Elinde parası olanlar, merak içerisinde bekliyor. Sürekli özelimden ''hocam nereye yatırım yapayım'' diye soruyor. Cevap veremiyorum. Zira, yatırım işlerinde ''belirsizlik katsayısı'' çok yüksek. Belirsizlik yüksek olunca zarar etmek mümkün.
Bu nedenle, yatırımcılara ekonomik durumu anlatacağım ve tercihlerini kendilerine bırakacağım. Bu gün Hisse Senedi Piyasasını anlatacağım. Sırayla, tahvil, mevduat, döviz ve emlak piyasası konusunda açıklamalarda bulunacağım. Anlattıklarımı ''yatırım yapmaya tavsiye olarak algılamak'' yanlış olur. Sadece durumu özetliyor olacağım. Karar her zamanki gibi yatırımcıya aittir.
Hisse Senedi Piyasası
Piyasada fiyatı en değişken yatırım aracı hisse senetleridir. Günlük değişim bazen yüzde 5 lere ulaşıyor. Hisse senetlerinde kural, düşük fiyattan alıp yüksek fiyattan satmaktır. Dolar bazında hesap ettiğimiz zaman, hisse senedi piyasası tarihi dip seviyelerde bulunuyor. Yakından takip ettiğim için biliyorum. Vakıflar Bankası hisse senetleri, 2.20 doları görmüş idi. Şu anda 60 sentin altına düştü.
Dünya menkul kıymetler borsaları birbirlerine entegre durumdadır. Borsa İstanbul bu entegrasyonun üyesi. Dolar bazında ucuz olması, yatırımcıları heyacanlandırıyor. Ancak, uluslararsı derecelendirme kurumlarının taraflı tutumu yüzünden, fonlar borsaya yatırım yapamıyor. Bazı fonlar, en az iki derecelendirme kurumunun ''yatırım yapılabilir'' notu olmadan hareket edemiyor.
Ekonomik istikrarsızlığın da önemi var. İstikrarsızlığın başında ''güven eksikliği'' geliyor. Ekonomi yönetiminde, kariyer ve liyakat prensibinden bir hayli uzaklaşıldı. En iyi bu durumu para sahipleri görür. Şu anda yatırımcılar arasında ''önümüzü görelim'' söylemi sıkça kullanılıyor.
Menkul Kıymetler Borsasında işlem yapanlar ''siyasi ve ekonomik riskleri'' hesap etmelidir. Savaş riski, her zaman borsaların dip yapmasına neden olmuştur. İkinci sırada ekonomik riskler var. Ekonomik riskler arttığı zaman, borsa endeksi düşer. Riskler kalkınca, yukarı hareket dinamizm kazanır. Bu gün yaşadığımız en önemli risk covit-19 Pandemiden kaynaklanıyor.
Ekonomide konjonktür hareketleri vardır. Dip-gelişme-zirve ve düşme dönemleri şeklinde bu hareket her 8-10 yılda bir tekrar eder. Gelişme dönemlerinde karlar artıyor. Artan kar, hisse senedine doğrudan yansıyor. Zira, hisse senetlerinin fiyatını, verdiği kar belirliyor.
Covit 19 Pandemi nedeniyle, dünya ekonomileri resesyona girdi. Dip seviyeler görüldü. Dip seviyelerde, hisse senetleri fiyatı da dip yapıyor. Ekonomiler, dip seviyede fazla kalamıyor. Tüketim, üretimi tahrik ediyor ve sistem tekrar dinamizm kazanıyor. Üç ülkenin bu dinamizmi kazandığından söz ediliyor. Bunlar, Çin-Güney Kore ve Türkiye dir.
Nitekim Türk Ekonomisi 3. çeyrekten itibaren büyüme sürecine girdi. Beklenenden daha çabuk toparlanıyor. Nedeni genç nüfusa bağlanıyor. Genç nüfus, covit-19 pandemiden fazla etkilenmedi. Gösterge ortada. Kapasite kullanım oranları yüzde 76 lara yükseldi. Yüzde 80 lere çıkınca, yatırımlar hızlanıyor. Gelecek yıl Türk ekonomisinin yüzde 5 büyüyeceğini, uluslararası ekonomik kurumlar teyit ediyor.
Ekonomi büyüdüğü zaman, en çabuk etkilenen hisse senedi piyasası olur. Büyüme ile birlikte borsa endeksi de artar. Şu anda, iyi seçilmiş hisse senetlerinin kazanç sağlayacağı olası görülüyor.
Şinasi Kara
YORUMLAR