BİR diyalektik hâli bizimkisi…
BİZ seninle aynı karardayız ama aynı yerde durmuyoruz.
Bir diyalektik süreç yaşadığımız.
Biz birbirimizin gönül senteziyiz nazarım.
Buraya kolay mı ulaştık? Hayır.
Sen bana döküldün nehir nehir… Ben sana…
Geceler boyu akıp durduk birbirimize.
Yıldızlar gönlümüze göz kırptıkça bunu bir onay olarak kabul ederek birbirimize olan tutkuyu ateşledik.
Yandıkça yandık.
Ve…
Kavrulduk…
…
BİR diyalektik hâli bizimkisi…
Gözlerimiz konuşur evvele…
Sessiz bir akış, sedasız bir konuşma sanırsan yanılırsın.
Şimşekler çakmakta yer yer zira.
Kızdığı zaman kaşlarının kavisleri belirginleşip bir yay gibi gerilir.
Kirişe kirpik oklarını ustaca yerleştirip atar ki, kurtuluşu yoktur.
Her zaman gönle tam isabet eder.
Ve…
Bunun kurtuluşu yoktur.
…
BİR diyalektik hâli bizimkisi…
Kelimeler şahmeran olur. Cümleler şahlanır…
Henüz infilak etmemiş yanardağ misali kükredikçe kükrer.
İçten içe kaynadıkça kaynar.
Ve…
Taşar.
…
BİR diyalektik hâli bizimkisi…
Gözü göze akıttık, sözü söze uladık.
Akıl yürüttük.
Ve…
Gönle ulaştık.
Ardından orada karar kıldık.
Ben senin yüreğinde, sen benim kalbimde…
Çelişkilerimiz olmadı mı? Kaygılarımız, korkularımız, farklılıklarımız, tereddütlerimiz, açmazlarımız, zorluklarımız olmadı mı? Hepsi oldu. Fazlasıyla hem de.
Etkiledik, etkilendik.
Ben senin etkinde kalmayı sevdim, sen benim… Böyle işledi sistem.
Biz birbirimizin hayal tamircisi olduk. Kırıklıkları onardık sabırla.
Karşıtlıklarımız, farklılıklarımız besledi bizi. Bunlardan yararlanmayı bildik.
Bir potada eritmeyi ve dönüşmelerini başardık.
Gerçekliğimizi bu şekilde zuhura çıkardık.
Tüm bunların sonunda gerçekleşti büyük buluşma.
Aşk buluşması.
Aşk insanı tevhid ediyormuş bunu öğrendik. Çelişkileri gideriyor, zıtlıkları birliyor.
Konuşma, müzakere, hareket, değişme ve dönüşmeyi barındıran bir yaşama biçimi.
Etkileme ve etkilenmekle devam eden bir diyalektik…
Bu bizimkisi…