İmamların üretime katkıları yok. Üretime katkısı olmadan, üretimden pay almaları enflasyon nedenidir. Ülkemizde 140 bin imam, üretime katılmadan maaş alıyor. Aldıkları maaşın, ne dinen ne de hukuk ve ekonomik açıdan haklı tarafı yok.
Profesör Dr. Yaşar Nuri Öztürk ''Paralı imam arkasında kılınan namaz geçerli değildir'' diyordu. Yaşar Hoca, çok büyük bir din alimi idi. Gerçekleri saklamadan söyleyecek kadar da cesur bir insandı. Onun söylemleri, dini kullanarak haksız para kazananları rahatsız ediyordu.
Kuran ''para ile ibadet yaptırmayı'' yasaklıyor. Yasin Suresi 21. Ayet ile ''Sizden ücret almayanlar uyun'' diyor. Şeriat ile idare edilen Suudi Arabistanda paralı imam yok. İmam olmanın şartları var. Kekeme olmamak, namaz kılmayı bilmek, Müslüman olmak, sağlıklı olmak gibi. Her sağlıklı Müslüman İmam olabilir. İmamlık, amatörce yapılan bir iştir. Para ile imamlık olmaz.
Olursa ne olur?
Paralı İmamın olduğu yerde, siyaset oluşuyor. Paralı imam, dinin dışına çıkarak siyaset yapıyor. Siyasette başarılı olmak isteyenlerin hedefinde iki kurum vardır. Birincisi muhtarlar. İkincisi imamlar. Her ikisini kazanan siyasi parti iktidar oluyor.
İşin içine siyaset girince, imamlar itibarını yitiriyor. Nitekim, Sn. Cumhurbaşkanı bir söyleminde ''Toplumun en saygın kişileri imamlar ve muhtarlar idi, şimdi bunlar itibar kaybetti'' diyor.
Paralı imamın olduğu yerde, hukuken haksızlık ortaya çıkıyor. İmam üretime katılmıyor. Bu nedenle karşılıksız toplumdan ücret alıyor. Aldığı para hukuka göre ''sebepsiz zenginleşme'' sayılıyor.
Dini açıdan ise, imamlar para ile ibadet yaptırdıkları için günaha giriyor.
Ekonomik açıdan ise durum daha vahim. Zira, üretime katılmadan pay aldıkları için, imamların aldığı ücret enflasyon yaratıyor.
Şinasi Kara
YORUMLAR