Örnek olarak insanı alırsanız, çözemeyeceğiniz sorun kalmaz. Zira ''Her şeyin ölçüsü'' indandır. Bu tespit, M.Ö 4. yüzyılda yaşamış Platona aittir.
Siyasal toplumun yaşamı ile insan yaşamı arasında benzerlik vardır. Siyasal toplum doğar, büyür ve ölür. Ölüm nedeni çürümedir. Siyasal toplumun yaşamı, insan yaşamından daha uzun olduğu için, toplumsal çürüme kolay fark edilemiyor.
Bozulma ve çürümeyi hızlandıran iki unsur var. Birisi içeriden, diğeri dışarıdan gerçekleşiyor. Siyasal toplum, içeride oluşan hastalığı engelleyemez ise kolay yıkılır. Dışarıdan etki ise savaşlar yoluyla son noktayı koyuyor. Savaşta yenilen siyasal toplum, galiplerin kölesi olur. Ya da yok olup, tarih sahnesinden siliniyor.
Siyasal toplumun iç çürümesi, ihanet ile başlar. Hainleri yok edemeyen siyasal toplumlar, önce gelişmesi duruyor. Durgunluğu, gerileme dönemi takip ediyor. Gerilemeyi, içerideki hainler hızlandırıyor ve siyasal toplum tarihe karışıyor. Bu mücadelede başarılı olabilmek için yöntem bellidir. Bigi ve kuvvet.
Türkiyeyi ele alalım. Türk Milletini ''Dış kuvvet ile yıkmak'' mümkün değil. Savaşçı millet. Savaşı kazanmasa da karşısındakini perişan etmesini beceriyor.
Nitekim; 1451 yılında Batı Romayı Attila'nın gücü sarsmış ve yıkılma süreci başlamıştır. 1453 yılında Doğu Romayı Fatih Sultan Mehmet ortadan kaldırmıştır. İngiliz İmparatorluğunun yıkılma süreci, 1915 Çanakkale Savaşı ile başlamıştır.
Hindistan'ın ünlü pasifist Lideri Mahatma Gandi ''Mustafa Kemal, İngilizleri Çanakkalede yenene kadar, İngilizleri TANRI sanıyordum'' diye yazıyor. Çanakkale savaşı, dünyadaki İngiliz efsanesini söndürmüştür. Son noktayı 1917 Gazze Savaşı koymuştur. İngilizler, Gazze Savaşını kazandılar, ancak, öyle büyük zayiat verdiler ki, bir daha eski güçlerine kavuşamadılar.
Ünlü İngiliz Başbakanı Churchill ''Türkleri Savaş ile yenemezsiniz. Dini kullanın. Din adamları, içeriden, Türkiyeyi yıkmak için hazır bekliyor'' diyordu.
Teşhis doğruydu. Türkler dışarıdan yıkılamıyor. Ama, önemli bir zaafları var. Din adamlarının etkisinden kurtulamıyor. En son örnek FETO Tarikatı idi. Feto'nun arkasında Amerika vardı. Amerikan çıkarlarını savunuyorlardı. Feto giti, ama, yerini yüzlercesi doldurdu. Yabancılar bu zaafiyeti çok iyi kullanıyor.
Ulu Önder Atatürk ''Hangi tarikata dokunsam, arkasından İngiltere çıkıyor'' diyordu. Gazi Mareşal Feyzi Çakmak ''Tarikatlar, yabancıların ileri karakolu gibi çalışıyor'' diyordu.
Dış düşmanlar işin kolayını bulmuşlar. Türkiye, içeriden çürüyor.
Şinasi Kara
YORUMLAR