GİDENE YOL VER!
Seni dıştan takdir etseler de
içten içe küçümsediklerini hissettiğinde,
onlara söylediklerini bir daha tekrar ettirin
ve niyetlerinin ne olduğunu bir daha sorun.
Gittiyse vardır bir bildiği, vardır bir sebebi; araftaysa da öyle, döndüyse de öyle. Olanda bir hayır vardır, olmayanda bin hayır. Bırak giden gitsin sen kendinle kal. Yağmur, sana değdiği kadar ıslatır. Gidenle gitme, gideni de kendine bırakma; sen kendinle yalnız kal. Kimseye yaranamazsın ne ona ne buna ne şuna ve kimseyi memnun da edemezsin. Körler pazarında ayna satmayı bırak. Seni dıştan takdir etseler de içten içe küçümsediklerini hissettiğinde, onlara söylediklerini bir daha tekrar ettirin ve niyetlerinin ne olduğunu bir daha sorun. Bu onların söylediklerini bir daha düşünmelerine neden olur. Onlar kendilerini, siz onları daha iyi anlarsınız o zaman. Ve sonra sessiz kalın, gönüllü bir sessizliğe niyet edin yanlarında.
Ve bazen sen ayrılabilirsin, gidebilirsin alıştığın yerlerden, güvendiğin eğrelti limanlardan bilinmeyen güvenli ülkelere. Seni bekleyen o ait olduğun denizlere açılmak ve o güvenli limana varmak için satılamayacak ve satın alınamayacak tüm geçmişi de geride bırak. Önündeki yeni yollara, yeni yolculuğa ve yeni yolculara odaklan; yollar arasından en iyi yolu, seferler arasından en iyi seferi ve yolcular arasından en iyi yolcuyu bularak en güvenli limana ve oradan en güvenli topraklara ulaş. Kendine iyi bak kalırken de giderken de seni ayakta ve hayatta tutacak o güç, o potansiyel sende var çünkü. Bundan sonra moda dediğin şey üzerine giydiklerindir, sahip olduklarındır, alıp gittiklerindir, demoda ise diğerlerinin giydikleri, sahip oldukları. İnsanlar mutsuz ve karamsar olduklarında daha çok hata yaparlar. Çaresiz insanlar bazen umutsuz şeyler yapabilirler. Sen ne çaresiz ne de umutsuzsun. Çünkü çare sensin. Senin mutsuz olmaya da karamsar kalmaya da vaktin yok, hakkın da. Taşıyabileceğin kadar yükü al, gerisi öyle kalsın.
Kimse geçmişini satın alacak kadar zengin değildir, hem de hiç kimse. Bırak ne geçmişini satmaya kalk ne de kimsenin geçmişini satın almaya. Sana böyle davrananlar ya çok cimridirler ya ana kuzusudurlar yahut narsisttirler. Her şeye rağmen gidenlere de gidenlerinin ardında yanındakilerin böyle davrananlarına da aldırma. Bu da geçer de. Ve kendi gündemine dön, var edene dön ve özüne yakışan gibi biri ol. Kendin dosdoğru olduğunda eğri belasını bulur ve hakikat ortaya çıkar bir gün. Yalan korkakların kalesidir, tek sermayesidir. Cesareti olanlar gerçek bir savaş meydanındadır. Sen gerçeklerle savaşırken giden kalesine sığındı, etrafındakiler de kalesine çekildi.
Ve bu durumda şöyle dua et: Allah’ım! İnsan insana muhtaçtır. Kimseyi bana ve beni kimseye kaldıramayacağım bir yük eyleme! Âmin!
Ancak her şeye rağmen hepimizin, birbirine dokunmadan birbirini düşünerek yakınlaşan birine daha fazla ihtiyacı var. Hepimizin, yakınlaşmadan söyleyemediklerimizi anlayan birine çok daha fazla ihtiyacı var.
Ve bu durumda ‘Benim değil, davamın neye ihtiyacı var’ diyerek hayatın merkezine doğru yol almış insanlarla konuşun, sohbet edin! Çünkü onlar için hayat asıl kırkında başlar. O vakte kadar sadece araştırırlar. Onlar gittiği yeri dönüştürenlerdir. Ve onlar körler pazarında da ayna satmayanlardır. Siz de onlar gibi dosdoğru yol üzere olun.
24.11.2024
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları sadece YAZAR’a aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.