Son 10 yıldır hızla artan boşanmalar, beraberinde süresiz nafaka sorununu gündeme getiriyor. Pek çok aile, dahası eski eş( koca) bu problemlerle cebelleşiyor.
Bana gelen şikayetleri dikkate alıp yazma gereği gördüm.
Sevgili okuyucularım lütfen yazdıklarım yanlış yere çekilmesin, bir toplum bilimci olarak problemlere objektif yaklaşma yolunu tercih ediyorum.
Yani adil olmaya çalışıyorum. Belki bir kadın olarak duygusal davranıp olayı subjektif ele alabilir, neticesinde hanımların gözüne girebilirdim.
Yazık ki hissiyatım istediği halde siz hanımlara cici görünmeyeceğim.
Başta da dediğim gibi objektif olmalıyım.
Sorunlara ışık tutarken buna mecburuz.
Şunu belirtelim ki
Maalesef beşeri kanunlar bu konuda yetersiz ve düzenlemeye muhtaçtır.
Durum böyle olunca da toplumun temel taşı olan aileler iki taraflı sorun yaşamaktadır.
Boşanma süreçleri anlaşmalı değilse şayet; hile, hurda karşılıklı suçlama ve akabinde uzayan celseler, sinir harbi geçen zaman, çift taraflı huzursuz insanlar...
Mahkemenin sonuçlanmasıyla genellikle (erkeğin durumuna bakılmaksızın) kadın nafaka alır.
Belli bir süre nafaka alması belki gerekli olabilir. Fakat süresiz nafaka ve üstüne üstelik sürekli artan bir mebla...
Evet bakıma muhtaç 18 yaş altı çocuklar için nafaka ödenmeli. Yukarıda da belirttiğim gibi bir süre kadına da ödenmeli, hatta kadının oturabilecek bir konutu da olmalı, fakat süresiz nafaka durumu, boşanan erkek için bir zulümdür.
Bir de zaman içinde, boşanmış kadın çalışıyor, ya da babadan kalma emekli maaş alıyor, kocadan kalma konutta kira vermeden oturup, bununla birlikte dini nikahlı bir beraberlik yaşıyorsa bu hem zulüm, hem gasp, hem istismar değil de nedir? Öte taraftan durmadan çalışıp nafaka yetiştirmeye çalışan bir erkek. Yetiştirmek zorunda çünkü faizi ile beraber kat kat icra ediliyor. Yani vermeme lüksü yok. Tabi her ay yatırılan nafaka "zehir zıkkım olsun" bedduaları eşliğinde yatırılıyordur.
İşin ahlaki boyutunu resmettik.
Şimdi gelelim dini yönüne.
Toplum olarak müslümanız değil mi?
En azından yüzde yetmiş- seksen inançlıyız diyelim.
Peki bakalım inandığımız din bu konuda ne diyor.
Başta kitabımız Kur'anı Kerime kulak verelim.
Talak suresi 1. Ayette boşanma ile ilgili şöyle buyuruyor: "Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınızda, onları iddetlerini gözeterek boşayın ve iddeti de sayın. Rabbiniz Allah´tan korkun. Apaçık bir hayasızlık yapmaları hali bir yana, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah´ın sınırlarıdır. Kim Allah´ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilemezsin, olur ki Allah, bundan sonra bir durum ortaya çıkarıverir"
İddet diyor, bunun altını çizelim.
İddet :boşanma süresinde geçen bekleme zamandır. Yine bu süre ile ilgili
Ayeti erimeye kulak verelim:" Talak Suresi, 4. ayet:
" Kadınlarınızdan artık adetten kesilmiş olanlarla henüz adet görmemiş bulunanların iddet (bekleme süre)leri, -eğer şüpheye düşecek olursanız (bilin ki- |üç aydır. Hamile kadınların bekleme-süresi ise, yüklerini bırakmaları (ile biter). Kim Allah'tan korkup-sakınırsa (Allah) ona işinde bir kolaylık gösterir. "
(Bu konular hakkında detaylı bilgi için Bakara suresi ve Talak suresine bakabilirsiniz.)
Ayetlerde çıkarılan sonuç:
Boşanma nafakası sadece iddet süresi olan 3 ay 10 gün ile sınırlıdır.
Daha sonrası boşanmış kadının nafakası çocuklarına babasına ve kardeşlerine aittir.
Şimdi yeniden ahlak ve adalet boyutuna geçelim.
Aile birliği olmadığı halde eski eşe süresiz nafaka ödemek ve üstüne üstelik her yıl artan bu nafaka, zulüm değil de nedir?
Düşük maaşla ya da gelirle çalışan bir adam düşünün,
Bu kişi yeniden hayat kurmak istesin.
Yeni bir yön verebilir mi hayatına sizce?
Hadi diyelim yeniden evlendi çoluk çocuk sahibi oldu.
Kendi eşine çocuklarına mı yetsin yoksa eski eşe mi nafaka yetiştirsin. Peki bir kadını düşünürken diğer kadını kadınları neden düşünmüyoruz.
Nereden bakarsanız bakın zulüm.
Dinen de bu nafaka caiz değil Ahlaken de.
Bunun sonucunda bozulan psikolojiler, yaşanan cinnetler ve cinayetler...
Elbette hiçbir şekilde cinayetler kabul edilemez ve haklı gösterilmez ve lanetlenir.
Binlerce kez lanetliyorum.
Amacım var olan problemlere bir nebze çözüm üretmek adına ses olmaktır.
Temennim o dur ki değerli yetkililer bu kangrenleşmiş sorunlara en yakın zamanda çözüm getirmesidir.
Yazımı bir mağdurun şu sözleriyle bitirmek istiyorum: Hocam
Karılık yapmadığı halde, eski eşten nafaka almak haysiyetsizlik, onursuzluk, hırsızlık, şerefsizlik değil de nedir?
Ben de size soruyorum sevgili okuyucum! Evet sahi Hırsızlık değil de nedir.
YORUMLAR