Bizim ülkemizde zengin olabilmek için sırtını devlete dayamak zorundasın..Aksi taktirde zengin olma şansın % 5-10’lara iner. Bir girişimci,bir iş adamı olarak legal yollardan zengin olmak ülkemizde oldukça zordur.
Siyasetçilerin çoğunluğu milletvekili olmak için kendi partilerine belirli miktarda para yatırmak zorundadırlar.Milletvekilliğini hak etmemiş ve başkasının hakkını gasp ederek öne geçmek istiyorsan görünmeyecek şekilde partinin ileri gelenlerine para vermek zorundasın. Bu yöntemle İllaki milletvekili adayı olursun hem de seçilecek yerden sıralamaya konursun.
Milletvekili olan kişiler bu ödedikleri paranın binlerce katını geri almak durumundadırlar.İş adamlarına aracılık yapabilirler, yakınlarına şirket kurdurarak devletten iş alabilirler. Tabii ki burada dürüst ve hakkıyla milletvekili olan kişileri kastetmiyorum onları tenzih ederim.
İş adamları seçim zamanı önde gelen partilere para yardımı yaparlar;hatta çocuklarını ayrı ayrı partilere üye yaparak her partinin içinde yer olmaya özen gösterirler. İş adamlarına devletten iş almaları için yardımcı olanlar belli bir oranda pay alırlar.Bu usulde Aslan payı iş adamınındır.
Son zamanlardaki yeni yöntem,ileri gelen parti kurucu ve yandaşlarına sözde şirket kurdurarak davetiye usulu ile işleri onlara verirler. Bunların dışındaki iş adamlarına verilecek olan iş pahalıdır 1000 TL’ye verilecek işi 10.000 TL göstererek 9000 lirasını, 100 milyona verilecek işi 1 milyar göstererek 900 milyonu geriye isterler.. Bu usulde veya yandaşlarına şirket kurdurarak devleti soyanlar siyasetçilerin kendileridir..Yani aslan payı siyasetçilerindir..
Son yıllarda orta veya küçük ölçekli İş adamlarının yerini yavaş yavaş tarikat ve cemaatler almaya başladı. Ufaktan ufaktan sessizce işe başlayan tarikatlar yavaş yavaş güçlenmeye ve büyük iş adamı olmaya aday duruma geldiler.Tabii feto cemaatini bunların içinde saymamak lazım.Fetö cemaati en büyük iş adamlarından da daha büyük ölçekliydi. Onların çalışma sitilileri daha farklıydı,büyük işadamı gibi devletten iş alarak başlamadılar
Dünden beri düşünüyorum. Doların 7-8 TL den 17 TL’ye çıkıncaya kadar çözüm üretmeyenler acaba bir gecede çözüm üreterek doların ateşini 13 TL’ye kadar çekmelerini nasıl izah edebiliriz. Acaba dolar yükselirken birileri vurgun mu yapmıştı? Bunun tersini de söylemek mümkün doların 17 tl eden 13 TL’ye düşürülmesi ile kimler zengin,kimler fakir olmuştu. O gece 1 milyar $ satılmış kim sattı kimler aldı?
Dolar yükselirken dış güçlerin etkisi söz konusu olduğunu söyleyenler nasıl oldu da Doları 17 TL’den 13 TL’ye indirdiler. Madem böyle bir çözüm yolu vardı bu imkanı neden daha önce kullanmadılar.. Parasını bankada Türk parası olarak tutacak olan vatandaşlar zarar ettiği zaman bunu devletin sübvanse edeceğini söylediler.Yani bu şu demektir sübvansiyonu bizler yani millet yapacaktır.
Zengin kendini ve parayı sever. Zengin kısmen de olsa zengini sever,zengin siyasetçiyi sever gibi görünür çünkü ona ihtiyacı var,siyasetçi zengini sevmez ama zengini severmiş gibi gözükerek zenginin yolundan zengin olmayı sever.Sonuç itibari ile hem zengin hem de siyasetçi birbirini maddiyat için sevmek zorundadırlar.Birbirinin ayağına basmamaya çalışırlar.
YORUMLAR