Sosyolojik kuraldır. Dinler siyasete konu olduğu zaman, mutlaka ayırımcılık oluşacaktır. Aynı din içerisindeki ayırımcılık MEZHEP şeklinde gerçekleşiyor. Ayırımcılığın nedeni, siyasi ve ekonomik iktidarı ele geçirmektir. Ayırımcılığa dayanan mezhepler Yahudilikte de vardır. Hristiyanlıkta da vardır. Müslümanlıkta da vardır.
632 yılında Hz. Peygamber ölünce, Hilafet sorun oldu. Zira, Hz. Peygamberin erkek çocuğu yoktu. Hz. Ali, Peygamberin damadı idi. Yaşamı boyunca, Hz. Muhammed, kızı Fatmanın eşi Aliyi yanından ayırmıyor.. Savaşlarda, onu Orduya komutan yapıyordu. Öldükten sonra, damadı Aliye hilafetin geçmesi konusunda, Araplar arasında örtülü bir kabul vardı. Ancak, Hz. Peygamber ölünce işler değişti.
Hz. Peygamber ölünce, cenaze işleri ile Hz. Ali ilgilenmek zorunda kaldı. Cenaze işleri ile Hz. Ali uğraşırken, Hz. Ebubekir Halife seçildi.
Hz. Ebubekiri önemli bir sorun bekliyordu. Araplar ''Kuranın infak hükümlerine uymuyor'' zekat vermiyordu. Hz. Ebubekir Ordu kurdu, İRTİDAT SAVAŞLARI başladı. Sonuç alınamayınca, ZEKAT KIRKTA BİRE İNDİRİLDİ. Çok kan dökülmüş ve İslam yıpranmıştı. Bu nedenle, Hz Ali, ne Ömer ne de Osmanın Halife olmasına sesi çıkmadı.
Osmanın katledilmesinden sonra Hz. Ali Halife seçildi. Ali'nin halifeliğini, Şam Valisi Muaviye tanımadı. Gerekçeleri vardı. Osmanın katledilmesinden Aliyi sorumlu tutuyordu. Halife Ali, Muaviyeye karşı savaş açtı. 657 yılında Sıffin Savaşı yapılırken, Muaviye taraftarları, Kuran surelerini mızrak uçlarına takarak ''Müslümanların anlaşmaları gerektiğini'' savaş meydanında bağırıyor, tarafları anlaşmaya davet ediyordu. Heyet kuruldu, Heyet, Ali'nin Halifeliğini düşürdü. Muaviyeyi, şartlara bağlı şekilde Halife ilan ettiler.
Hz. Ali ile birlikte hareket eden araplardan bir kısmı anlaşmaya itiraz ettiler. Bunlara Hariciler denildi. Ali, barış olsun istiyordu ve haricilerin itirazını kabul etmiyordu. Harici mensuplarından birisi Hz. Aliyi katletti. VE HARİCİLER, tamamen ayrıştılar. Farklı bir mezhep olarak varlıklarını sürdürdüler.
Muaviye adil bir Halife değildi. Hz. Ali ölünce, haklarını oğlu Hasan devralmış olacaktı ki, Muaviye Hasanı zehirletti. Hilafet makamını kendi soyundan gelenlere intikal ettirecek, alt yapıyı da hazırladı. Muaviye ölünce, yerine oğlu YEZİD halifelik makamına oturdu.
Yezidin sorunu, Hz. Muhammedin torunu Hüseyin ileydi. Araplar, Hüseyinin Halife olmasını beklerken, 680 yılında Yezid Kerbelada, Hüseyini ve ailesini katletti. Bu katliamdan sonra, Ali taraftarları, ALİ ŞİASI diye tamamen ayrıştılar ve ŞİİLİK MEZHEBİ doğdu.
Şiiler, Üç Halifeyi (Ebubekkir-Ömer ve Osmanı) meşru Halife olarak görmüyor. Onları, Hilafeti gasp etmekle suçluyor. Hilafetin meşru sahibinin Hz. Peygamber soyudan gelen Ali ve onun çocuklarına ait olması gerektiğini savunuyor.
Emevilerin, İslamiyeti devlet dinine dönüştürmelerine İmamı Azam Ebu Hanife karşı çıkmıştı. Ebu Hanife (699-767) ''Kurana ve Hz. Peygamberin Sünnetine uygun hareket edilmesi'' gerektiğini savunan SÜNNİLİK MEZHEBİNİ kurdu. Böylece üç mezhep ortaya çıktı. SÜNNİ-Şİİ VE HARİCİ.
