ÇOCUKLAR VE GENÇLERİMİZE TUZAK

Aslında başlıkta belirtilen “çocuklar ve gençlerimize tuzak” kavramı “ülkemize kurulan tuzak” olarak ifade edilebilir

Bin dokuz yüz yetmiş küsurlu yıllardan başlayarak başta öğretmen yetiştiren yüksek öğretmen ve normal öğretmen okullari olmak üzere parasız yatılı okulların  çoğusu milliyetçi  faşist  gençlik yetiştiriyorlar düşüncesiyle kapatılmışlardı. Bu düşünce şimdilerde “yeterince dinlerini öğretmiyorlar” 
“ kimse bizden ateist gençlik yetiştirmemizi beklemesin “şekline dönüştüğü görülmektedir. Bugün bunu önlemek için Türkiye gençlik vakfı(TÜGVA) gibi vakıflar,dernekler kurulmuştur.Söz konusu kuruluşlar devletten
İş alan hatırı sayılır zengin ve  Müslüman iş adamlarının bağışları.!!! ve devlet tarafından desteklenir konuma gelmiştir..Elhamdülillah bundan sonra Müslüman olmayan gençler bu ülkede yetiştirilmeyecek ve barınamayacak!!!!

 Ülkeyi bölmek ve rejimini değiştirmek isteyen PKK ve FETÖ zihniyetli  insanların baskısıyla  köyler boşaltıldı ve okullar kapatıldı.Artık o köylerde Türk Bayrağı yok, İstiklal Marşı da okunmuyor. Okulları Kapanmış olan 30-40 haneli köylere daha sonra birden çok Cami yapılarak 5000- 6000 TL maaşla İmamlar atanmıştır.

Ortam yaratılmış ve fakir köylüler imamların yönlendirmesi doğrultusunda çocuklarını  sadece yatılı Kuran kurslarında ya da tarikat ve dinci vakıfların yurtlarında parasız okutmaya başlamışlardı ;sıbyan veya mele mektebinden,medreselere kadar gidebileceği okullar mevcut. İmkanı olmayan Köylünün cebinden para çıkmayınca da değme  keyfine; bedavadan çocuklarını okutuyorlardı.Allah razı olsun çocuklarını hem okutuyorlar hem de sıcak çorba veriyorlar, başlarına takke kıçlarına da şalvar giydiriyorlar..

MELE,Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda gayriresmî olarak imam görevi yapan çoğunlukla Kürt din âlimi olarak bilinirler

SİBYAN mektebi, Osmanlı İmparatorluğu'nda ilköğretim kurumlarına verilen genel ad. Çoğunlukla cami ve mescitlerin yanında yapılırdı.Yani şimdiki Sibyan okullarından farklı idiler.

Diyanetin kontrolü altında olmayan yatılı kurs veya okullarda Eğitim öğretim gören çocukların öncelikle dinleri ve Kurani Kerim’i öğrenmeleri, hafız olmaları istenmektedir. Manevi eğitimler verilirken Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran “iki sarhoş” kendilerine anlatılmakta Cumhuriyete ve Atatürk’e düşman olmaları sağlanmaktadır. Bunu yapmak zorundadırlar; aksi taktirde geleceklerini ve tabanlarını kaybetmekle karşı karşıya kalacaklarını bilmektedirler.

Gerçek mümin ve müslümanları tenzih ederim ama maalesefki  indirilmiş gerçek dinle uğraşmayan;uydurulmuş dinle uğraşan sözde müslümanlar İslamiyeti kendi çıkarları ve  yaşantılarına göre şekillendirmekte ve uygulamaya koymaktadır.Ayetlerin anlamlarını değiştirerek yorumlayanlara göre dinimizi yaşamak,ibadet etmek ne kadar doğrudur? 
Ben bir din alimi  ve yetkili olmadığından konu ile ilgili gerçek müslümanların ve din âlimlerinin yorum yapması gerekir diye düşünüyorum.

“Yüce Allah şöyle dedi: Kulum vaktinde namazını kılarsa ona azap vermeyeceğime ve onu hesapsız cennete girdireceğime dair sözüm vardır.” Bu hadisler sahih mi? Bunlarla amel edilir mi? oh ne ala o zaman gün boyunca çalarız çırparız,günah işleriz ve beş vakit kıldığımız  zaman bunlar silinir gider. Burada söz edilen namaz günah işlemeden kılınan namazdır.

”Bir Müslüman, Cuma günü gusül abdesti alıp, Cuma namazına giderse, bir haftalık günahları af olur ve her adımı için sevap verilir.) [Riyadun-nasıhin]

“Ramazan ayında kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur.”

“Kadir gecesi sabaha kadar namaz kılıp dua edersen günahların af olur” Bir sene boyunca çalalım çırpalım her türlü kötülüğü yapalım Kadir gecesini bekleyelim..

“Eğer bir aile bir hafız yetiştirirse 70 kişiyi cennete götürür” yani İslamiyetin beş şartına da gerek kalmaz!!! O zaman bir hafız yetiştirdik mi Her türlü yolsuzluğu ahlaksızlığı yapsak bile cennetteyiz!!!

Son Kütahya Dumplupınar Üniversitesi’ndeki “Yaratılış Kongresi’”nde olduğu gibi, bilimi reddeden, dine bağlı, Sait Nursi’yi öne çıkaran kongrelerin üniversitelerde yaygın olması Son derece ciddi ve düşündürücüdür.Rektörün yanı sıra, Vali ve Milli Eğitim Müdürleri gibi devleti temsil eden makam sahipleri,Memur-Sen gibi kuruluşlar,dini vakıflar bu kongreleri destekliyorlar ve ülkede çığ gibi büyüyorlar. Bunların ülkeye bir yararları olmaz,bunların bilime katkıları olmaz,bunların ekonomiye ve büyümeye bir katkıları olmaz.

Bu ülkede din olmalı mı? 
Elbette olmalı.Dinsiz bir toplum olabilir mi? Olabilir.Dünyada zaten örnekleri var. Ama bana göre bir toplumda din olmalı.Yukarıdaki eleştirilerimizi okuyanlar din istemiyorlar mı diye yaygara koparabilirler..Dinimizi gerçek Müslümanlar temsil etmeli ,çocuklarımıza  ve halka öğretilmelidir. Dinimiz insanları sevgiyi saygıyı anlatmalı, doğruluğu dürüstlüğü öğretmeli, cennet-cehennem,ölüm korkusunu yenmeli,psikolojik ve sosyal sorunlara yol açmamalıdır.

Önce insan olacaksın.. İnsanoğlu başta olmak üzere bütün canlılara sevgi ve saygı duyacaksın..Hak ve hukuktan ayrılmayacaksın Fakir fukarayı koruyacaksın..Maddi ve manevi yardıma muhtaçlara;başta annemiz babamız akrabalarımız yaşlılarımız olmak üzere yardım yapacaksın..Yüce Tanrı’ya kitabına ve peygamberine inanacaksın gerisi fasafiso..