Çürüme evrensel kuraldır. Her şey çürür. İnsan yaşlanıyor ve çürüyor. Binalar eskir. Hiç kullanmasanız dahi, aldığınız her türlü eşya çürür. Çürümenin gerisinde zaman vardır. Zaman içerisinde çürüme gerçekleşir.
Bu gerçeği, Antik Yunan düşünürleri fark ettiler ve ZAMAN TANRISI KRONOS kavramı ile açıklamaya çalıştılar. Kronos zalim bir tanrıdır. Her şeyin çürümesine neden oluyor. Gençliğini korumak için, Kronos, doğan çocuklarını yok etmektedir. İnsanın Kronos ile mücadelesi ise, doğum ile başarıya ulaşıyor. İnsan biyolojik çürümeyi, üreme yoluyla yeniyor.
En tehlikelisi, TOPLUMSAL ÇÜRÜME dir. Toplumun çürümesi, diğerlerine benzemez. Makro özellik taşır. Herkesi kapsar ve toplumu yok oluşa götürür.
İnsan her türlü çürüme ile mücadele eden bir varlık. Çürüyen her şeyi yenileme mücadelesi hiç durmaz. Eskiyen alt yapıyı yeniler. Eskiyen üst yapıyı yeniler. Eğer yenilemez, ya da yenileyemez ise enkazın altında kalacağını bilir.
Üst yapı dediğimiz zaman, toplumun sosyolojik yapısı anlaşılmalıdır. Sosyolojik yapıdaki çürüme çabuk anlaşılır. Zira, her türlü çürüme, beraberinde pis kokular getirir. Zamanında müdahale yapılmaz ise, çürüme hızlanır. Yaygınlaşır. Toplum çürümeye başladığı zaman, önce toplumun gelişmesi duruyor. Dinamizmini kaybeden toplumsal yapı, bozuluyor. Toplum bir bütün olarak çöküyor.
6 yaşında çocuğun evlendirilmesi ile, Türk Toplumundaki ÇÜRÜME, aleniyet kazandı. Sosyologlara göre, çocuk gelinler işin görünen yüzü. Tarikatlarda, sübyan mekteplerinde ve yurtlarında, din şemsiyesi altında, ÇOCUK İSTİSMARI had safhaya ulaşmış. Anlatılanları yazmaya, ahlakım izin vermiyor.
Sosyolojik akıl ''çürümeye neden olanların kökünün kazınmasını'' talep ediyor.
Şinasi Kara
YORUMLAR