Hz. Peygamberin amcası Abbasın soyundan gelenler, bir araya geldiler ve 750 yılında Muaviye soyundan gelen Emevi Hanedanına son verdiler. Abbasiler, Sünni Mezhebi benimsediler. Sünnilik başat mezhep olarak İslam Aleminde yerleşti.
Daha sonra Sünni Mezhebine bağlı dört ayrı mezhep ortaya çıktı. Bunlar; Hanefilik, Malikilik, Şafilik ve Hanbelilik dir. Aralarında usule ilikin farklılıklar olsa bile, Sünni anlayışta hem fikirdirler. Kendilerini HAK MEZHEP olarak ilan ettiler.
Abbasilerin Sünni olmasına karşılık, Şiilik de devam ediyordu. Hz. Peygamberin kızı Fatmanın soyundan geldiklerini iddia eden ve kendilerine Fatimi diye tanımlayan Şiiler Abbasilere isyan ettiler. 909 yılında Mısırı ele geçirdiler ve FATİMİ-Şİİ HALİFESİNİ ilan ettiler.
909 ile 1171 yılları arasında İslamın iki Halifesi vardı. Biri Bağdatta Sünni Halifesi. Diğeri, Mısırda Şii Halifesi. Şiiler ve Sünniler arasında acımasız bir savaş sürüyor. Sünniler, yakaladığı Şiileri katlediyor. Şiiler de Sünnileri.
Selçuklunun Halep Atabeyi Nurettin Zengi ordu göndererek, Mısırdaki Şii Hilafetine 1171 yılında son verdi. Abbasi Halifesi İslamı tek başına temsil etmeye başladı.
Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Beyden (1054 yılından) beri, Sünni Abbasi Halifesini Türkler koruyordu. Büyük Selçuklu dağılınca, koruma görevi Anadolu Selçuklularına geçti. 1243 yılındaKİ KÖSEDAĞ Savaşında Anadolu Selçuklunun, Moğollara yenilmesi üzerine Halifenin koruyucusu da kalmadı. 1258 yılında Cengiz Hanın torunu Hülagü, Bağdatı yağmaladı ve son Sünni Halifesini çuvala koyup, atların ayakları altında idam etti. Sünni İslam Halifesiz ve başsız kaldı.
Mısırda kurulu Memluk Türk Devleti 1260 yılında, Bağdat katliamından kurtulan Halifenin yeğeni Ahmeti Halife ilan etti. Böylece Türkler, Sünni İslamı tekrar ayağa kaldırdılar.
Memluk Devletinin korumasında devam eden Hilafet, 1517 yılında Osmanlıya, kılıç hakkı olarak geçti. Osmanlı Sünni İslamı kendine Mezhep olarak seçti. Cumhuriyet 1924 yılında Hilafeti kaldırdı. Kaldırdığı günün gecesi yerine, Diyanet İşleri Başkanlığını kurdu. Diyanet Sünni Mezhebine göre İslamı yorumluyor.
Şiiler içerisinde de farklı tarikatlar ortaya çıktı. Son imama göre şekilleniyor. İmam Caferi kabul edenler Caferi Mezhebini oluşturdular. İsmaili takip edenler İsmailiye Mezhebini oluşturdular. Şiilikten bağımsız ve fakat Ali Paydasında ortak inanca sahip Alevilik de tarikat olarak varlığını sürdürüyor. Alevilik ikiye ayrılıyor. Bunlar; Türkmen Aleviliği ve Arap Aleviliğidir. Arap Alevilerine NUSAYRİ de deniliyor. Aralarında Ali Paydasından başka ortak taraf yok. Arap Alevisi Nusayrilerde kadının yeri yok. Türkmen Aleviliğinde ise kadın baş tacı ediliyor.
Şiiler ve Sünniler arasındaki savaş günümüzde devam ediyor. Suriyedeki felaketin gerisinde Sünni-Nusayri ayırımcılığı var. Esad iktidarı Nusayrilere dayanıyor. Baba Esad 1986 yılında Hamada 30 bin Sünni Arabı kurşuna dizmişti. Ayrıcalık, ülkeyi harabeye çevirdi. Şii İran, Suriyedeki Nusayri rejimini destekliyor. Bu desteğin gerisinde mezhepçilik olduğu söyleniyor. Suudi Arabistan, Yemendeki Şiilerin üzerine bomba yağdırıyor.
Türkiye Laik Devlet düzenini seçtiği için, Mezhep Savaşlarının dışında kaldı. Yasalarımız mezhebe bağlı ayırımcılığı yasaklıyor.
Şinasi Kara
YORUMLAR