BAYRAM NEDİR BİLİR MİSİN?
Ayasofya gibi şu dokuz şehrin kurtulduğu gün,
Mutluluk o gün, kurtuluş o gün, gerçek bayram işte o gün…
Mutluluk o gün, kurtuluş o gün, gerçek bayram işte o gün…
Birlik, beraberlik ve bütünlük üzüm salkımı gibidir,
Salkım taneleri arasında acısı, tatlısı, çürüğü de var,
Ve hepsini aynı kapta sıktığın zaman üzüm suyu olur,
Ekşisi ve acısı mayhoş bir tat katar üzüm suyuna…
Birlik ve beraberlik de üzüm suyu gibidir işte…
Ve bu topraklarda bayramlar da böyledir işte…
Büyük küçük, kadın erkek, yerli yabancı;
Tutan tutamayan ve tutunamayan;
Özünü kavrayan kavrayamayan,
Değerini bilen bilmeyen,
Ezcümle tüm herkesi
Bir araya getirir,
Bayramlar…
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın;
Bölünüp parçalanmayın ve ayrışmayın.
Allah’ın size olan nimetini hatırlayın…” [1]
Parçaları, kurşunla kenetleyerek yekpâre bir cisim,
Çimentoyla yapıştırarak muhkem kaleler inşa edildiği gibi
Kişileri, aileleri, milletleri, ülkeleri ve bütün insanlık âlemini
Yan yana, omuz omuza saflar halinde kucaklayarak
Ruh birliği, fikir birliği, gönül birliği inşa eden
Değerlerdendir bayramlar…
“Bilin ki Allah kendi yolunda sağlam örülmüş bir duvar gibi
Kenetlenmiş saflar halinde mücadele edenleri sever…” [2]
Gözümüz hep saatlerde kaldı, öyle geçti ömrümüz,
Ya buluşmanın saatinde ya kavuşmanın saatinde,
Yahut kıyamet saatinde kaldı iki gözümüz;
Erteledik, örseledik, bilemedik çok şeyi…
Bayramları bekledik, belki yeniden
Hatırlatır nimetin, kıymetini,
Değerini bayramlar...
Bembeyaz yepyeni sayfalardır bayramlar…
Kilitlenen ruhların, akılların, kalplerin, ilişkilerin
Açılma zamanıdır, formatlanma vaktidir bayramlar;
Yeniden canlanma, dirilme, fark etme zamanıdır bayramlar…
“… İnsanlara rehber olarak
Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır…” [3]
“Biz onu mübarek bir gecede indirdik;
Biz daima uyarmaktayız…” [4]
“Biz onu Kadir gecesinde indirdik…” [5]
Kur’an’ı, hayatımıza ilk günkü gibi indirdiğimizi,
Ruhumuzu, aklımızı, kalbimizi ve hayatımızın her anını
Ona göre ayarladığımızı, âleme ilan ettiğimiz anlarıdır bayramlar…
Ben demek bencilik değildir aslında,
Önce ben, sonra sen, daha sonra biz ve hepimiz…
Büyük küçük, kadın erkek, maddi manevi, varlık yokluk, doğru yanlış,
Kişi, aile, millet, vatan değerlerinin kavrandığı günleridir bayramlar…
“… (Ey insanlar!) Biz kiminizi kiminiz için
İmtihan vesilesi yaptık. Bakalım sabredecek misiniz?
Rabbin her şeyi görüp gözetlemektedir.” [6]
Ve
Erit kin bağlı, dimdik, kıraç yamaçlarını
Akıt katran karası, kinli yaralarını…
Boğulup öleceksin delik deşik geminle
İyileştir Kur’ân’la gönül yaralarını…
Nefsini kurban et, nefsini yoksa yorma kendini, hem de hiç yorma; kurban zaten aziz, zaten mübarek… Mülkü olmayan fakirin dünyası mı daha güzel, fikri olmayan fakirin dünyası mı daha güzel? Hangisinin kurbanı daha aziz, hangisinin kurbanı daha mübarek…
İşte böyle bir anda, can paramparça, canan param parça bir zamanda, her şeyi sıfırlar üç aylar, kandiller, bayramlar; yeniden format atar ruh iklimine, duygu dehlizlerine, beden coğrafyasına; cana can gelir, canan gelir, sevince bürünür, huzur dolar, Ayasofya gibi yeniden dirilir insan; ruhen ayaktadır, bedenen ayaktadır, yekvücut, bir bütün kıyamdadır o ân…
“Dokuz şehir kurtulsun ki kurtulacaktır o zaman Müminler, Müslümanlar. Bu dokuz şehir: Mekke, Kudüs, İstanbul, Bağdat, Şam, Kahire, Beyrut, Kabil ve İslamabad” der Üstat Sezai Karakoç.
Ayasofya gibi şu dokuz şehrin kurtulduğu gün,
Mutluluk o gün, kurtuluş o gün, gerçek bayram işte o gün…
Bayramınız bayram ola,
Özlediğimiz bayramlar gibi ola,
Bayramınız eski bayramlar gibi ola…
Bayramınız eski bayramlardan da güzel ola…
16.06.2024
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları sadece YAZAR’a aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.