarıldığını anlatan Akbulut, "Müzenin bahçesini geleneksel oyun ve oyuncak kültürüne ayırdık. Her gelen ziyaretçi merdivende duruyor ve geleneksel oyun ve oyuncaklarımızı tanıyıp, yaşayarak unutulmaz bir an yaşamış oluyor. Geleneksel oyunlarımızın içerisinde sek sek, halat çekme, çember çevirme, bilyeli araba ile kaymak bulunuyor. Ziyaretçiler yarım saat sadece müzenin bahçesinde vakit geçiriyorlar.” dedi.
Müzenin nesiller arası bir köprü görevi gördüğünü dile getiren Akbulut, "Burada biz ziyaretçinin gönlüne hitap ediyoruz. Ziyaretçimiz yetişkin ise onu geçmişe götürüyoruz, eğer bir çocuk ise ona da geçmişi öğretiyoruz. Müzemiz aslında nesiller arası bir köprü vazifesi görüyor. Bu yaşanabilir bir müze anlayışından dolayı da oldukça ilgi çekiyor." diye konuştu.
Akbulut, müzenin ziyaretçilerinin büyük çoğunluğunu çocukların oluşturduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Ziyaretçi yoğunluğumuzu çocuklar oluşturuyor. Anaokulundan başlıyor, liseye kadar gidiyor. Bunların haricinde günlük ziyaretçilerimiz geliyor. Çocukların ilgisini çekiyor müzemiz. Bu anlamda farkındalık oluşturduk. Sadece somut eşyaların sergilendiği, 'dokunamazsınız' ibarelerinin olduğu bir müze değil, şeritleri kaldırarak odada oturun, dokunun, mistik havasını çekin, yaşanmışlığı hissedin anlayışı ile hizmet verdiğimizden dolayı da ziyaretçilerimizin ilgisini çekiyor."
Müzeden ücretsiz yararlanılabildiğini aktaran Akbulut, el sanatı üzerine farklı etkinlikler de düzenlendiğini, bunlardan sembolik ücret alındığını kaydetti.
- "Somut olmayan kültürel mirası tüm gelen ziyaretçilere aktarıyoruz"
Yaşayan Kültürel Miras Müzesi'nin, aynı zamanda Uygulamalı Halk Kültürü Müzesi de olduğunu anlatan Akbulut, şunları kaydetti:
"Müzenin içerisindeki eşyaların hepsini Ünyeli aileler bağışladı. Bizim müzemiz aynı zamanda Uygulamalı Halk Kültürü Müzesi. Yani eşyaların arkasında görülmeyen, somut olmayan kısmı anlatıyoruz. Örnek verecek olursak, evlenirken gelin ve damat evden çıkarken fındık, şeker, buğday atılır. Her yöre kendi ürünü hangisi ise onu evlilik ritüelinde atar. Bunlardan biri de mısır, mısırın bir diğer bir adı darıdır. Derler ki, 'darısı başına'. Yani senin de başından darı atsınlar, sen de evlen anlamında kullanılır. Bunun gibi dilimize geçmiş sözlü kültürler, deyimler, atasözleri, maniler, ninniler nereden çıkıyordu. Hem odamızdaki somut eşyaları göstererek, hem de arkasındaki somut olmayan kültürel mirası tüm gelen ziyaretçilere aktarıyoruz.”
YORUMLAR