Durmak da felaket, durmadan koşmak da...
Reklam
Zeynep Haşemi Bayraktaroğlu

Zeynep Haşemi Bayraktaroğlu

Özgür Kalem

Durmak da felaket, durmadan koşmak da...

15 Ocak 2019 - 13:05

Bazen her şeyi ardınızda bırakıp atmosferin derinliklerinde kaybolmak istersiniz. Ama tüm istemenize rağmen yapamazsınız çünkü İnsan olmak sorumluluk demektir .
Sorumluluklardan ari olmak için ya bitki ya da hayvan olmak lazım gelir.
Yine ister insan bazen olmayacağını bile bile...
Yük ağır gelir ya,
Hal bu ki Allah kimseye çekemeyeceği yük yüklemeyeceğini buyurur...
Lakin insanoğlu materyalizmin esareti altında hep biraz daha diye diye kendi yükünü taşınmaz hale getirir.
Akabinde isyan bayrağını çeker. ..
Onun için de,
Zaman zaman bir bitki ya da hayvan belki de cansız bir eşya olma isteği hasıl olur...
Ürettiğimiz gereksiz sorunların kaynağı yine bizi nitekim Allah c.c kişinin başına gelen elleriyle yaptıklarındandır "diye buyurmakta.
Fıtrata aykırı davranmak ruhu ve psikolojiyi iflas ettirir. Hasılı Hırs, Fabrika ayarlarını bozar insanın.
İşte bunun bilincinde olamıyoruz.
İhtiyaçlarımızdan fazlası için yoruluyoruz...

Yazar Ali FERŞADOĞLU, “Hırs, sebeb-i hasarettir” başlıklı köşe yazısında şu orijinal tespitte bulunuyor:

“Hırs, insanı sefalet ve rezalete atar. Bunun en tipik örneği İsrailoğullarıdır. Mal ve makama karşı öylesine haristirler ki, faiz ile insanlığı sömürüp sermaye biriktirirler. Ama bir türlü rahat yüzü göremez, huzursuzluk ve sıkıntıdan kurtulamazlar. Hırslarının cezası olarak, yeryüzünde 2500 sene vatansız oradan oraya dolaştıkları halde, bugün de gasbettikleri Filistin topraklarında rahat değiller. Her an savaş, her an gerginlik, her an düşman korkusu, her an sıkıntı ile kıvranmaktadırlar.”

Duayen yazarlarımızdan Hekimoğlu İsmail Bey, İnsandaki Hırs’ı şöyle tarif eder:

“Hangi konuda hırs gösterilirse gösterilsin, sonu felakettir. Balık denizde yaşar amma, denizi içmez. Gemi, denizde gider amma, suyu içine alırsa batar. Para da bizler için deniz gibi olmalı. Para sevgisi, hırsı içimize girerse batarız. 

İnsan doymak bilmeyen bir mahlûktur. İster ki bütün dünya onun olsun. Hâlbuki ne yapacak dünyayı? Yiyeceği birkaç lokma... 

Âlim bir zat, talebesine demiş ki, "Bu bahçeye meyve ağaçları dik." Talebe de söyleneni hemen yapmış. Ağaçlar hızla büyümüş ve gelişmiş. Bol bol meyve vermiş. Bahçe sahibi, ağaçlara ve dallara adeta hürmet eder olmuş. O alim şahıs, bir gün talebesini ziyarete gitmiş. Bakmış ki sürekli bahçeyle meşgul oluyor. Ağaçların dallarını kırarak yere atmış. Talebe dehşet içinde, "Aman hocam, bir hata mı yaptık?" diye sormuş. O da, "ben sana, ağaçları bahçeye dik dedim, kalbine değil!" diye sitem etmiş. 

Hırs, yani sınırsız büyümeler organlarımızdan bitkilere kadar her şeyde felakettir. Allah, yağmurdaki felaketleri kaldırmış, yağmuru rahmet olarak yağdırıyor. Rüzgârdaki felaketleri kaldırmış, onu faydalı hale getirmiş. 

Durmak da felaket, durmadan koşmak da... Çalışalım fakat İslamî ölçüler içinde çalışalım.”

Hayırla Kalınız..

Bu yazı 3867 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum