APTAL VE AHMAK GÜRUH!
Reklam
Süleyman GÜNER

Süleyman GÜNER

[email protected]
  • Instagram
  • LinkedIn

APTAL VE AHMAK GÜRUH!

28 Mayıs 2024 - 17:14

 

APTAL VE AHMAK GÜRUH!
 
 
 
“ … Ama onlar sanki bir yere dayanmış kütükler gibidir…”
Bir iki cümle söylediğinde, yazdıklarının
bekâretinin gideceğinden de korkan
tuhaf bir cenah
bunlar!
 
 
Bezelye taneleri gibi birbirine benzeyen bir güruh var ya.  Aptal ve ahmak bir güruh! Gerçeği bilerek, görerek, hatta hissederek yaşıyorlar fakat yalana inanmaya devam ediyorlar. Kafamı boşaltmak istiyorum diyor, doluysa boşalır kafa, boş kafanın boşaltılamayacağını da bilmiyor cinsten cahil bir güruh. Vaktinde, yuvarlandıkları o çukurdan firar edebilseler! Firar edebilmek bile onlar için büyük bir zaferdir.
 
Ve kalbinin sesini, dilinin ne söylediğini duyamayan o cinsten. O kadar da önemli olmadığı söylendiği halde, sıfır noktasından başlayamayan o biçareler.  Hayatın gerçekleri göz bebeklerine dokunmuşken hala başkalarını suçlayan garip bir kesimdir onlar. Bir iki cümle söylediğinde, yazdıklarının bekâretinin gideceğinden de korkan tuhaf bir cenah bunlar! Ne yazdığından öte, nasıl yazdığını dahi bilemeyen yeteneksiz, sabırsız, sebatsız, metanetsiz fakat fazlaca şekva bir güruhtur onlar.
 
Onlar mı kim? Onlar her şeyde, her şerde, her şekilde, hak ettiği her yerde onlar.  Allah, Münâfikûn Suresinin 4. ayetinde şöyle buyuruyor: “Onlara şöyle bir baktığında dış görünüşleri sana iyi bir izlenim verir; konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Ama onlar sanki bir yere dayanmış kütükler gibidir (böyle güvendeymiş gibi görünürler). Her gürültüyü kendilerine yönelik sanırlar. Asıl düşman onlardır, onlardan korun! Allah kahretsin onları! Nasıl da haktan yüz çeviriyorlar!”
 
Yine aynı suresin 7. ayetinde ise şöyle buyuruluyor. “Onlar, “Resûlullah’ın yanındakilere geçimlik bir şeyler vermeyin ki etrafından dağılıp gitsinler” diyenlerdir. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır; ama münafıklar anlamıyorlar!” Burada insana dair iki temel davranışı vardır. Biri, Allah’ı anmayı, O’nun kulu olduğunu unutmamak, biri de sahip olduğu imkânları gönüllü olarak başkalarıyla paylaşmaya çalışmak. İnsanî değerler bakımından düşük düzeyde olan bireyler ve toplumlar, başkalarından ne koparabilecekleri, bu açıdan yüksek düzeyde olanlar ise başkalarına ne verebilecekleri üzerinde yoğunlaşırlar. İnsanlık tarihindeki çekişmelerin ve geliştirilen sosyal düzenlerin özü de bu iki noktadan bağımsız değildir. (Münâfikûn Suresi 1-8. Ayet Tefsiri - Diyanet İşleri BaşKanlığı)
 
Sanma her anlayamadığın ahmaklıktır, budalalıktır. Anlayamadığı hiçbir şeye saygı duymazlar. Hala mantıklı görülen her şeyin kendilerinden öğrenilebileceğini sanan o kibir abidesi topluluktur onlar. Tarzları bu, kibir sinmiş budala ve ahmak bir akıldır bu.
 
Süslü kuyruğu olmayan horoz gibi nereye gidiyorlar, süse ihtiyaç duymadıkları körler ülkesine mi? Hayat, şerefin bittiği yere kadar giden onurlu bir yürüyüştür oysa. Onların iki marifeti vardır: Biri bağırarak etrafını korkutmak, diğeri de ağlayıp sızlanarak kendini acındırmak.
 
Uyuyan göremez, uyanık göz görüyor; nerede olsa görür, nerede olsa bulur, dokunur. Sessizlik ile huzur aynı şey mi o yerde.
 
Aklı gözünün, kulağının, uçkurunun emrinde olanlara hiçbir şey anlatamazsın, kendi yorma.
 
‘Şu beyniniz yıkanmış’ diyen kirli beyinli
Ne ile korunmuşsun kalmış kirli beyinli…
 
Kendi gürültüsüyle sarhoş olmuş bir güruh
Ve kendi gölgesinden korkarak kaçan güruh…
 
28.05.2024
 




Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları sadece YAZAR’a aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
 

Bu yazı 429 defa okunmuştur .