Geçen gün yazmış olduğum bir yazı nedeniyle bazı arkadaşlarım yorum yazmış” yazılarınızı okuyorum hep eleştiriyorsunuz, hiç doğru yapan ve dürüst beğendiğiniz adam yok mu?” Diğer bir arkadaşımda “tıpla ilgili konularda yaz diğer konular seni ilgilendirmez” Bir diğeri de “Haddini bil, eleştirdiğin kişi 50 senedir siyaset yapıyor” veya “ siyasetcı olmayı düşünüyorsan memurdan siyasetçi olmaz” anlamına gelen eleştiriler yapmışlar..Eyvallah, eleştiri hakaret içermedikçe kabulümdür.
Bana eleştiri yazan arkadaşların Facebook sayfalarına girip incelediğim zaman;birinin bir partinin ilçe yönetiminde görevli olduğu diğerinin Anadolu Üniversitesi’nde öbürlerinin de hayat Üniversitesi ve özel Sarğalar !!!üniversitesinde okuduğunu anlamış oldum. Ayrıca her konuda ahkam kesdiklerini ve paylaşım yaptıklarını da gördüm.
Arkadaşımın eleştirisinden sonra oturdum empati yaptım..Acaba doğruluk payı olamaz mı? Olabilir dedim..Kendimi sorguladım acaba megaloman mıyım? Yoksa NARSİST bir kişiliğe mi sahibim.. yoksa daha ileri şekli olan HUBRİS sendromlu bir kişiyim..Epeyce düşündüm ve kararımı verdim..Aslında herkeste bir ego vardır..Buna biz kişilik egosu diyelim.. Her kişi mutlaka kendini beğenmek zorundadır..Kendini beğenmeyen kişinin ne kendine ne de topluma bir yarari yoktur..Kendini beğenen ve kendine güvenen kişinin yaptığı işlerde kendine benzer.
Ancak bunun aşırısı yani herhangi bir alt yapısı donanımı ve birikim olmadan kendisini dev aynasında görenlerden değilim. Bu anlamda kimseye caka da satmam. Beni tanıyanlar gururlu ve kibirli olmadığımı bilirler. Asla küçük gördüğüm adam yoktur.Benim için her kişi hatta her canlı değerlidir. Mesleğim gereği profesorlüğüm hastanede geçerlidir. Meslek haricinde akademik ünvanı kullanmayı pek sevmem..Bildiğim konularda eleştiri ve yorum yapabilirim..Mesleğim itibarıyla Tıpla ilgili konuların yanında tıpla ilgili olmayan konularda da yorum yapma ve görüşlerine belirtme hakkımın olduğunu sanıyorum.
İlkokul,ortaokul,lise,fakülte derken uzmanlık, yan dal uzmanlık, baş asistanlık klinik şef muavinliği ve klinik şefliği, 12 yıl yöneticilik, Üniversitede doçentlik ve profesörlük gibi makamları geride bırakarak bugüne geldim. Ayrıca sivil toplum örgütlerinde altı derneğin başkanlığını ve evrensel düşünce platformunu sevk ve idare eden kişilerden biri olarak görev yapmış bir kişiyim.Mesleki olarak tıpla ilgili yedi derneğin üyesiyim..İki kitap yazarlığı iki kitap editörlüğüm mevcuttur. Yurtiçi 95,yurtdışı 32 makalem, yurt içi 58 bildiri yurtdışı 12 bildirim mevcuttur.Affınıza sığınarak bu deneyimleri Zaman zaman beni eleştiren ve haddini bil diyen kişilere cevap olsun diye paylaşmak zorunda kaldım..
Çok yabancı olmadığım konularda görüşlerimi bildirmem aydın olmanın gereğidir..Toplum için Ülkem için yararlı olacak konuları paylaşmak zorundayım.Bazı konuları bilmeyebilirim bazı konularda cahil olabilirim bu tabiidir.Genellikle dayanaksız,belgesiz yazmamaya çalışıyorum, Ama yanıldığım konular olamaz mı,elbette olabilir. Her insan bilmediği konularda cahil olabilir.. Üniversite ve yüksek okulu bitiren kişilerin bazı konularda cahil olması gayet doğaldır.. Ama ülkemizde maalesef cahillik okuma yazma bilmeyenler için kullanılmaktadır
Benim için Ülkem çok önemlidir.Ailem ve çocuklarım da çok önemlidir. Arkadaşlarım dostlarım Önemlidir.. Ülkemin bilim adamları önemlidir.. Ülkemin çağdaşlığı kalkınmışlığı ve zenginliği önemlidir. Bu ülkenin kurucusu ve önderi Atatürk ve silah arkadaşları,Türkiye cumhuriyeti, Ülkemin bölünmez bütünlüğü kırmızı çizgilerimdir. Bu konularda taviz vermem söz konusu değildir.
YORUMLAR