Enerji ve tabii kaynaklar bakanlığının zeytinlik alanlarını madenciliğe açan yönetmeliği Reise onaylatarak yürürlüğe koyduğu veya koyacağı konusunda iddialar var.Bu işlem Ne zaman yapıldı?Tabii ki dikkat çekmesin diye Rusya Ukrayna Savaşı dönemine denk getirildi.
Bir ton zeytin yağı 3200 $,bir ton mermer 500 $, Bir ton kömür 200 $.. Üstelik zeytin her sene veriyor,diğerlerini bir sefer çıkarıyorsun.
“Zeytinyağlı yiyemem aman
Basma da fistan giyemem aman” türküsünü kimler yazdırmıştı.2.Dünya Savaşı sonrasında Amerika bazı Ülkelere dağıtmak üzere yardım paketleri hazırlar. Paketin adı Marshall yardımıdır..Marshall Planı 1948 - 1951 yılları arasında yürürlüğe girer.
Amerika'nın hazırlamış olduğu bu yardım paketlerinden Türkiye dahil toplam 16 ülke faydalanır.Olayın perde arkasına bakılacak olursa Amerika elindeki stokları bitirmeyi amaçlamıştır. Amerika bu nedenle Marshall Planı'nı hazırlar ve elinde kalan mısırları diğer ülkelere ihraç etmek ister.Türkiye anlaşmaya bağlı olarak margarin fabrikasını kurar ve zeytin ağaçları sökülmeye başlanır. Türkiye elinde kalmış olan zeytinyağlarını Amerika'ya satar. Amerika, mısırözü yağın kullanımını artırmak için ısınan zeytinyağının kanser yaptığı iddiasını ortaya atar. Amerika uyguladığı plan ile amacına ulaşır ve Türk halkı margarine yönelir.
Amerika yaptığı bunca şey yetmezmiş gibi bir de zeytinyağını kötülemek için türkü siparişi verir. Eski bir türkü olan "Zeytinyağlı Yiyemem Aman" türküsü bu şekilde popüler hale gelir ve zeytinyağından margarine geçiş yaşanır. 'Basmada fistan giyemem' sözleri ile birlikte kadınlar plastik giysiler ile tanışır.
Neden bu zeytin ağaçların kesilmesini kafayı taktım? Aşağıdaki bilgiyi size verdikten sonra sizde benden çok tepki göstereceğinizden eminim..Zeytinyağının önemi neymiş; buyrun okuyalım
Elimizde iki tane yağ var şu anda.
1-)zeytinyağı; 2-), %100 mera sütünden yapılmış tereyağı. Peki fındık yağını nereye sokacağız? Fındık yağının yağ asit içeriği, yani temel yağ bileşimi zeytinyağına çok yakındır. Hasta edici bir yağ değildir. Ama zeytini sıkıyorsun, yağını elde ediyorsun. Fındığı eziyorsun, püre haline getiriyorsun, 80 dereceye ısıtıyorsun, eter katıyorsan, yağını öyle elde ediyorsun.
Hangisi tercih edilir?
Zeytinyağı tabii ki.Yani fındık yağını eve sokmanın bir alemi yok. Ha zeytinyağının tadına hiç tahammül edemiyorsan o zaman rafine zeytinyağı kullanabilirsin. O da işte fındık yağıyla aynı yöntemle elde edilir. Yani piyasa değeri olmayan, çok koyu, kokulu zeytin yağlar fabrikaya gönderilir. Onlar da 70-80 dereceye ısıtılır; sonra da eter katılır; yağ elde edilir. İlk etapta rafine zeytin yağı elde edilir. Hiç kokusu yoktur, hiç tadı yoktur. Eğer bu rafine zeytin yağına, %5 oranında sızma zeytin yağı katarsanız, o zaman Riviera tipi zeytinyağı elde etmiş olursunuz. Hani marketlerde görüyorsunuz ya, o fabrika eseri bir yağdır; ayçiçekle filan karışmış değildir. Saf zeytinyağıdır. Ama neden yoksundur biliyor musunuz? Sızma Zeytinyağında var olan antioksidanlardan yoksundur. Çünkü oksitlenme, yani paslanma bütün bizim hastalıkların temelindeki ana unsurdur.Nasıl açık havada bırakırsan demiri yağmurda paslanır, ama biz ne yaparız, antipas diye bir boya süreriz paslanmasın diye. Vücudumuzun da antipasları vardır. Bunlara biz antioksidan diyoruz.
Antioksidanları ağırlıklı olarak sebze meyvelerden elde ediyoruz. Zeytinyağı antioksidanlardan çok zengindir ve kalp hastalıklarına karşı koruyuculuğu önemli oranda antioksidanlardan dolayı kaynaklanmaktadır. Ama biz onu ısıttığımız zaman, rafine zeytinyağı elde ettiğimiz zaman, bu unsurları geniş ölçüde kaybediyor. O yüzden mümkün mertebe sızma zeytinyağı kullanmalıyız ve çocuklarımıza da bu tadı alıştırmamız lazım.
Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinin Trabzon bölümünde, hamsinin zeytinyağı ile kızartıldığının tarifi vardır.Demekki 500 önce bu topraklarda zeytin yağının önemi biliniyordu. Ama biz, dış etkilerle doğruyu unutturulduk ve yanlışlara sürüklendik. İşte o yanlışlıklar bizi hastalıklara sürüklüyor. Zaten dünyada bir tek Akdeniz yöresinde yetişiyor. Şimdi Arjantin’de, Çin’de zeytin ağacı yetiştirilmeye çalışılıyor. Biz zeytin ağacının ve zeytinyağının toprağındayız. Yukarıda bahsettim 5.000 yıldır bu topraklarda zeytinyağı kullanılıyor. Ne olur biraz özümüze geri dönelim.
Çok ciddi tedbirler alınmazsa ve bu çıkarılan yönetmelikler iptal edilmezse ileride bırakın zeytin satmayı kendi ihtiyacımız olan zeytini bile karşılayamayacağız..
YORUMLAR