Tarih boyu düşünürler ve peygamberler ideal toplumu aradılar. Kurmaya çalıştılar ve fakat başaramadılar. Bir kaç yaşanmış örnek verecek ve konuyu özetlemeye çalışacağım.
1. M.Ö. 4. yüzyılda; Sirakuza (Sicilya) Kralı oğlunu, Platonun Akademiasına öğrenim görmek üzere gönderir. Oğul babanın yerine kral olunca ''Gel hocam, bahsettiğin ideal toplumu Sicilyada kuralım'' diyerek, Platonu davet eder.
Platon eşitlik üzerine toplumu inşa etmek istiyordu. Herkes üretime eşit katılacak ve üretimden eşit pay alacaktı. Başaramadılar. Eşit insan ideasına göre düzenlenen toplumda, üretim hızla düştü. Aç kalan ahali isyan etti ve kralın kafasını kestiler, Platonu esir pazarında satışa çıkardılar. Platonu, talebelerinden biri tanıdı ve satın aldı. Özgürlüğünü bağışladı. Platonun kurduğu ilk komünist yapılanma yaşayamadı.
2. Tanrı adına ideal toplum yapılanması, Hammurabi ile başlamıştır. M.Ö. 1750 lerde Hammurabi, tapınağa giriyor. Tanrı ile görüşüyor ve ''Tanrı Dediki'' diyerek ünlü kanunlarını çıkarıyordu. Tanrı sözü olduğu için herkes Hammurabi kuralına uyuyordu. Orta Doğunun dinler tarihinde bu kural değişmedi. Değişen sadece tanrı kavramıydı. Tapınakta oturan tanrı yerini, göklerde oturan ve her şeye egemen bir anlayışa bıraktı. Tanrı, aracılar (elçiler) kanalıyla emirlerini peygambere bildiriyor. Peygamber de ideal toplumu kurmaya çalışıyordu.
Başarılı olan üç peygamber var. Birincisi M.Ö. 1280 lerde yaşamış Musa. İkincisi, Hz. İsa, üçüncüsü Musadan 2400 yıl sonra yaşamış Hz. Muhammed dir.
Hz. Musanın ideası ''Tanrı ile Ahit yapmaya'' dayanıyordu. Bu ahide göre, Yahudiler tanrının emirlerine uyacak, tanrı da onlara içinde bal ve süt akan bir memleket'' verecekti. Tanrı emirlerine göre düzenlenen Yahudi toplumu, M.Ö. 1300 lerden günümüze kadar yaşama şansı buldu. Yahudi toplumu ideal mi, değil mi bilinmiyor. Ancak başarılı oldukları kesin. Her yüz buluşun 90 dan fazlası Yahudilerden geliyor. Dünyaya egemen kağıt para doları, Yahudi Bankerler basıyor.
3. Hz. İsanın ideal toplumu başarılı olamadı. Hz. İsanın kendisi Yahudi idi. Yahudilerin tekelinde olan dini, tüm insanlığa mal etti. Fakat bedelini idam edilerek ödedi. Hz. İsanın Hristiyan toplumunu, Papazlar, bin yıldan daha uzun süren zaman diliminde KARANLIK ÇAĞA mahkum ettiler. Rönesans ve reform gayretleri sayesinde, insanoğlu karanlık çağdan kendini kurtarabildi.
4. Hz. Muhammed, cahil ve yağmacı araplardan ideal bir toplum yaratmaya çalıştı. 612 yılından itibaren Allahın emirlerini araplara tebliğ ediyor, topluma yeni bir düzen kuruyordu. Bu düzen ''Platonun, Sirakuzada kurduğu yapılanmaya'' benziyordu. Eşit insan ideası ön plandaydı. Hz. Muhammed, çağdaşları gibi giyiniyor, yaşıyordu. Onun düzeninde, İHTİYAÇTAN FAZLASINI İNFAK ETMEK (Bağışlamak) vardı. İhtiyaçtan fazlası infak edilince geriye tasarruf diye bir şey kalmıyor, mülkiyet geliri de oluşmuyordu. Faiz yasaklanıyor, sermaye birikimi de gerçekleşmiyordu. Sadece emek geliri kutsanıyordu. Hz. Muhammed ''işçinin teri soğumadan ücretinin ödenmesini'' emrediyordu.
Hz. Muhammed'in kurduğu infak (ihtiyaçtan fazlasını bağışlamak) düzeni, yağmacı arap dünyasında kabul görmedi. Hz. Peygamberin veda hutbesine 200 bin kişi katıldı. Hz. Peygamber vefat edince, cenazesine araplar katılmadılar. 3 gün ortada kalan cenazeyi, Damadı Ali ile 16 yakını kaldırdı. Hz. Peygamberin ideal toplumu, onun vefatı ile sonlandı. Ölümünden sonra, Hz. Ebubekir döneminde zekat kırkta bire indirildi ve servetin Allaha ait olduğuna ve ihtiyaçtan fazlasının infak edileceğine dair idea da sonlanmış oldu.
5. 1700 lerden itibaren yeni bir anlayış ile toplum yapılanıyordu. İngiltere başı çekiyordu. Bu yapılanmada ''Zenginlerden oluşan toplum, fakirlerden oluşan topluma göre daha iyidir'' anlayışı benimsendi. Her şeyin ölçüsü paraya dönüştü. Para kazanan sermaye biriktiriyor. Sermaye sahibi itibar kazanıyor. İdealar, şekil değiştiriyordu. Sanayi toplumuna evrimleşme hız kazanıyordu. Sanayi toplumu beraberinde sınıfsal ayrıcalıklar yarattı. Bir tarafta sermaye sahipleri, diğer tarafta emekçiler. Karşılıklı zıtlaşmanın maliyeti, çok ağır olmaya başladı. Zira, sermaye birikiminin kaynağının emek olduğu anlaşılmıştı. Ucuz emek, daha çok kar anlamına geliyor. Daha çok kar, daha çok sermaye birikimi sağlıyordu.
Zıtlaşma sonunda işçi isyanları önlenemedi. 1850 lerde Karl Marks, emekçilere ''Zincirlerinizden başka kaybedecek neyiniz var'' diye sesleniyor. Sendikalar, eşit insan ideasında birleşiyordu. İngiliz işçileri, sömürgelerden gelen gelirler ile refah elde edebildiler. Marksın ideaları, İngilterede değil, 1917 yılında Rusyada gerçekleşti.
Çuvaş Türkü Viladimir Lenin'in kurduğu komünist yapılanma, Stalin ile tam bir diktatörlüğe dönüştü. Faiz dahil mülkiyet gelirleri yasaklandı. Ancak 1990 yılına gelindiğinde, sosyalist yapılanmanın ekonomide geri kaldığı anlaşıldı ve SSCB dağıldı. Sosyalizmin ideal bir toplum olmadığını, insanoğlu yaşayarak öğrenmiş oldu.
6. Günümüz dünyası, ideal topluma ulaşamadı. Ancak ufukta bilgi toplumu görülüyor. Bilgi toplumunda üretim ve tüketim bilgiye bağımlı olarak yapılanacak. Makinelerin üretime egemen olduğu 7/24 çalışan ışıksız fabrikalarda üretim yapılıyor. Genetik mühendisleri, insanın genetik kodunu çözmek üzereler. İnsan oğlunun sağlık ve yaşlanma sorunu çözülüyor. Bilgi toplumuna şimdiden hazırlanmak şart. Bu amaçla eğitimin yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Fen-Matematik ve Tıp konusunda geri kalan toplumları yok olmak bekliyor.
Şinasi Kara
YORUMLAR