Uluslararası siyasette, BÖL VE YÖNET metodunun tarihi M.Ö. 6000 lere kadar iniyor. Site devletleri döneminde, siteler, kendilerinden kuvvetli site istemezler, kuvvetlenmesinden korkarlardı. Zira, kuvvetlenen site diğerini egemenliğine alıyor ve kuvvetleni artırıyordu. Kuvvet artışı, imparatorluk olarak karşımıza çıkmıştı.
İmparatorlukar, birbirleri ile mücadele ettiler. Aralarındaki mücadele, karşısındaki imparatorluğun bölünmesine dayanıyordu. İçeriden bölünen imparatorluklar, kolayca yıkılıyor ve ortaya çıkan yeni ve küçük devletleri yönetmek kolaylaşıyordu. Zira, daha küçük toprağa yerleşik devletler, daha düşük kuvvet üretiyordu.
Sanayileşme, beraberinde, böl ve yönet siyasetini getirdi. Bu kez, sanayide rekabetin önlenmesine yönelik politika uygulanmaya başlandı. Zira, yeterli talep yoksa toplumlar sanayileşemiyor. Örneğin Kuveyt. Yeterli sermaye var, ama sanayiyi yaşatacak yeterli nüfus yok.
Bu kuralı ilk fark eden, Yahudi kökenli İngiliz Başbakanı Benjamin Disraeli olmuş ve İngilterenin devlet politikasına dönüştürmüştür. Disraeli'nin hedefinde Osmanlı vardı. Onun esas amacı, Osmanlıyı bölmek ve bölünen Osmanlıdan, İsrailde, Yahudi devleti kurmak idi. Parlamentoyu ikna etmek için gerekçesi hazırdı.
Sene 1870. Başbakan Benjamin Disraeli, İngiliz Parlamentosunda ''Osmanlı İmparatorluğu, İngiliz Emperyalizminin önüneki en büyük engeldir. Bu büyüklükteki bir nüfus, sanayide talep yaratır. Kısa zamanda sanayileşir ve İngilterenin sanayi üstünlüğü sonlanır. Osmanlı bölündüğü taktire, nüfusu azalan küçük devletler otaya çıkacak ve talep eksikliği nedeniyle hiç biri sanayileşemeyecek. İngiliz Emperyalizmi ilelebet devam edecek'' diyordu.
İngiltere bu politikayı başarıyla uyguladı. Osmanlı İmparatorluğundan 32 devlet çıkardılar. Türkiye dışında, Osmanlıdan ayrılan devletlerin hiç birisi sanayileşemedi. Hepsi, ticaret hadlerinin aleyhe işleyen düzeni yüzünden Batının kulu ve kölesi olmaya devam ediyor. Disraeli'nin rüyası da gerçekleşti. İsrailde Yahudi Devleti de kurulmuş oldu.
1944 yılından sonra İngiliz İmparatorluğunun yerini, DOLARA DAYALI Para imparatorluğu aldı. Zannedildiği gibi, dolar imparatorluğunun merkezi AMERİKA değildir. Amerika, dolar imparatorluğunun ücretli jandarmalığını yapıyor. Dolar İmparatorluğunun merkezi City of London dur. Londra deyimi sizi yanıltmasın. City of London, Londranın merkezinde küçük bir yer. Orada, Kraliçenin yasaları geçmiyor.
City of London bankerleri, dünyayı idare etme peşindeler. Amaçlarını da saklamıyorlar. Bu amacı gerçekleştirmek için ''Böl ve yönet siyasetini'' uyguluyorlar. Zira, küçük devletleri para ile yönetmek kolay. Nitekim, İkinci dünya savaşından sonra, 48 olan egemen devlet sayısı bu gün 190 ları geçti. Bölmek amacıyla, ırk, din, mezhep gibi ayrcalıklar kullanılıyor.
Pandemi nedeniyle IMF, 125 devlete daha, dolar üzerinden kredi açtığını beyan etti. IMF, dolar imparatorluğunun devletlere borç veren, kuruluşu. Özel sektör ile işi yok. Borç verdiği devletlerin ekonomik ve siyasal egemenliğine müdahale ediyor.
Hedeflerinde ülkemiz de var. Böl ve yönet siyaseti sınır tanımıyor.
Şinasi Kara
YORUMLAR