ERGENLERDE KİMLİK ARAYIŞI
Reklam
Psikolog- Meleyke Mursaguliyeva

Psikolog- Meleyke Mursaguliyeva

Sağlıkla Kal

ERGENLERDE KİMLİK ARAYIŞI

05 Ağustos 2024 - 02:00

ERGENLERDE KİMLİK ARAYIŞI

 

  İnsanın en az yaptığı şey, kendi gözündeki değerini ölçüp biçmesidir. Çoğu insanlar, kendilerini değerlendirmeyi başkalarına bırakır ve onların kendi haklarındaki düşüncelerini, yargılarını çok önemserler.

  Ya bir insanın kendi gözündeki değeri nedir?

Bunu insan nasıl bilecek, nasıl ölçecek? Bunu bilmenin elbette bir yolu vardır.

  Bir insan kendi kendisine -tıpkı başkasına duyduğu gibi- saygı duyuyorsa, o insan kendi gözünde iyi bir yerdedir.

  Bazıları da başkalarına saygı göstermezler, duymazlar, ancak herkesten saygı bekler, saygı isterler. Bu beklenti genellikle makam veya mal sahibi insanlarda bulunan bir alışkanlıktır. Çünkü çevresindekiler üzerinde etkili olduğu için, onların gösterdikleri/göstermek zorunda oldukları saygıyı ‘hak ettikleri bir tavır’ olarak algılarlar. Yaşananlar göstermiştir ki gerçekten saygıya layık değillerse, zorunluluk ortadan kalktığı anda, o insanlara saygının zerresi gösterilmemiştir.

  Her durumda saygı gösterilen insanları incelediğimizde ise, onların olgun bir kişiliğe sahip olduklarını, kendisini geliştirmemiş insanlarda bulunan basitliklerin ve sıradanlıkların hiçbirisinin onlarda bulunmadığını, onların kendi kendilerine saygı gösterdikleri gibi çevrelerine karşı da saygılı olduklarını, bu sebeple çevrenin de kendiliğinden onlara saygı gösterdiğini gözlemleriz.

  Ergen, ‘nasıl bir insan olma’ kararı noktasında sıkıntılar yaşar. Herkeste beğendiği ve beğenmediği bazı özellikler bulur; bunların kimini örnek alıp uygular, kimilerini de terk eder. 

  İnsan ömrü içindeki en mühim safha ergenlik çağına kadar olan evredir.

  Ergen düşünmelidir: Kendisi hangi sebeple kimleri sevmek ve saymaktadır? Kendisi kim gibi olmak istemektedir? 

  Bu çalkantılı dönemde her zaman doğru karar verilmeyebilir. İşte bu sebeple, kimlik oluşturma sancıları çeken ergene kolay bir formülümüz var:

  Ergen kendisini, ‘saygı duyacağı ve seveceği’ hale getirmelidir. Bunun uğraşını vermeli ve kendisine saygısını kaybetmesine sebep olacak her şeyden kaçınmalıdır.

  Kimlik bunalımı doğal bir gençlik hastalığıdır. Asıl tehlike bu bunalımdan çıkmayan yetişkin insanlardır. Bu insanlar ergenlik dönemlerinde kimlik bunalımını bitiremeyenlerdir. Böyle insanların benlik saygısı da çok düşük olur. 

  Kimlik karmaşası ergenlik sonunda kimliğin bulunamamasıyla başlar… Kimlik karmaşası olan insanlar bir noktada sabit duramazlar…

  Kendilerini doğrularına göre biçimlendiren ve doğrularını yaşayan insanlar, kendileriyle uyum içerisinde olurlar. Bu durum, onların kendilerine saygı göstermelerinin, parçalanmamış kişilik sahibi olmalarının ilk ve en önemli sebebidir.

  Gerek ergenlik döneminde gerekse ilerleyen yıllarda kimlik ve kişilik sorunu yaşayan insanlar, bunu tıpkı bir hastalık gibi tedavi edebileceklerini, bunun mümkün olduğunu bilmelidirler. Kimlik ve kişilikte oluşan sorunlar giderilmezse, insan hayatını kanserli bir hücre gibi hızla saracaktır.

  Çevremize baktığımızda, cansız (doğrusu hareketsiz) varlıklar bile olduğu gibi kalamazken, insanın olduğu gibi kalmak konusunda inat ve ısrar içinde olması, onun insan olma özelliği, seçebilme ve değişebilme iradesiyle bağdaşmaz.

  Olgun kişilik ve kimliğin ayva gibi olgunlaşmak için uzun zaman gerektirdiğini unutulmamalıdır. Ham iken dalından koparıp yemeye niyetlenen, sonucuna katlanır…

Meleyke Mursaguliyeva 

Bu yazı 200 defa okunmuştur .