ÇAKALLAR DÜNYASI DEĞİŞİR Mİ?

Bir insan şu yaşadığımız dünyanın içine edebilir, kader denilen belirsizliğe sürükleyebilir. Dünya tarihi örneklerle dolu. 

Bu tipler daha çok kurtarıcı olarak bilinir. Kendine tapar ve milyonlarca insanın ona tapmasının koşullarını yaratırlar. Çok zeki kişilerdir bunlar. Genellikle hafife alındıkları için "kurtarıcı" makamını kimseye hissettirmeden ele geçirirler. 

Bu tip çakallar önce ait oldukları halkın, sınıfın hayallerini çalarlar ve kurtarıcı kisvesine bürünürler, sonra büyük hayal kırıklıklarıyla insanlığı uçuruma sürükler. . 

Bunların içinde en acımasızlardan birisidir Stalin. Askeri bir darbeyle iktidarı alan ve sözde sosyalizm ilan eden partinin içinden kurnazca sıyrılıp tek adam oldu önce. Sonra ilk, gerçekten sosyalizme inanan ve onun için hayatlarını ortaya koyan insanları tek tek veya toplu olarak yok etti. Mesela Mayakovski (1925) ilk intihar eden sosyalist şairdir, ki Nazım'ı en çok etkileyen de odur. Milyonlarca sol, sağ, liberal, dindar aydını ortadan kaldıran, sindiren bu adam Doğu Avrupa, Rusya, Orta Asya, Kafkasya halklarının iki kuşağının yaşamlarını kararttı. 

Bugün de onun mirası devam ediyor; özellikle Rusya'da Putin, eski Sovyet cumhuriyetlerini (Türkler dahil) yönetmeye devam ediyor; aynı Stalin gibi en küçük ve masum muhalefete izin vermiyor. Eski KP liderleri cumhuriyetlerinde babadan oğula geçen krallar şimdi. İtaat etmeyenler sorgusuz sualsiz yok edilir. 

Bu tür kurtarıcılar tek olmak zorundadır. İkinciye izin verilemez. İktidar paylaşılmaz. Halkı da kendilerine muhtaç kullar olarak görürler; halkım, der, milletim, der, asla -im'siz cümle kurmazlar. Ele geçirdikleri iktidarları Makyavelist yöntemlerle sürdürürler. 

Çünkü kentlerde toplanan insanlar sosyolojide çoktan "yığınlar veya kitleler" olarak tanımlandılar. Toplumsal tüm refleksler ve parametreler hesaplanmış durumdadır. Bir iktidarın nasıl sürdürülebilir olduğu profesyoneller tarafından ezbere bilinir. Araçlar da üç aşağı beş yukarı bellidir. Bazen toplumlara nefes aldırma ihtiyacı doğduğunda hangi kapıların açılacağı bellidir. Kolay kapatılacak kapılardır genellikle. 

Bizim gibi iyilik düşkünlerinin sakız ettiği demokrasi ve sosyalizmi tarih suratımıza tükürdüğünden beri akılcı bir yol arıyoruz. Ama biz profesyoneller gibi araçlara, niyetlere ve iktidara sahip değiliz. Kirli nimetler için iktidara geçmeye can atanlara karşı zor oyunu bozar yöntemleri de aleyhimize işledi maalesef. 

İyi insanların çoğaldığı bir dünya düşlemekten başka yapabilecek bir şeyimiz yok. Onun adı da zaten "Şey". Yani belirsiz bir gelecek.