SİYASETİN VEFASIZLIĞI

"Mal da yalan mülk de yalan var biraz da sen oyalan" demiş hak dostu Yunus Emre Hazretleri.
Bir arkadaşın mesajıyla haberdar olduğum vefat haberi derinden sarstı.
Ömür; göz kırpımlık bir zaman dilimidir.  Nitekim ayeti kerime şöyle buyuruyor: Allah; "Yeryüzünde kaç yıl kaldınız?" diye sorar.
"Bir gün veya günün bir bölümü kadar kaldık; işte, saymakla görevli olanlara sor" derler.
Allah buyurur: "Pek kısa bir süre kaldınız; keşke bunu (dünyada iken) bilmiş olsaydınız"
Elbette her varlığın, her mahlukun bir yaşam süresi var ve zamanı geldiğinde bu süre sona erer.
 Yıllar öncesinden sosyal medya üzerinden tanışıp zaman zaman telefon üzerinden görüşüp fikri konuşmalar yaptığım cesur ve mert hanım Canan Aydın hayatını kaybetti. Vakti gelmiş hak vaki olmuştur. Sırası gelen gider. Lakin beni  Canan Aydın'a yapılan vefasızlık daha da üzdü.
Canan Ak parti ve Cumhurbaşkanı nı samimi yüreğiyle her platformda savunurdu. Hani o dava dedikleri "sakızın" samimi erlerinden biriydi.
Öyle yiyici, menfaatperest olanlarından değil.
Ama gel gör ki vefasızlık onu sessiz sedasız yolcu etti.
Sahi neydi vefa?
Bir semt adı mı?
Hiç kuşkusuz vefanın ne manaya geldiğini hepiniz bilirsiniz.
İşte tam da bu vesızlık Canan'a yapıldı. Sosyal medya üzerinden şöyle bir baktım, inceledim ne bir ak partili ne de partinin resmi hesapları bir cümlelik rahmet dilememişler.
İnsan sormadan edemiyor sahi vefa yoksa nedir dava?
Dahası vefat haberini, rahmet dileklerini kendisiyle zıt fikirli dostları duyurup duasını yapmıştır.
Sevgili okuyucularım menfaat ve samimiyetsizliğin olduğu yerde vefa olmaz.  Seçimlerimiz bizi biz yapandır.
Canan Aydın a tekraren Allahtan rahmet , ailesine sabırlar dilerim