Ekonomide yoktan var olmaz, var da yok olmaz. Ekonomide mevcut bir kaynağı, harcadığınız zaman, başka bir yatırımı yapmanız mümkün değildir. Kaynakların kullanımında, verimli olanı tercih etmek mecburiyeti vardır.
Ekonomik kaynkları, verimsiz yatırımlar ile boşa harcayan toplumlar, geri kalıyor. Tipik örneği Sovyetler birliği olmuştur. Sovyetler birliği, kaynak israfı yüzünden 1990 yılında dağıldı.
1960 lı yıllarda sosyalist ekonomistler, kaynak israfını fark etmişlerdi. Faiz yasak olduğu için, gölge maliyet kavramı yarattılar. Herbir yatırımı diğeri ile ölçmeye çalıştılar. Başaramadılar. Kaynak israfı devam etti ve sistem çöktü.
Ekonomik açıdan kaynak israfı çok önemlidir. 1920 li yıllarda Almanya kadar hasıla üreten Rusya, bu gün Almanyanın üçte biri kadar hasıla üretemiyor. Kaynağı israf eden ülkeler, geri kalır. Gelecek kuşaklara zarar veriyor.
Türkiye kaynak fakiri ülkedir. Tasarruf dar boğazını aşamadık. Sermaye birikimini tamamlayamadık. Her kuruş, ekonomi için kan damlası anlamına geliyor. Buna rağmen, Hükümet KANAL İSTANBUL diye bir yatırımda ısrar ediyor.
Sosyal demokratlar her işte olduğu gibi, Kanal İstanbul yatırımına karşı çıkıyor. Bunu, gerekçe gösteren hükümet, yatırım kararını aldı, uygulama başladı. Ancak, Kanal İstanbul ekonomik bir yatırım değil. Kaynakları israf edecek.
Bir yatırımın ekonomik olabilmesi için, yatırılan paranın, piyasa faiz hadleriyle hesaplanan maliyetinden daha çok getiri sağlaması lazım. Boğazdan yılda ortalama 40 bin gemi geçiyor. Tamamı, kanaldan geçse ve gemi başına 10 bin dolar ücret alınsa yılda kanaldan elde edilecek gelir, 400 milyon dolar olur. Yatırım 15 milyar doları buluyor. Türkiye euro-bondlara yüzde 6 faiz ödüyor. Bu faiz üzerinden yatırımın faiz maliyeti yılda 900 milyon dolardır.
Kanal İstanbul, yatırılan paranın faizinin ayrısını dahi ödemiyor. Kaynak israfı var. Bedelini gelecek kuşaklar ödeyecek. Ekonomik akıl, yatırım için bir daha düşünülsün istiyor.
Şinasi Kara
YORUMLAR