Demirel deyince siyasetin tebessüm eden yüzü gelir akla. Neredeyse herkesin hafızasında rahmetli Demirel 'e ait tebessüm ettiren bir anekdot vardır.
"Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz " gibi efsane sözleri de vardır netekim :)
Geçmişte kendisine kızıyor muyduk? Evet hem de çok!
Şimdi özlüyor muyuz? HEMDE ÇOK ÇOK!
Siyasetin kasvetini halka hiç yansıtmadı rahmetli. Çok sıkıntı çekti. 6 defa gitti 7 defa geri geldi. Böyle de bir azim ve kararlılık sahibiydi. Ama hiç şikayet etmedi. Hiç kimseyi suçlamadı. En muktedir olduğu zamanlarda bile mütevazı halini sürdürmeyi başardı.
Ruhu şad olsun diyorum ve Sn. SÜLEYMAN DEMİREL'i
anlatan harika bir anekdotla
Sizi başbaşa bırakıyorum :
***
Demirel kürsüde konuşuyordu:
"Şunu yaptım. Bunu yaptım. Baraj, köprü, yol yaptım. Fabrika yaptım."
Kalabalığın içinde bir adam bağırdı:
"Bubaanin parasıynan mı yaptın?"
Polis, jandarma, Demirel'in korumaları, zabıta hemen bağıran adama doğru harekete geçti.
Başbakan Demirel, görevlilere "Durun!" dedi "Durun! Adam doğru bir şey sordu. "Durun!"
Sonra da protestocu adama bakarak konuşmaya başladı:
"Ülen! Senin bubanla, benim bubamın parasını üst üste koysak yine yetmez. Bu Meydandaki herkes, bubasının parasını getirse, çuvalla koysak o bile az gelir. Milletin parasıyla yaptım. Sizin verginizle. Ama benden öncekiler yapmadılar, ben yapıverdim. Anladın mı?"
Protestocu adam, Demirel'i alkışlamaya başladı: "Valla doğru söylüyon başbakanım. Allah senden razı olsun."
Siyaset işte budur.
Protestocuyu azarlamamak,
ve protestocuya kendini alkışlatmak.
Süleyman Demirel, babası Yahya Çavuş ve annesi Ümmühan hanımla İslamköy’de baba evinde baba evini bize gezdirirken, başımızı eğerek girdiğimiz kerpiç odaya bir göz gezdirdikten sonra şöyle demişti:
"İşte ben bu odada kardeşlerimle yaşadım. Elektrik yoktu gaz lambasıyla okur-yazardık. Köy okulunu bitirdim. Ortaokul yoktu. Ortaokula gitmek için her sabah kilometrelerce yürür, kasabaya giderdik. Sonra Afyon Lisesi. Eğer bana Cumhuriyet nedir, diye sorarsınız. Size cevabım şudur:
Cumhuriyet benim işte! İslamköy'den çıkmış bir köylü çocuğunu cumhurbaşkanı yapan, Cumhuriyet'tir. Cumhuriyet budur. Bunu Büyük Atatürk'e borçluyuz."
Hikaye Sn. Ahmet Küçükbaş 'tan Alıntıdır.
YORUMLAR