ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Reklam
Şinasi KARA

Şinasi KARA

Ekonomi,Tarih ve Gündeme dair

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

19 Ekim 2020 - 09:38

 

Ülkemizdeki ekonomik sorunların gerçek nedenini öğrendik. Kur artışının, enflasyonun, düşük ekonomik büyümenin, cari açığın, işsizliğin ve bütçe açıklarının gerçek nedeni şudur. ÜRETTİĞİNDEN DAHA ÇOK TÜKETMEK.

Sorun teşhis edildiği zaman çözüm de kolaylaşıyor. Her toplum üretir. Ürettiğinin bir kısmını tüketir. Tüketimden geri kalan tasarruftur. Tasarruflar yatırıma gider ve sermaye oluşur. Oluşan sermaye daha çok insana iş verir. İşsizlik azalır. Ücretler artar. Formül ifadesi ÜRETİM-TÜLKETİM= TASARRUF şeklinde yazılır. Her ekonomide Tasarruf=Yatırım eşitliği vardır. Ekonomiler tasarrufundan daha çok yatırım yapamazlar. Sonuç, gelir dolaşır ve tasarrufa dayanır.

Tasarrufu artırmanın yolunu arayacağız ve bulacağız. Yani ürettiğimizden daha az tüketeceğiz. Başka çaremiz yoktur. Söyleyenlere de inanmayın.

Tasarrufu artırmak için iki yol var.

Birincisi üretimi artırmak. Üretimi artırmak kolay değil. İlave toprak lazım, ilave sermaye lazım. Üstün teknoloji lazım. Bunlar üretime anında uygulanamıyor. Zaman istiyor.

İkincisi tüketimi kısmak. Bu elimizde. Öncelikle, devletin israfına son vermek gerekiyor.

- İsrafın başında 4 milyon civarındaki Suriyelilere yapılan harcamalar geliyor. Bir an önce bu işe son vermek şart oldu. Ülke bu israfı taşıyamıyor.
-Devletin elinde mevcut arabalar, uçaklar ve diğer gereksiz araçları derhal satıp kurtulmak şart.
-Sosyal devlet harcamalarını minimuma indirmeden bütçe açıkları düzelmez. Emeklilik sistemi reform bekliyor.
-Yurt dışı kadroların yüzde doksan oranında tenkise tabi tutulması şart. Diyanet mensuplarını ve kadrolarını İl ve ilçe bazında sınırlandırmak lazım. Paralı köy imamı uygulanması sonlandırılmalı.
-Belediyeler, gerçek görevleri olan temizlik, su, kanalizasyon işlerine geri dönmeli. Devlete kafa tutan ve kaynakları istediği gibi kullanan belediye olmaz. Belediye israfının sonlanması için tüm harcamaların Hükümete bırakılması ve tek elden yapılması şart.

Devletin tasarrufu yetmez. Halkın tasarruf etmesini sağlamak gerekiyor.

-Bunun için eğitime görev düşüyor.İlk okuldan başlayarak tasarrufun önemi, kültürel değer olarak aşılanmalı. Gösteriş tüketiminin ayıp olduğu, çevre sorunu yarattığı talebelerin beynine kazınmalıdır.

-Tüketici kredisi kullanma alışkanlığına son verilmelidir. Tasarrufların tüketim amacıyla değil, yatırım amacıyla kullanılması kuralı uygulanmalıdır. Bankaların verdiği tüketici kredilerinde, sermaye oluşumu esas alınmalıdır. Örneğin tüketici kredisi adıyla verilen konut kredilerinde sermaye oluşuyor. Seyahat amaçlı kredilerde ise tüketim artıyor.

-Yatırım kredileri kısa vadeli olmaz. Üreticiye sağlanan kaynaklar, dolaylı olarak yatırıma dönüşür. Bu nedenle üretici kredilerindeki vadenin uzatılması gerekiyor.

Kültürel yapıdaki değişiklik zaman alır. İdari yaptırımların etkisi de sınırlıdır. Tüketimi kısmanın ve tasarrufları artırmanın en kolay yolu, bankaların mevduata verdiği faizi yükseltmektir. Faiz yükseldiği zaman tüketim kısılıyor. Tasarruf artıyor.

Uygulama başladıktan altı ay sonra bankalarda biriken tasarrufların, kredileri geçtiği görülecektir. Bu aşamaya ulaşmak başarının ilk işareti sayılmalıdır. Tasarruf fazlasının, yatırımlara aktarılması zamanı gelmiştir. Zira, piyasa kendi otomatik unsurları ile tasarruf fazlasını yatırıma aktaramıyordur. Bu aşamada, devletin Maliye Politikası yoluyla, fazla tasarrufları ekonomiye kazandırması gerekiyor. Tasarruf fazlalığı döneminde, yatırım tercihi mühim. Yanlış yatırımlar, sonunda sistemi zora sokabilir. Sektörel tercihin, katma değer yaratıcı ve döviz getirici olanları tercih edilmelidir. Şimdiki gibi, inşaat tercihi devam ederse, kurlardaki artış önlenemez.

Yapılacak işler kolay. Önemli olan, bunları halka kabul ettirecek siyasi otoritenin mevcudiyetidir. Akıl ve bilgiye dayalı önerilere ve uygulamalara Türk Milleti uyar. Yeter ki inansın. Türkiye genç ve çalışkan nüfusu ile Ortadoğunun Almanyası olacak ekonomik potansiyeli taşıyor. Ülke ekonomi konusunda bilgili ve deneyimli liderini bekliyor.

Şinasi Kara

Bu yazı 696 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum