Ekonomik sorunlar çözülmez değildir. Siyasi otorite ekonomik sorunları çözemez ise, ekonomi sorunları kendi çözer. Uzun yıllar çözülemediği için sosyo-ekonomik dört sorun kemikleşmiş yapı kazandı. Bunlar; Para politikası, Ekonomide verimsizlik, Siyasal yapıda ayırımcılık ve Hukukun üstünlüğüneki sapmalardır.
1. PARA POLİTİKASINI uzmanlara bırakın.
Para politikası denilince merkez bankasının uyguladığı politika faizi ve piyasaya sürdüğü para miktarı akla gelir. Para politikası yoluyla, faiz ve para miktarına yönelik işlemler direkt ya da dolaylı yollardan uygulanır.
-Türkiye son 10 yıldan beri faiz sorunu yaşıyor. Siyasi güç sahipleri faize karşılar. ''Faiz enflasyona neden olur'' iddiasından vaz geçmediler. Düşük faizde ısrar ediyorlar. Ancak ekonomi teorisi böyle demiyor. Ekonomi faiz neden değil sonuçtur diye teori üreteli 200 yıl oldu. Merkez bankasına baskı yapılarak, düşük tutulan faizin enflasyonu önlemediği görüldü. Halbuki siyasi otorite, enflasyonun nedenini yüksek faize bağlıyordu. Demek ki faiz neden değil sonuç imiş. Bu dersi Türkiye, yüksek enflasyon ile çok pahalı ödemiştir.
-Düşük faizde ısrar etmenin ikinci gerekçesi ''Faizler düşer ise yatırımlar artar'' tezine dayanıyor. Bu kuralın işlemesi için önemli bir şart var. Yeterli tasarruf. Yeterli tasarruf yok ise faizleri sıfır dahi yapsanız, yatırımlar artamıyor. Türkiye, ürettiğinden daha çok tükettiği için, cari açık veriyor. Ulusal tasarruflar, yatırımları finanse edecek büyüklüğe ulaşamıyor. Sorunun çözümü basit. İsrafı önlemek.Tasarrufu teşvik etmek.En büyük israf devlette mevcut. Vatandaşı tasarrufa sevk edecek en önemli etken yüksek faizdir. Faizler yükseldiği zaman halk tasarrufunu artırıyor.
2. Ekonominin ikinci sorunu VERİMSİZLİK dir.
Sanayimiz emek yoğun üretimde uzmanlaştı. Emek yoğun üretim, fazla teknoloji istemiyor. Dünya teknoloji yoğun üretime geçti. Emek yoğun üretim ile sonuca varamayız. Nitekim, toplam ihracat içerisinde teknoloji ürünlerin ihracatı yüzde 3 dür. İthalatımız içerisinde teknolojik ürünler ithalatının oranı yüzde 15 dir. Bu durum karşımıza cari açık olarak çıkıyor. Aradaki yüzde 12 lik farkı telafi etmemiz şart. Teknolojide ileri gitmenin yolu eğitimden geçiyor. Türkiye eğitim sistemi ekonomİk üretim yapısından uzaklaştı. Üniversite dahil, eğitim sistemi mesleksiz insan yetiştiriyor. Sorunun çözümü bellidir. İmam hatip liseleri ile amele üretirsiniz. Türkiye Teknik Lise eğitimin geçmelidir. Almanyanın üretimdeki başarısının temelinde Alman Teknik Liseleri yatıyor.
3. Üçüncü büyük sorunumuz, AYIRIMCILIK dır.
Demokratik sistemin vaz geçilmez unsuru ''Çok Partili'' sistemdir. Partiler ise varlığını, ayırımcılık üzerine kuruyor. Siyasi partiler kendiden olanları bir araya getiriyor. Karşı olanları dışlıyor. Bu ırk olabilir, din olabilir, mezhep olabilir, sosyal sınıf olabilir. Ayırımcılığın artması, siyasal bütünlüğe zarar veriyor. Bunu önlemenin yolu, siyasi partilerin, ülke bütünlüğünü bozacak ayırımcı siyasetten vaz geçmelerine bağlı. Ancak Türkiye, iktidarı ve muhalefeti ile ayırımcı siyasette ısrar ediyor. Bunu gören sermaye korkuyor. Sermaye Yatırımlarını tehir ediyor.
4. Hukuk Devleti İlkelerinden sapmalar var.
Maalesef ülkemizde, yargının tarafsız ve bağımsız olduğu tartışılıyor. Mahkemenin, Anayasa Mahkeme kararına uymuyor olması, Hukukun üstünlüğünü tartışmaya açtı. Kanun devleti mi, hukuk devleti mi tartışması yapılıyor. Bu tartışma dahi, yatırımcıyı korkutuyor. Hukukun üstünlüğü tam olarak sağlanmadığı zaman ve yerlerde sermaye yatırım yapmıyor. Sanayi toplumunda servet ve sermaye mobil karakter kazandı. ABD'de servetin yüzde 70'i hisse senedi ve tahvil olarak tutuluyor. Türkiyede mevduatın yarıdan fazlası döviz olarak tutuluyor. Mobil karakter kazanan servet ve sermaye, hukuk devleti ilkeleri uygulanmayan ülkelerden kaçıyor. Ya da yastık altına iniyor. Kasa satışlarına bakınız. Size doğruları söyler. Korkan sermaye gidecek yer aradığı zaman, yatırım yapılmıyor. Ülke geri kalıyor.
Sorunları çözmenin yolu bellidir. Para politikalarını uzmanlara bırakınız. Eğitimi derhal düzeltiniz. Ayırımcı siyaseti önleyiniz. Hukukun üstünlüğüne saygı gösteriniz.
Yukarıya çıkardığım sorunları çözmeden, ''Bilgi Toplumu'' aşamasına geçmemiz mümkün değildir. Sanayi toplumuna geçişte, sorunları anlayamadığımız için geç kaldık. Bu sefer hata yapma lüksümüz yok. Muhalefete ve iktidara görev düşüyor.
Şinasi Kara
YORUMLAR