YÖNETİM SANATI
Reklam
Şinasi KARA

Şinasi KARA

Ekonomi,Tarih ve Gündeme dair

YÖNETİM SANATI

09 Aralık 2021 - 17:13



Toplumların sosyo-ekonomik yapısı değişiyor. Değişen yapıya uygun olarak, yönetim sanatı da değişiyor. 

Toplumsal yapı; Tarımsal  Üretim, Sanayi Üretimi ve Bilgi Toplumu şeklinde ayırıma tabi tutulabilir. Yönetim sanatını bu aşamalara göre incelemek  gerekiyor.

1. TARIMSAL ÜRETİM AŞAMASI  ve Yönetim Sanatı;

Tarımsal üretim, toprağa bağlı olarak yapılan üretimdir. Toprak insanaları kendine bağlıyor. Toprak ile insan adeta bütünleşiyor. Tarım toplumu dindar toplumdur.. Olayları ve olguları insan üstü bir güce bağlar. Bağlandığı inanç sistemi siyasal toplumu bir kuşak gibi sarıyor. 

Tarmsal üretim aşamasında; Siyasi Otoritenin, dini kullanarak toplumu idare etmesi kolaylaşıyor. Zirvedeki siyasal otorite,  aynı zamanda, din ya da dinin mezhebi açısından en yüce ve yetkili güç olarak kabul görüyor.  Siyasal toplum, yüce güç olarak siyasal otoriteyi kabul ettiği anda, yönetim  sorun çözülüyor.

İmparatorluklar, feth ettikleri milletlerin dinine ve yaşam biçimine karışmadılar. Ancak bir süre sonra,  yönetim sorunuyla karşılaştılar. Belli bir dini, ya da o dinin mezhebini egemen kılma yoluyla halkı yönetme kolaylığını tercih ettiler. İlahi kuvvete dayalı yönetim sanatı, tarımsal üretimin vaz geçilmez biçimini oluşturdu. Tarihte yaşanmış örnekleri vardır.

-Antik Mısırda Firavunlar,  Tanrıdan inme ve Tanrının yer yüzündeki temsilcisi olarak kabul edilirdi. Firavun, siyasi düzeni rahipler ile birlikte kuruyor ve idare ediyordu. Firavuna karşı gelenler, sıradan halk değildi. Kendi kurduğu düzenin rahipleriydi. Zira, rahipler onun siyasal güç olduğunu, tanrısal bir gücünün olmadığını yaşayarak öğreniyordu.

-Roma İmparatorlarına, Tanrının Oğlu ünvanı verilirdi.  Bu gelenek, Hristiyanlığa da girdi ve Hz. İsa Tanrının Oğlu sayıldı. Papa, yer yüzünde, Hz. İsayı temsil ediyor. Batı dünyasında gelişen bu sosyo-psikolojik anlayış, bin yıldan fazla toplumları kolayca idare etmeye yetmiştir.

-Bizans imparatorları ise TANRININ TEĞMENİ unvanını aldılar. İmparator, Tanrı adına tebasını idare ediyordu.

-Osmanlı başlangıçta, Cihat anlayışı ile hareket ettiyse de, Rumeliye geçince Laik Devlet düzenini tercih etti. Zira, Balkanlarda, Haçlı artığı Katolik Latinler,   derebeylik düzen kurmuşlar. Ortodoks ahaliyi zorbalıkla idare ediyorlardı. Osmnalı, Ortodoks halka, dinlerine karışmayacağına söz verince, Halk Osmanlıyı tutmaya başladı ve 50 yıl gibi kısa sürede,  Osmanlı, Balkan İmparatorluğuna dönüştü.

- Osmanlı, 1517 yılında Halifeliği kılıç hakkı olarak aldığı zaman işler değişti. Yönetimdeki Padişah İslamın Halifesi sayılıyor. Dünyada İslamı  temsil ediyordu. İslamı egemen kılma dönemi başladı. Fakat, Balkanlardaki Ortodoks Ahali, yavaş, yavaş Osmanlıya yabancılaştı.  Balkan İmparatorluğu olan Osmanlı, ilk kayıplarını Ortodoks halkın yaşadığı yörelerde verdi. Balkan bozgunu ile 1912 yılında yıkılma sürecine girdi.

-Bir tarikat liderinin ''İngiltereyi yöneten Hanedanın, Peygamber soyundan geldiğini'' söylemesi,  beni yanıltmadı. Zira,  önemli tarikatların arkasında İngiltere bulunuyor. İslam Alemi, tarımsal üretim aşamasını kıramadı. Dinin, siyasetteki egemenliği devam ediyor. İngilizler bu realiteyi kullanıyor.

2. SANAYİ TOPLUMUNDA YÖNETİM SANATI 

Makale uzuyor. Bu konuda ayrı bir makale düzenleyeceğim.

Şinasi Kara

Bu yazı 439 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum