Değerli annemin bize sık sık öğütlediği altın değerinde sözleri vardı. Şöyle derdi "İnsanlar kötü değildir sadece ruhlarını kötülüğün karanlığına teslim etmişlerdir. Siz ´evlad-ı rasul´sunuz. Rasulullah´ın sevgi ve merhametinin mirasçısısınız.
Sevgiyle tertemiz nezih bir ailede büyüdüm.
Asil, ilim yuvası dahası evlad-ı rasul olma şerefi gibi yüce bir şeref Allah nasip etti.
İnsanlar ailelerini seçemez, ama dünyaya gelebileceğim en asil ve şerefli ailedir doğduğum aile. Yüz bin defa dünyaya gelsem yine de ailemde dünyaya gelmek isterdim. Sevgi ve merhametle büyüdüm. Değerli aile büyükleri olan alimler (babam ve abilerimin) öğütleri; adil olmak, eşref-i mahluk olan insana sevgiyle yaklaşmak, merhametten asla vazgeçmemek oldu her zaman.
Aynı şekilde evlad-ı rasul olan cennet gülü Hz. Fatima´nın öz torunu değerli validem biz evlatları üzerinde titizlikle dururdu.
Hem maddi hem manevi olarak bizi doyuran, asil kadın değerli annemin en büyük meziyeti, iffet ve sabırdı. Haya timsali bir hanımdı.
Bu mektepte büyüyen ben, ömrüm boyunca insan ayırmadım.
Sevgiyle yaklaştım.
Kimseye haksızlığım olmadı. Haksızlık yapmamak için hep dikkat ettim.
Ömrüm ilimle geçti, adalet şiarım oldu. Tek gayem iyi bir insan Allah´a karşı sevgiyle kul olmaktı.
Faydalı olmak amacım oldu.
Ömrüm yettikçe Allah beni faydalı kılsın, iyilik yolunda inşallah.
Ne kadar sevgiyle, saygıyla, edeple yaklaşırsanız yaklaşın insanlara, yine de canınızı yakmak ve onurunuzu zedelemekten çekinmezler.
Her insanın hayatında dönemeçler olur benim de öyle.
Üç dönemecim oldu benim de hayatımda. İşte o dönemeçlerde insanların öteki karakter ve yüzlerine şahit oldum. Görünen yüzler melek ama bir de sakladıkları canavar yüzleri vardı ki korkunç mu korkunç!
Canım acıdı, onurum kırıldı, hakarete uğradım ama tüm bunlara rağmen onlara buğz etmedim. İnsanlara buğzetmedim. Tüm kötülüklere rağmen yüreğimdeki iyilik meşalesini söndürmedim. Yüreğimi kötülüklerin zifiri karanlığına teslim etmedim.
İnsanoğlu zor bir varlıktır.
Değerli annemin bize sık sık öğütlediği altın değerinde sözleri vardı. Şöyle derdi "İnsanlar kötü değildir sadece ruhlarını kötülüğün karanlığına teslim etmişlerdir. Siz ´evlad-ı rasul´sunuz. Rasulullah´ın sevgi ve merhametinin mirasçısısınız. İyilik meşalenizle o karanlık ruhları aydınlatmak zorundasınız" Evet değerli okuyucum her ne olursa olsun, kim ne derse desin şiarımız bu olmalı. Kötülük, kin, nefret kolay ve hasarlıdır. İyilik, belki biraz daha zor ama mutluluk sağlayıcı ve inşa edicidir.
Şahsım adına her hakareti sevgiyle karşılıyorum. Çünkü beni bilmiyorlar. Yüreğimdeki insan sevgisini bilmiyorlar. Kimseye zarar veren biri olmadığımı bilmiyorlar.
Rasulullah Taif´e gittiğinde insanlar taşlamıştı, canı acımasına rağmen beddua etmemişti. ´´Bilmiyorlar, bilselerdi böyle yapmazlardı´´ demişti.
Bizler onun torunlarıyız ve ehlibeyt Rasulullah´ın ahlakını taşımak zorundadır. Ben de diyorum ki bilmiyorlar, beni tanımıyorlar.
Kin yok buğz yok benim hayatımda. Canım çok yandığında gecelerce ağladığımda en fazla Allah´ım sana havale ettim, yüreğimin acısını sana havale ettim, neden olanları ıslah eyle demişimdir....
YORUMLAR