Genç İstikbal - Kasım 2015/Veysel İlhan...
Bizim mahalleden değil…
Ama kendi mahallesinin baskısına da boyun eğiyor değil… Kim mi… Rachel Corrie…
İyi fotoğraf çekenler yazmamı, yazar dostlarım da fotoğraf çekmemi tavsiye ettiğinden beri ben de fotoğraf okuyorum. Bilmiyorum kim bu konuda yetenekli ama ben bildiğimi okuyorum…
İnsanın zindanlarından bahseder Ali Şeriati… Mahallesi kendine zindan olmayanlardan birinin fotoğrafını okuyacağım size…
Evet evet… O cümle… ”Zulüm bizdense ben bizden değilim.” diyen Rachel Corrie…
İşgale vicdanı ile direnen leydi.
1979-2003…
İnsan Hakları aktivisti…
Pasiflerin coğrafyasının ortasında bir aktivist.
Henüz 23 yaşında…
Pasifik berisindeki biz pasifistlere insanlık dersi veren saf masum dik duruş.
Mart 2003 te çekilmiş bir fotoğraf. Kumral sarışın arası bi genç kız, üzerinde yağmurluk elinde megafon tiz bir sesle birkaç metre ilerisindeki dev buldozere insanlık haykırıyor. Burası Filistin toprakları.(Bu fotoğraf çekilirken öyleydi şimdi İsrail)
Rachel Amerika’da yaşıyor, mutluluk için bize hedef olarak gösterilen her şeye sahip.
Bina yıkan buldozer insanlık haykırışına kulak tıkıyor Rachel’in ve binalardan önce onu yıkma için yürüyor üzerine.
Deklanşöre art arda basıyor bir el an an çekiyor insanlığın fotoğrafını.
2.kare daha yakın şimdi buldozer Rachel’e ve insanlıkta daha da uzak. Rachel haykırıyor dimdik.
3.kare Demir yığını daha da yakın şimdi. Bir insan kullanıyor bu canavarı çünkü kalp versen ve kendi haleni bıraksan Demirliğinden utanır ve durur ama insan var kumandasında ve insanlığında utanmayan bi insan. Rachel halen dik.
4.Kare Milimetre yok arasında çelik zırhlı duvarla Rachel’in. Buldozer ne büyük Rachel ne küçük. Ama hala asil bi duruşla dim dik
7.8.9.kareler Rachel yok fotoğrafta yağmurluk seçiliyor demir canavarın altında feryat ve acı yok fotoğrafta ama nasıl acır canı bu fotoğrafı gören anne babanın, ilk aklıma o geliyor, öyle acıyor canım.
10 kare arkadaşlarının kucağında Rachel, canı tenden yeni ayrılmış sıcak bedeni arkadaşların kucağında paramparça. Bu kareyi anlatmakta aciz benim kalemim ama kekeliyor yüreğim
Bun-lar in-san o-la-maz
Son kare. Son fotoğraf. İnsanlık dersi veriyor. Kefenlenmiş bedeni bir yüzü görünüyor. Beyaz cansız kalın dikişlerle onarılmış yüzü çok mutlu ve hale dimdik Rachel. Haksızlığı, adaletsizliğe canı pahasına karşı o hala cansız bedeniyle aktivist ve halen dimdik zihinlerde onuruyla tarih boyunca dimdik duracak Rachel.
O bir aktivist, peki, kimiz biz?
Kimimiz solu tüketmiş yorgun demokratlar, kimimiz yolu tüketmiş yorgun kıratlar. Kimimiz mücahitken müteahhit olmuş itaatkar…
O aktivist, biz pasifistiz. O aktif, biz pasifiz. O aktif, biz hiperpasifiz…
Ben sağcı değilim, solcu değilim, milliyetçi değilim, dinci değilim, ılımlı islamcı değilim, aşırı dinci değilim ama ben de maalesef hepimiz gibi hiperpasifim.
Ama belki sizden farkım Hiperpasifligimin farkındayım.
Zeki Müren bi filminde askerdi ve “Pis düşman al sana bomba” diyordu kadife bi sesle. Sesimiz çıkıyor ama kadife. Hem de kaskadife.
Rachal’in yaptığını anlamaya çalışma fikri bile ürpertiyor yüreğini insanın. İşgallere direnebilme gücü diliyorum, buldozerlerin önünde dimdik durabilme gücü diliyorum. Ve Rachel’i yalnız bırakan bizlerin pasifliğinden kendi adıma utanarak özür diliyorum Rachel. Yalnız öldün ve hala yalnızsın. Hala yalnız küçük çocuklar ölüyor.
Biz Gazze’de ölen çocuk da Cizre’de ölen çocuk da bizim derken. Sen uzaktan “ya ben” diyorsun, biz kendimizden utanıyoruz… Ya sen… Ya sen…
Biz ölenlerin arkasından yaş dökerek paylaşırız acıyı ve bekleriz yeni ölümleri çünkü biz pasifiz, hepimiz hem de, hiperpasif…
Çünkü sen aktifsin bizse hiperpasif… Koca bi coğrafyanın adı Pasifistan..
Vicdan sahibi iyiler her yerde. Başka mahallelerde de var ve mahallemizde çoğu zaman biz iyileri görmeyiz de “abi” deriz “kabadayı, gerçek kabadayı zulme dur diyendir…”
“Kelebeklerin kanat çırpışıdır fırtınalar çıkaran” Ebabile taş oldun, iyilere yoldaş oldun… Obam, oban; toprağım, toprağın; Mahallem, mahallen olsun.
Veysel İlhan
YORUMLAR