İKİ KAPILI BİR HAN

Cenabı Allah’ın evreni yaratması ve bunun ortasına bir nokta kadar dünyayı yerleştirmesi Öyle basit bir olay değil.Düşünebiliyor musun dünyanın etrafına güneşi koymuş ayrıca Ay’ı koymuş.. Ay, Dünyanın tek doğal uydusudur.. Güneş sistemi içinde beşinci büyük doğal uydudur. Ay yaşam için gerekli olan iklim koşullarının ve Dünya’nın çekirdeğindeki sıvı halin korunmasına yardımcı olur.Dünya’nın manyetik akışını sabit tutar.Yeryüzünü kozmik radyasyondan çıkarır.

Güneş dünyamızdan 110 kat daha büyük dünyaya  en yakın olan bir yıldızdır..Güneş sistemi Çevresindeki gezegenler onun müthiş çekimi sayesinde yörüngede  durabilmekti, İçerisinde bulundurduğu helyum,hidrojen gibi elementlerin ve kimyasal maddelerin bir arada tutulması da bu güç sayesindedir.. Güneşi dev bir nükleer reaktör olarak kabul edebiliriz. Güneş 4.5yıldır dünyamızı Isıtmakta ve dünyada yaşayan canlıları korumaktadır. Bitkiler sebzeler ve Meyveler Güneş sayesinde büyüyorlar olgunlaşıyorlar.Dünyadaki iki ayaklı mikroplar hariç!!! Çoğu mikrop ve virüslerin yine sıcağın etkisiyle yok oldukları veya aktivitelerini kaybettikleri bilinmektedir..Ay ışığını bile Güneş sayesinde alıyoruz..

Bu saydığım sistem evrenin çok küçük bir parçası; evrenin tümünü gözünle aldığımız zaman yaradanın ne kadar büyük bir güce sahip olduğu anlaşılmaktadır. 

Bu kısa aydınlatıcı bilgiden sonra gelelim ana konumuza

Aşık Veysel( Şatıroğlu)1894 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesinde doğdu ve 1973 yılında vefat etti.. merhum aşık Veysel Türkmen kökenlidir. Yedi yaşına kadar her çocuk gibi o da çocukluğunu yaşadı;top,saklambaç gibi diğer  oyunları oynadı. Yedi yaşındayken talihsizlik yakasını bırakmadı çiçek hastalığına yakalandı çiçek hastalığından sonra gözleri kör oldu.O yaştan sonra sazı eline aldı ve ünlü bir halk ozanı oldu

“Uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündüz gece” derken gözlerinin kapalı olduğunu geceyi ve gündüzü fark edemediğini ama buna rağmen yaşamı bırakmadığını ifade eder.. “dünyaya geldiğim zaman yürüdüm aynı zamanda” derken de çocukluğunu yaşadığını ve azimli olduğunu ifade etmektedir.”İki kapılı bir handa gidiyorum gündüz gece” derken de birinci kapı doğduğu zamanı ikinci kapıda ölümü ifade etmektedir..

Bir insan doğduğu zaman gözleri görmeyebilir ve yaşamına devam edebilir onun bu durum için büyük bir yıkım olmayabilir.. Ama doğduğu zaman gözleri görer ve belli bir müddet o şekilde yaşamını devam ettirirse daha sonradan görme duyusunu kaybettiği zaman büyük sorunlar yaşayabilir.Bunu kabullenmek ve her şeye rağmen yaşamı tercih etmek büyük bir imtihandır..Böyle bir aşk veysel evlenmiş ve 5 Çocuk sahibi olmuştur..

Gözleri kapalı olan bir insanın gözleri açık olan insanlardan daha iyi olayları tahlil ederek kendine ve topluma yön vermeye çalışması Allah’ın vermiş olduğu gizli bir yetenek olsa gerek. İki kapı arasında gözleri görmeden yürüyen Büyük Ozanımız gözleri açık olarak yaşayan insanlara büyük  ders vermiştir.
“Körler ile sağırlar birbirini ağırlar” lafı onun için geçerli olmamıştır.