Şinasi Kara : DİN ADAMLARI DEVLET İDARESİNİ SEVER
Reklam
Şinasi KARA

Şinasi KARA

Ekonomi,Tarih ve Gündeme dair

Şinasi Kara : DİN ADAMLARI DEVLET İDARESİNİ SEVER

29 Nisan 2020 - 23:12



Antik Mısırdan beri din adamları halkın ürettiklerinden nemalanmayı seviyor. M.Önce  3. binlerde  Mısır halkının yarısı rahip olmuş idi.  Diğer yarısı toprakta üretim yapan köylülere dönüşmüştü.  Herkes hayatından memnun, zaman akıp gidiyordu. Marabalar çalışıyor, rahipler keyf sürüyordu. M.Önce 1350 yIlIna kadar binlerce yıl bu düzen devam etti.

Nil ağzından giren barbar kavimler yağma yapmaya başlayınca işler değişti. Frevun yeterince asker toplayamadı. Zira toprak köylüleri  yumuşatmış ve savaş kabiliyetini yok etmişti. Mecburen rahipleri askere aldı. Düşman kapıda olduğu için  rahiple itiraz edemedi. Bu durumu fırsat bilen Frevun Akhenaton  1350 yılında çok tanrılı rahip düzenini kaldırdı. Yerine tek tanrılı din koydu.

Rahipler eski düzeni arar oldular. İsyan ettiler ve çok tanrılı rahip düzenini tekrar uygulamaya koydular. Milattan Önce 1300 yılında tek tanrıya inanları sürgüne gönderdiler.  Yahudi toplumunun bu sürgünden nasibini aldığı iddia ediliyor. Zira, Musa'nın Mısır'dan çıkış hikayesi bu yıllara tekabül ediyor.

Medeniyet  Mısır'da kurulmasına rağmen, bu gün Mısır dünyanın en fakir geri kalmış ülkelerinden birisidir. Sebebi de halkı sömüren rahip düzeninden Mısır'ın bir türlü kurtulamamış olmasıdır. Hrıstiyanlığın gelişi  Mısır halkı için rahiplerin yerini Papazların almasından başka bir sonuç yaratmamıştır. Arapların istilasıyla egemen olan Islami kültür de farklı bir sonuç ortaya koymamıştır. Din adamları ve egemen olan askerler birlikte halkı sömürdüler ve Mısır halkını  statikoya hapsettiler. Medeniyetin beşiği olan Mısır parazit din adamları sayesinde  geri kalmış tarım toplumu olarak yaşamaya devam ediyor.

Hristıyanlık 476 yılında Roma'nın yıkılışından itibaren  Avrupa'yı karanlık çağa mahkum etti. Bu mahkumiyetten kazançlı çıkan ise Roma Katolik Kilisesi olmuştur. Bu Kilise Dünyanın en zengin kurumuna dönüşmüştür.  Kilisenin gücü 1789 Fransız Devrimi ile kırılabildi. Devrim sırasında giyotine gidenlerin yüzde doksanı katolik din adamlarıydı. Bu kıyım  Kilisenin gücünü Fransada yok etti.  Tüm Avrupa Laik düzene geçerek din ile  devlet idaresini birbirinden  ayırdı.  Avrupalı devletin topladığı vergilerden din adamlarına para ödenmesine karşı çıkıyor.  Avrupa'da din adamları halkın hür iradesinden nemalanıyor. Yani, Kilise cemaati Papazları besliyor.

Türkiye garip bir ülke. Anayasa'da Laik Devlet düzeninden söz ediliyor. Din adamlarına devlet öğretmenlerden daha çok maaş ödüyor. Ayda 25  saat çalışan din adamları  halkın alın teri dökerek ürettiği üründen haksız yere pay almaya devam ediyor. Eski Mısır düzeni Türkiye'de  farklı ve fakat aynı ekonomik sonucu verecek şekilde yaşanıyor.  Dini siyasete alet edenler, din adamları ile birlikte hareket ediyor ve iktidar oluyor.  İktidara geldikleri zaman halktan topladıkları vergiler ile  Diyanet işleri başkanına Mercedes hediye ediyor, din adamlarının maaşını artırıyor.

Türkiye üretime katkısı olmayan  din adamlarını   vergiler ile beslemeye devam ediyor.   Vergiler ve enflasyon (ki bir çeşit vergidir) üretici kesimde tasarruf azalması ile sonuçlanıyor. Ülke tasarruf dar boğazı çekiyor. Tasarruf yetesizliği nedeniyle sermaye birikimi sorunu aşılamıyor.  Yetersiz sermaye  birikimi nedeniyle yabancı ülkelerden borçlanılıyor. Türk ekonomisi yeterince gelişemiyor.

Bu yıl dın adamlarına bütçeden ayrılan para 2 milyar 170 milyon dolar.  Karadenizde üretilen bir yıllık fındık ürününe neredeyse eşit.Din adamları bir yıllık fındığı  tüketiyor. Müslüman Dünyada  Türkiye'den başka maaşlı dın adamı yok. Zira din alimleri maaşlı imamın arkasında kılınan namazı geçersiz sayıyor. Ibadet karşılıgı alınan parayı haram sayıyor.

Bu yazı 1107 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum