TÜRKİYENİN PROBLEMİ- İSRAF

Her toplum üretir ve tüketir. Toplumlar, ürettiğinden daha fazla tüketemez.   Normal koşullarda üretilen kısmın bir  bölümü tasarruf edilir. Tasarruflar yatırıma gider ve  üretim=tüketim dengesi kurulur. 

Üretim=tüketim dengesi kurulurken, tüketim israfı, kaynakların heba olmasına neden olur.  Sadece tüketim israfı değil, yatırım israfı da kaynakları yok eder. Kaynakları heba olan toplumlar, tasarruf dar boğazı yaşar. Tasarrufu az olan toplumların sermaye sorunu aşılamaz. Sermaye yetersizliği nedeniyle  yatırımlar finanse edilemez. 

Ürettiğinden daha çok tüketen toplumlar, cari açık verir.  Türkiye cari açık veren bir ülke. Tanzimattan beri sürekli cari açık veriyoruz. Cari açığın gerisinde, İSRAF  var.   Cari açıklar bankerler tarafından finanse ediliyor. Ülke,  yabancı bankerlere, her yıl, milyarlarca dolar faiz  ödüyor. 

Halkların israfını hızlandırmak üzere, emperyalizm propagandası durmuyor. Zira, aşırı tüketimin neden olduğu cari açık,  ülkeyi borç batağına sürüklüyor. Halkı tüketime yönlendirmek için ''Bir daha mı dünyaya geleceksin, neyin varsa tüket, ye iç keyfine bak'' anlayışı  ile toplum yönlendiriliyor. Yabancı markalı mal ve hizmet  tüketimi, moda ve  gelenek haline getiriliyor. 

- Tüketim İsrafı;

 Tüketim israfının gerisinde GÖSTERİŞ HARCAMALARI var. Türk insanı gösterişi seviyor. Ayranı yok içmeye, mercedese binmeyi  tercih ediyor. Borç para alıp,  gösterişli düğün yapıyor.
Türk İnsanı öyle de devlet farklı mı? Hayır.  Bütçe açık veriyor.  Devlet erkanı onlarca  lüks araç ile Cuma namazına gidiyor. Bakanını Yeni Zellandaya  devletin uçağı ile gönderiyor.  Almanyanın resmi araç sayısının on mislinden daha çok resmi  araç kullanıyor. 5 milyon sığınmacıya para harcıyor. Kaynaklarını israf ediyor.

-Yatırım  İsrafı; 

Yatırım israfında ölçü piyasa faiz hadleridir. Faiz hadleri kadar para kazandırmayan yatırıma giden para israf olur. Özel sektör yatırımlarda israf yapamaz. Piyasa faiz hadlerinden daha çok para kazanamadığı yatırımı finanse edemez. Eder ise batar. Devlet öyle değil. Kamu yararı adı altında, faiz gelirini karşılayamayacak yatırımları finanse edebilir. Türkiyede Yap-işlet-devret modelinin gerisinde bu anlayış var. Kanal İstanbul gibi,  faiz gelirini karşılamayan yatırımlar kaynak israfına neden oluyor. 

 - Din amaçlı tüketim harcamaları israf yaratır.  Zira getirisi yoktur. Götürüsü çoktur. Türk insanı çok dindar. Din söz konusu olduğu zaman akan sular duruyor. Cami yanına cami yapıyor.

Beni en çok etkileyen Hacca gitmek olmuştur.  Kurana göre Hac ''borcu olmayan, müslümana'' farzdır. Türkiyenin borcu var. Bu borç aynı zamanda, ülke vatandaşlarının da borcudur. Borçlu insan hacca gidemez.  Buna rağmen, 2 milyon Türk, hac sırası bekliyor.  

İsraf edilen paralar, ülke kaynaklarını  tüketiyor.  Fabrika yapmaya para bulunamıyor.  İlave iş yeri yaratılamıyor.  4  milyon Türk insanı işsizliğin getirdiği sosyo-ekonomik sorunları yaşıyor.

Kaynaklarını israf eden Türkiye, ORTA GELİR TUZAĞINA yakalandı. Bu tuzaktan kurtulamıyor.

Şinasi Kara