ZEYTİNLİKLER TARTIŞMASI
Reklam
Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI

ZEYTİNLİKLER TARTIŞMASI

04 Mart 2022 - 02:22

ZEYTİNLİKLER TARTIŞMASI
 
Necdet Topçuoğlu
 
Zeytinlikler tartışmasının tarihi çok eski yıllara dayanmaktadır. Zeytin ağacının yabanisine Delice denilmektedir. Delice ağaçlarının aşılanmasıyla ekonomik değeri olan Zeytinlikler oluşturmak mümkündür. Kayıtlardan anlaşıldığına göre, 1951-1952 yıllarında İspanya Hükümeti, Türkiye’den çok yüksek miktarda odun kömürü satın almak istemiştir. O tarihe kadar İspanya’ya yapılan ihracat kalemleri arasında böyle bir madde yer almamıştır. İşin ilginç tarafı, kömürlerin İskenderun’dan Saroz Körfezi’ne kadar Akdeniz ve Ege sahillerinde, yetişen "delice" ağacından elde edilmiş olmasının istenmesiydi.
 
 
Söz konusu talep, dönemin Hükümeti tarafından incelenmiş olup, yüksek gelir getireceği düşüncesiyle memnuniyetle karşılanmıştır. Karar verilmiş ve Türkiye de bol miktarda bulunan delice kömürü ihraç edilmeye başlanmıştır. Görgü tanıklarının anlattıklarına göre, limanların üzeri gemi yüklemeleri sebebiyle kara bir bulut ile kaplanıyor, göz gözü görmüyormuş. O yıllarda Ankara’da görev yapan ABD Ticaret Ataşesi, dönemin Dışişleri Bakanı’na ihraç edilen kömürün İspanya tarafından nasıl değerlendirildiği ya da nerelerde kullanıldığını araştırıp araştırmadıklarını sormuş. Aldığı cevap, getirisinin önemli olduğu, nerede kullanıldığının Türkiye’yi ilgilendirmediği şeklinde olmuştur.
 
 
Bunun üzerine ABD Ticaret Ataşesi konuyu kendisi araştırmıştır. Türkiye’den ithal edilen kömürün otoyollarda dolgu malzemesi olarak kullanıldığı bilgisine ulaşmıştır. Ateşe bununla yetinmeyip ABD’de tanıdığı mühendislerden otoyolda kömür dolgunun bir yararı olup olmadığını sormuştur.  Mühendisler hiçbir yararının olmadığını ifade etmişlerdir. ABD Ticaret Ateşesi topladığı bütün bilgileri dönemin Bakanına iletmiş, ancak Türkiye’nin gelirden dolayı memnun olduğu sonucuna varmıştır. Aslında Delice ağacının zeytin aşılamak için en uygun ağaç olduğunu bilen İspanyollar, Türkiye’nin zeytinyağı ticaretine tuzak kurmuşlardır. İspanya dünyanın en büyük zeytinyağı ihracatçısı ülkelerinin başında gelmektedir. Türkiye’nin margarinle tanışması da bu yıllara rastlamaktadır. Bunun bir tesadüf olduğunu söylemek mümkün değildir.
 
 
Delice ağaçlarının doğal olarak yetiştiği alanların orman sayılmaması konusunda ilk tartışmayı başlatan Prof. Dr. Sabahattin Özbek olmuştur. Rahmetli Sabahattin Özbek Meyvecilik konusunda ünlü bir bilim adamı olması yanında, Olağanüstü dönemlerde Bakan yapılan bir siyaset adamıydı. Kendisine 12 Eylül 1980 Darbesinden sonra kurulan Bülent Ulusu Hükumetinde Tarım bakanı olması teklif edilmiştir. Söz konusu teklifi, Tarım ve Orman Bakanlıklarının birleştirilmesi koşuluyla kabul edeceğini bildirmiştir. Kendisinin Talebi üzerine iki Bakanlık birleştirilerek Tarım ve Orman Bakanlığı kurulmuş, Bakanlık görevi de Rahmetli Sabahattin Özbek Hoca’ya verilmişti. Hoca Bakanlık yaptığı dönemde Delice sahalarının orman sayılmaması konusunu yasal güvence altına almıştır.
 
 
Yunan Mitolojisinde Zeytin bir barış ağacıdır. Barış isteyenlerin birbirine zeytin dalı uzattıklarından söz edilmektedir. Yunanistan da çok geniş zeytinlik alanlar bulunmaktadır. Bu ülkede zeytin ağacı kutsal sayılmaktadır. Sofralık zeytin ve zeytinyağı üretimi Yunan halkı için önemli bir kültür haline gelmiştir. Zeytini bize kötüleyen İsrail, dünyanın çeşitli ülkelerinden bitki torağı taşıyarak, ülkesindeki çöl alanlarda zeytin plantasyonları tesis etmektedir. Yıllarca Türk zeytinyağını ihraç eden yabancı tüccarlar, içine başka bitkisel yağları karıştırarak kötü tanıtma öncülük etmişlerdir. Bunun bir ekonomik savaş olduğu çok geç anlaşılmıştır.
 
Zeytin kahvaltı sofralarımızın vazgeçilmezi, ekmeğimizin katığı, tansiyon ve şeker hastalıklarının ilacıdır. ‘’Zeytinyağını yiyiniz ve onunla yağlanınız. Zira onda yetmiş derde deva vardır. Bu dertlerden birisi de cüzzam hastalığıdır.’’ Diye bir hadis olduğu söylenmektedir. Zeytin Akdeniz, Ege ve Marmara Bölgelerindeki çiftçilerimizin geçim kaynağıdır. Zeytine düşman olmak, halka düşman olmak demektir. Bedri Rahmi Eyüpoğlu, ‘’Önde zeytin ağaçları, arkasında yar. Sene 1946, Mevsim sonbahar. Önde zeytin ağaçları neyleyim. Dalları neyleyim. Yar yoluna dökülmedik yolları neyleyim.’’, Ünlü Şairimiz Nazım Hikmet, ‘’Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela zeytin dikeceksin hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, Yaşamak yani ağır bastığından.’’ Demişlerdir.
 
 
Yıllardır Türkiye de zeytin üreticisi ve zeytinlik alanların başına gelmeyen kalmamıştır. Ya ağaçlar dozerler ile sökülmüş, ya da sahillerdeki ormanlık alanların yanması ile binlerce dönüm zeytinlik alan yok olmuştur. En son 1, Mart, 2022 tarihinde Maden Yönetmeliğinde bir değişiklik yapılarak, maden sahalarındaki zeytin ağaçlarının nakledilmesi, nakledilmesi mümkün olmayan sahalardaki ağaçların sökülmesine izin verilmesi sağlanmıştır. Zeytin ağacının düşmanları ve işbirlikçileri mahkeme yolu ile aşamadıkları engeli yönetmelik çıkararak aşmaya çalışmaktadırlar. Doğa kendisine düşmanlık edenlerden intikamını, doğal afetler ile almaktadır. Bu gerçek sürekli yaşanmasına rağmen bir türlü ders alınmamış olması üzücüdür. Bu durum, yeni doğal afetlere davetiye çıkarılmasının bir delili olarak değerlendirilmektedir.
 
 

 
 
 

Bu yazı 946 defa okunmuştur .