YUMAK YUMAK HAYATIMIZ!
Reklam
Uğur Canbolat​

Uğur Canbolat​

ÇIKRIK

YUMAK YUMAK HAYATIMIZ!

14 Mayıs 2018 - 12:29

 

HAYAT dümdüz değil, inişleri, çıkışları var. Hatta takılmalar, düşmeler ve kalkmalardan oluşuyor da diyebiliriz. Mühim olan belki de içinde bulunduğumuz yumaklar toplamından ne kadar hızlı ve doğru yöntemlerle çıkabildiğimizdir.

Buraya odaklanmak enerjimizi daha güçlü tutacaktır.

Düşünün bir kere; kafamızın içinde hangi yumaklar var. Neden aklımız pek çok hususta karışık?

Bir konuda dün şu istikamette düşünürken, bugün tamamen farklı bir görüş belirtebiliyoruz.

Zihnimizdeki bu yumaklar acaba sabitelerimiz diyebileceğimiz değişmezlerimin tam olmayışından kaynaklanıyor olabilir mi?

Dikkat!

Pergelin sabitlenmesi gereken ayağında sorunlar olabilir.

Öğrendiklerimiz de zaman zaman içinden çıkamadığımız yumaklar oluşturabilir.

Sağlıklı, nitelikli ve ısrarlı bir okuma sistematiğine sahip olamayışımız mevcut olan yumakların daha da karmaşık hâle gelmesine sebep olabilir.

Buraya da bir “Dikkat” levhası koymak yerinde olabilir.

Hatırlar mısınız bilmem, çocukluğumuzun en önemli hatıralarından birisi de kedilerimizdir.

Ve onların oluşturduğu, daha doğrusu içinden çıkılmaz hâle getirdiği yumaklardır.

Modern yaşam tarzının getirdiği hızlılık, bireysellik, sadece kendine yönelik yaşama ve başarıya odaklanmış hırs gibi pek çok yeni parametreler ne yazık ki, yumakları hem çoğalttı, hem de daha karmaşık noktaya taşıdı.

Hayatımız yumak yumak oldu.

Bunun üstesinden gelmek mümkün mü? Elbette mümkün, ama kolay mıdır sorusuna olumlu cevap veremiyorum.

Önceliğin sağlıklı bir tespit olduğu fikrindeyim. Örneğin,  yumaklarımız hangi konularda?

Başlangıcı ve geldiği aşama nedir?

Karışıklık seviyesi hangi oranlardadır?

Hangi durumlar yumaklarımızı daha da doladı birbirine?

Bu yumakların hayatımıza maliyeti neler oldu?

Bu sorulara canımız acısa da sıhhatli cevaplar üretmemiz gerekiyor.

Ne diyelim; niyet hayr ise akıbet de hayr olacaktır.

Aklımızdaki, fikrimizdeki yumaklar…

Bakış açılarımızdaki yumaklar.

Gönlümüzü sıkıştıran, zorlayan, ruhumuzu nefes almakta zorlayan yumaklar…

Yapmak istediğimiz halde bunu başarmamıza engel oluşturan yumaklar.

Sevgimizi öldüren, aşkımıza mezar kazdıran yumaklar.

Sözümüzü dilimize dolayan yumaklar.

Dosta giden yolları yokuşa süren ve ayağımıza dolanan yumaklar.

Gönlümüze damlayacak hakikat sözcüklerine şemsiye açan yumaklar.

 Ah şu yumaklar.

Yumakla, yıkamakla temizlenir mi bizi çepeçevre sarmış olan bu yumaklar? Ne dersiniz yumuşar mı ipleri?

Yaklaşmış olan Ramazan’ın rahmet yağmurlarına çıkalım mı?

Islansa saçımız, başımız, yüzümüz… Yıkansa gözümüz bu yağmurlarla.

Bize güç gelse, yüreğimiz takat getirse.

Ve yekinsek, ardından bizi bağlayan tüm bağları bir hamlede koparıversek.

Oh desek sonra, kurtulduk bu yumaklardan diye dostlara, canlara ünlesek.

Onlar sevinse, biz de sevinsek bir daha.

Ve…

Bayram ediversek.

Ne dersiniz?

14.05.2018

 

 

 

Bu yazı 2337 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum