Fransız düşünür ve yazar Roger GARAUDY : MÜLK KİMİNDİR?
Reklam
Recep Bayraktaroğlu

Recep Bayraktaroğlu

[email protected]
  • Instagram
  • LinkedIn

Fransız düşünür ve yazar Roger GARAUDY : MÜLK KİMİNDİR?

04 Ekim 2023 - 12:23

İslamı sonradan seçenler çok daha bilinçli ve neye inandığını, neden inandığını bilen tabiri caizse "sağlam müslüman" oluyorlar.
Bizler müslüman bir toplumda, müslüman bir aile ortamında büyüyüp geliştiğimiz için, bizdeki farkındalık sonradan müslüman olanlar kadar net ve berrak olmuyor. 
Aşağıda  Fransız düşünür ve yazar Roger GARAUDY 'in "MÜLK KİMİNDİR" başlıklı makalesini köşemize konuk ediyoruz. Biraz uzun ama okumaya değer bir makale...

***

Fransız düşünür ve yazar Roger GARAUDY, Fransa'nın ünlü edebiyatçısı, aynı zamanda SSCB bilimler akademisinden ödüllü Sosyalisti iken, 1982 yılında İslamiyet'e geçti.
İslamiyet'e girdikten sonra, Batı emperyalizminin işgal ve soyguna dayalı dış siyasetini kitaplarında daha çok eleştirmeye başlayınca, Fransa'da büyük bir dışlanma ve engellenme ile karşılaştı.
İslamiyetin özellikle ilk dönemlerini ve Hz. Muhammed'in düşünce yapısını en iyi şekilde araştırıp, İslamiyeti buna göre bilerek tercih ettiğini söyleyen GARAUDY, İslamiyet hakkında şunları söylemiş ve kitaplarında dünyaya duyurmuştur:

"Hz. Muhammed'in ," Arz Allah'ındır, toprak Allah'ın malı olduğu için şahsa mülk yapılamaz, toprak üzerinde şahsi mülkiyet kurulamaz"
dediğini" yazmıştır.
"Ömer Bin Hattab zamanındaki sosyal ve ekonomik icraat sırasında, arazinin üzerinden şahıs mülkiyeti kaldırılmış ve bunun yerine devlet mülkiyeti esası kabul edilmişti.
Hz. Ömer'in ilk vücuda getirdiği eser ve halkın refahıyla doğrudan doğruya ilgili en inkilapçı yenilik, arazi sahipliği ile, araziyi mülkleştirmek esasını kökünden kaldırmasıdır.
Hz.Ömer'in bu hareketi, üretim araçlarını şahıs mülkiyetinden alıp, umumun devletin mülküne ve işletmesine tahsis etmesi ve üretimden, herkesin ortak bir şekilde faydalanmasını hedef almıştır.
Hz. Ömer mal biriktirmeyi yasak ettiği gibi, Müslümanları çiftlik sahibi olmaktan da men etmişti. İslam ailelerinin geçimleri devlet üzerinden sağlanıyordu.
Memleketin asli ahalisinden biri, Müslümanlığı kabul edince, bunun evvelce malik bulunduğu arazi, bina gibi mülkler, kendi yerleşim yerindeki ahaliye kalarak, bu mallar onların arasında paylaştırılırdı. Müslümanlığı kabul eden bu yenilere de, diğer Müslümanlar gibi hazineden tahsisat bağlanırdı.
Bu devirde bütün arazi(üretim araçları) beytülmale (toplumun ortak mülkiyetine) ait bulunuyordu.
Üretimden masraf çıkarıldıktan sonra, geri kalan kısım, toprağı işleyenler arasında pay ediliyordu.
Sosyalizmin gayesi, insanlar arasında fiili eşitliği temin ve iktisadi hayatı kollektifleştirmekti. İslamiyet de, insanlara bu dünyada saadet ve eşitlik temellerini getirmek ister.
Şahsi mülkiyet, gerek toprak, gerekse sermaye olarak, eşitsizliğin kaynağıdır.
Bu nedenle, Hz. Muhammed, "Arz Allah'ındır, kimsenin mülkü olamaz" diyerek,
Hz. Ömer, arazi alım satımını ortadan kaldırıp, mal biriktirmeyi yasaklayarak, sosyal adalete ortam hazırlamışlardır.
Hz. Ebubekir, İslama girmeden varlıklı bir aileyken, tüm servetini paylaşarak siyaset yaptığından, ölürken hiçbir mal miras bırakmamıştır.
İşte bu yüzdendir ki, Medineli Müslümanlar, Hz. Muhammed'in "İslamlar kardeştir" sözü ve iktisadi eşitleme tavsiyelerini fiilen uygulamaya koyarak, mal ve mülklerini bu yeni kardeşleriyle paylaşmışlardır."

Diyen,
Roger GARAUDY(1913-2012) İslamiyetten anladıklarını ve ilk dönemdeki uygulamaları açıklamıştır.

 

Bu yazı 723 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar