HER ZAMAN ARAZİYİ GÖSTERMEZ ŞU HARİTA!
Reklam
Süleyman GÜNER

Süleyman GÜNER

[email protected]
  • Instagram
  • LinkedIn

HER ZAMAN ARAZİYİ GÖSTERMEZ ŞU HARİTA!

02 Mayıs 2024 - 19:55


HER ZAMAN ARAZİYİ GÖSTERMEZ ŞU HARİTA!
 

 
Hem fiili, hem zihni, hem kalbi işgal altında;
beklenmedik bir zamanda, tahmin edilemeyen bir mekânda,
akla gelmeyen şartlarda bir araya gelen şer odaklar,
bir araya getirilen birbirine benzemez maşalar,
kuklalar var etrafımızda,
bu hayatta…
 


Harita, her zaman araziyi göstermez! İnsanlar en tepelerde, en üst perdelerden çeşitli mecralarda, kümelerde, partilerde kavga edebilirler. Kitlenin söylediğine de dikkat edeceksin; mesajını alacaksın ve bir kenara da not edeceksin fakat kitlenin kitlendiğine ve kitlediğine de asla kitlenmeyeceksin. Kitlenin kitlediğine kitlenir ve esir olursan, kitleye vereceğin bir şey kalmaz, kitle seni kilitlemiş; farklı kanalların güzelliklerine kör ve sağır olmuşsun, demektir… Zihinsel, duygusal ve bedensel köleler birbirine benzemezler, asla!
 
O görüş, bu görüş, şu görüş bitti bizde; bu kitaptan ne anlıyorum var hayatımızda. Her görüşten fikri merak edilen ve aranan makul bir adam olma vaktindeyiz. Her görüşün tek ortak paydası ‘Din, Ümmet, Vatan, Millet, Devlet, Bayrak’ olan makul adamlar, makul ortamlar, makul mecralar var çünkü. Hayat amacın doğrultusunda, abdestinden şüphe etmeden mücadeleye her zeminde, her zaman, her şartta ve her imkânla devam et.   Ahmet Hamdi Tanpınar; “Türkiye bırakmıyor ki başka bir şey konuşalım…” dediği gibi, Din, Ümmet, Vatan, Millet, Devlet ve Bayrak; Türkiye bırakmasın ki biz de onu konuşalım, der noktasındayız.
 
Bu çağda çok geliştiğimiz noktalar da var, köreldiğimiz noktalar da var; keşke iyi ve güzel olan şeylere doğru gürül gürül akabilsek!
 
Alt zemini, tuğla üstüne kona koyula yükselerek yazılsa her şey, söylenmese hiçbir şey; üst tepeden böyle yazılırsa ve en üst perdeden böyle konuşulursa; sonrasındaysa dağ keçileri gibi yuvarlanıp düşüşü geri dönülemez oluyor, ölümle son buluyor; kimse okumuyor, anlamıyor, ölü doğuyor her şey; boşa kürek çekiliyor öyle böyle... Ne sözü yor ne dinleyen yorulsun; ne kalemi yor ne de okuyan yorulsun!
 
Hiçbir şey görüldüğü gibi değil, hiçbir şey tesadüf değil, medyada anlatıldığı gibi hiç değil! Böyle olmadığının söyleyenin ya dünyadan haberi yok ya gönüllü bir acente ya da siyasi ve epistemik körleşme hastalığı yaşayanlardan biridir.  Birbirine amansız düşman olduklarını söylenenlerin aslında dost olduklarını, en azından birbirlerini her alanda iyi kolladıklarını; aralarındaki bu derin ilişkinin yüksek tepelerdeki masalarda nasıl sağladıklarını gönül gözü, beyin gözü ve kafa gözü birlikte açık olanlar görebilmektedir. Yoksa birine kör olan diğerine sağır, birine lal olan öbürüne topal…
 
Hem fiili, hem zihni, hem kalbi işgal altında; beklenmedik bir zamanda, tahmin edilemeyen bir mekânda, akla gelmeyen şartlarda bir araya gelen şer odaklar, bir araya getirilen birbirine benzemez maşalar, kuklalar var etrafımızda, bu hayatta…
 
Düşünsenize; hiçbir şey görüldüğü gibi değil, hiçbir şey tesadüf hiç değil ve medyada anlatıldığı gibi hiç mi, hiç değil!
 
02.05.2024


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları sadece YAZAR’a aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
 

Bu yazı 454 defa okunmuştur .