KANTARIN TOPUZU KAÇINCA

Her kafadan bir ses çıkıyor.
Herkes her konuda bilgiçlik taslıyor.
Yav kardeşim “biliyorsan yüksek sesle bilmiyorsan sus”lafını konfüçyus söylemişti.
Pazarı denetleyen televizyon muhabirleri Pazarcıya ve oradan alışveriş yapan kişilere soruyor.
-Bu sebze ve meyvaların üzerinde kimyasal madde var mı? El cevap 
-Olmaz olur mu? Daha geçen gün bir çocuk nar yerken zehirlenip öldü,
-Çocuk bir tane nar mı yedi
-Hayır çok azını yedi ama zehirlenip öldü..
Güler misin ağlar mısın?
Elbette pazarda satılan sebze ve meyvaları kimyasal madde atılmış olabilirler o nedenle  yıkanarak yenmeleri gerekmektedir.. bunda hemfikiriz..

Peki nasıl yıkanmalı.. Hanım kardeşimiz anlatıyor
-Her sebze-meyve ayrı ayrı kaplarda en az 4.-5 Sefer suyla yıkanmalı ve durulanmalı ve sonra sirkeli suya konmalıdır..”
Hayda…vay anasına eğer bu kadının dediğini İstanbul’daki bütün aileler yapmaya kalkarsa bir ayda İstanbul’un suyu biter, yiyecek sirke de kalmaz.Sebzelerin hepsini aynı kabin içerisinde yıkamanın mahsuru nedir? Durulaması da öyle..veya sirkeye koymak..

Bir başka hanımefendi açıklama yapıyor;
“Sebze ve meyvaları alırken çok dikkat edin üzerinde en küçük çürüme veya çizik olanı almayın; oradan kimyasal madde içeri girmiş ve çürütmüş olabilir.
Bu hanımefendinin dediğini yaparsak hem pazarcılar yandı hem de bizler aç kaldık.. Bu kısmı kesip atın ve o kısmı yemeyin demek yerine işin kolayını seçiyorlar.. Çürümüş olan meyva sebzeden bahsetmiyorum.. onlar zaten atılacak..

Yani hepimiz bir ziraat mühendisi hepimiz bir tarım bakanlığı yetkilisi olup çıkıverdik. Konu ile ilgili yetkililerden açıklama beklerken yetkisiz kişiler açıklama yapıyor ve televizyonlarda bunları yayınlıyor..

Yanlış anlaşılmasın bunları sadece kadınlar için söylemiyorum ayırım yapmadan söylüyorum hepimiz için geçerlidir.. Çünkü hepimiz aynı şeyleri yapıyoruz ve yaşıyoruz.. kadınlarımız bizim için çok değerlidir..

Çocuk büyütmek kolay değil..
Annelerin değerini torunları görünce anladım..
Allah annelere kolaylık versin. Annelerinin onları nasıl büyüttüğünü görerek ve yaşayarak anladım..
Demekki ben hastane ve muayenehaneyle uğraşırken benim karım çocuklarımıda öyle büyütmüştü.. Ama biz fark edememişiz. Bu ayıp da bize yeter.. yoksa çocuklar mı değişmişti.. Şimdiki çocuklar mı çok yaramaz,
Çok şey mi öğrendiler,çok şey mi biliyorlar? Demek ki erkekler çocukların büyümesinden  haberleri yokmuş.. tabi bu çoğu erkek için geçerlidir..

Biraz feminist bir söz gibi olabilir ama sevdiğim bir söz “işine geleni yapana erkek, kafasına koyduğunu yapana kadın denir." Bir kadın, güçlü kadın olmayı seçmez güçlü olmak zorunda bırakılır. Kadın naiftir, kadın naziktir. Ve kabul etmek gerekir heryeri güzelleştirir.