Siyasal bütünlük kazanmış toplumları, top-tüfek ile yıkamazsınız. Zira, siyasal toplum kişiliğini uzun dönemde kazanıyor. Bu kişilik, onu dimdik ayakta tutmaya yetiyor.
Sosyolojik gerçeklerden hareket edilerek ulusal kimliği sonlandırmak olasıdır.
1. Ulusal kimliği yok etmek için öncelikle ''Dilinin yok edilmesi'' gerekiyor. Dilini kaybeden milletler tarih sahnesinden kolay siliniyor. Batı, ülkemizdeki uzantıları kanalıyla Türkçeyi yok etmek için elinden geleni yapıyor. Yabancı lisan ile eğitim bunların başında geliyor. Ancak, Türkçenin eklemeli lisan olması işlerini zora sokuyor.
2. Toplumun geçmişi ile ilişkisini koparmak şart. Toplum atalarının kim olduğunu ve geçmişini bildiği zaman, ayakta kalıyor. Siyasal kimliği yok etmek isteyenler, tarihi yok etmekle işe başlıyor. Türkler, Sümerlilerin Türk olduğunu daha yeni öğrendiler. Anadoluya 1071 de geldiklerine inandırıldılar. Halbuki, Türklerin Anadoludaki varlığı daha önceki yıllara dayanıyor.
3. Toplumun idolleri onu ayakta tutar. En kolayı, ulusal idollerin yerine dini idolleri geçirmektir. Biz Türklere Alp Er Tungayı, Tomris Hatunu, Mete Hanı ve Atillayı unutturdular. Onların yerine, Arap İdollerini çok iyi tanıyoruz. Halbuki Türkler, İslamiyet dünyaya indikten 312 yıl sonra Müslüman olmuşlardı. Buna rağmen, arap kültüründen gelen idolleri kendilerine örnek alıyor.
Aleviler ''Ben Türküm bana ne Arap idolü Ali'den'' diyemiyor. Sünnilerde de aynı hastalık var. İdol olarak sürekli Hz. Ömeri gösteriyor. Halbuki Hz. Ömer Türkler Müslüman olmadan 3 asır önce arapların Halifesiydi.
Tarihi idollerini kaybeden milletler, başka milletlerin kültürü içerisinde kayboluyor.
4. 'Toplumun öz güvenini'' yok etmek şart. Kendine güvenini kaybeden toplumlar tarih sahnesinden siliniyor.
''Millet olarak IQ=ortalama zeka seviyesi düşük'' söylemi ile işe başlanıyor. ''Bizden adam olmaz'' söylemi ile toplumsal acziyet yaratılılıyor ''Borç batağındayız, yıkıldık, üretemiyoruz, teknolojide geriyiz, paramız bitik'' gibi ekonomik söylemler ile toplumda bezginlik yaratılıyor.
5. Toplumun değer yargılarını yok etmeden, siyasal toplum yok edilemez. Bu gerçek, Batı ülkeleri tarafından sıkça kullanılıyor. Türklerin en büyük sosyolojik değer yargısı Atatürk dür. Atatürk sevgi ve saygısını yok etmeden, Türklerin ulusal bütünlüğü bozulmaz.
Bu durumu çok iyi bilen Batı, Atatürke karşı hareketleri destekliyor. Bunların başında tarikatlar geliyor. Tarikata meraklı millet olduğumuz için, Batı bu cepheden devamlı saldırıyor. Ancak, başarısızlar. Zira Türk ile Atatürk özdeş sayılıyor. Damarlarında bir parça Türk kanı taşıyan, Atatürk sözü geçtiği zaman ''dur bakalım'' diyor.
Şinasi Kara
YORUMLAR