BEN zaten hep sana gelirim.
Ne çok anlatacak şeyim var, ah ne çok!
Ne düşünüyorum biliyor musun? Bilmiyorsun elbet. Nereden bileceksin ki!
O kadar fazla ki, anlatacaklarım nereden başlayacağımı bilmiyorum.
İnan.
Kediden mi başlasam diyorum.
Hani sevmeye doyamadığımız. Sevdikçe kendine gelen kediyi.
Acaba diyorum ben sana kediyi nasıl sevdiğimi anlatırken içimdeki seni nasıl sevdiğimi de anlatmış olur muyum?
Ya da sen böyle anlar mısın?
…
Sana geldim.
Ben zaten hep sana gelirim.
Gidiyorum dediğim zaman bile. Hatta gittim dediğimde de ben sana gelirim.
Neden diye sorma lütfen.
Çünkü güneş hep aynı yerden doğar.
Sen bana hep kalbimden doğuyorsun.
Sana kalbim diyorum ya bazen. Onun için işte.
Güneşi anlatsam sana diyorum.
Yine sen bende olan doğuşunu anlar mısın?
…
Martılar diyorum kimi zaman… Martılar…
Sana gelişim gibi gelen martılar.
Her simit atışımda o ferahlatan, saran, sarmalayan duyguların yüreğime üşüşmesi gibi üşüşen martılar.
Ne çok şey anlatırlar canım, ah ne çok şey.
…
Sana geldim.
Ben zaten hep sana gelirim.
Rüzgârın gelişi gibi…
Sessiz…
Üşütmeyen ama serinleten bir geliş bu.
Acaba rüzgârla mı başlasam?
Ne dersin?
…
Sana geldim.
Ben zaten hep sana gelirim.
Sana geldiğimde kendime geldiğimi bildiğim için ben hep sana gelirim.
Sana!