Necdet Topçuoğlu
Yaşlılardan geçmişimizi dinlemek her zaman çok ilgimi çekmektedir. Hatta bu konuda soyumuzun kanaat önderlerinden Emekli İmam Muzaffer Topçuoğlu ile 13 kuşak geriye doğru araştırarak, sadece erkekleri esas alan bir soy ağacı tespit etme imkanımız olmuştur. Elde edilen bilgi ve bulgular bilgisayar programı ile şema haline getirilmiş ve sülalemizin belli kişilerine dağıtılmıştır. Bu çalışmanın soy ağacı konusunda ilgisi olan gençlerimize yol gösterici olacağına inanıyorum. Dilerim bu bilgileri daha ileriye taşıyacak gençlerimiz çıkar.
Yaptığımız araştırmalara göre dedelerimizin 1696 yılında Tirebolu'dan Ulubey-Akpınar'a geldiği tespit edilmiştir. Hayatta olan yaşlılarımızın eskilerden duyduklarına göre, Akpınar'da o yıllarda iki sülale yaşıyormuş. Bunların, Emiroğulları ve Toptaşoğulları oldukları söylenmektedir. Akpınar'ın Ordu tarafında Emiroğulları, Ulubey tarafında ise Toptaşoğulları yaşıyorlarmış. Bizim kökenimiz Toptaşoğullarına dayanmaktadır. Diğer yandan Emiroğullarının Ordu’nun kurucuları oldukları söylenmektedir. Aslında duyumlarla resmi kayıtlar birbirini doğrulamaktadır.
O yıllarda, Akpınar’ı geçtikten sonra Ulubey tarafında Koca Göl adında bir göl varmış. Bu gölün adeta sivrisinek yatağı olduğu söylenmektedir. Göl tarafında bulunan sülalemizden birçok insanın sıtma hastalığına yakalanarak vefat ettiği ifade edilmektedir. Atalarımız sivrisinek zararından kurtulmak için, Fındıklı Köyüne taşınmışlar ve orada yerleşmişlerdir. Akpınar’daki dede ocağında sadece Kaymakamın Osman lakabı ile bilinen ve halen hayatta olan büyüğümüz Osman Toptaş’ın ailesi kalmıştır. Yaşlılarımızın anlattıkları ile tarih araştırması yapan dostlarımızın anlattıkları arasında paralellikler görülmektedir.
Fındıklı Köyü’ne göçen ailenin reisi Sünullah Hoca adında bir dedemizmiş. Süleyman ve İbrahim adlarında iki oğlu varmış. Biz İbrahim tarafından çoğalarak gelmişiz. Ailenin Zekiye adında bir kızı, Çatallı Mahallesi’nde yaşayan Ahmettakoğlu Mehmet Yılmaz ile evlenmiş. Çocukluğumdan Zekiye Anayı hatırlıyorum. Babaannemin anasıydı. Topçuoğlu kızı olduğu için biz ona Topçu ana derdik. Zekiye Ana seferberlikte kocasını ve üç oğlunu askere göndermiş. Şehit oldukları için geri dönememişler. Kendisi üç kız evlat ile dul kalmış. Üzüntüsünden ve çaresizlikten aklını oynattığı söylenmektedir. Bu nedenle lakabına ‘’Deli Kadın’’ deniliyordu. Oğlan çocuklarını çok sever, kardeşimle bana gittiği yerlerden şeker getirirdi. Özellikle kardeşim kocası Mehmet Dedenin adını taşıdığı için, onu biraz daha fazla severdi.
Zekiye Ana, kardeşi Mustafa Topçuoğlu’nun büyük oğlu olan dedem Kazım Topçuoğlu’nu başımızda bir erkek bulunsun diye iç güveysi olarak almıştır. Çatallı mahallesindeki üç hane Topçuoğulları da buradan türemişlerdir. Zekiye Ana, Ermenilerin toplanıp, Musul’a gönderilmesini anlatırdı. Askerler Ermeni ahaliyi sıraya dizmişler çoluk çocuk naklederken ağlaşırlarmış. Bizi nereye götürüyorsunuz gardaş nereye diye feryat ederlermiş. Askerler de Musul’a gidiyorsunuz Musul’a diye cevap verirlermiş. Zekiye Ana, o yoklukta nasıl bakarım diye düşünmeden bir komşu kadınla birlikte, bir hafta önce doğan bir bebeği yolda ölmesin diye annesinden almışlar. Sonra o çocuk sefalet içinde büyümüş. Bir süre Ulubey’de kalmış. Ordu’da semercilik yaptığı konuşuluyordu.
Çambaşı Yaylası yakınlarında Seben Obası adında bir başka yayla bulunmaktadır. Orada kilise olduğu tahmin edilen bir tarihi kalıntı bulunmaktadır. Yaylacılar taşlarını yağmalamışlar ev yapmakta kullanmışlardır. Bu kilisenin papazının Fidangöryan adında bir ermeni olduğu söylenmektedir. Ordu kent merkezindeki Fidangör adının buradan geldiği tahmin edilmektedir. Ordu da yaşayan halkın yaylada bulundukları bir sırada Fidangör semtinin yandığı ve daha sonra yeniden kurulduğu anlatılmaktadır. Halen Fidangör Ordu’nun en mutena semtlerinden birisidir.
Tarih araştırmaları yapan dostlarımın anlattıklarına göre Topçuoğlu Atalarının Akpınar’daki tekke ve zaviyelerde mollalık yaptıkları ifade edilmektedir. Söz konusu imamlık mesleği o yıllardan bu yana sülalenin bir kanadında devam etmektedir. Diğer yandan Topçuoğlu Sülalesinin Padişahların görevlendirmesiyle savaş zamanında Osmanlı Ordusunun cephanesini taşımakla görevli olduğu söylenmektedir. Topçuoğlu adının buradan geldiği tahmin edilmektedir. Bazı Atalarımızın Kurtuluş Savaşı yıllarında Topal Osman’ın kuvvetlerinde atlı milis olarak bulundukları söylenmektedir.
Rahmetli Babaannemin okuryazarlığı yoktu. İmza yerine mühür kullanır, kimseye itimat etmezdi. Seçimlerde bana kullandırırdı. Komşularının adlarını Atamo, Istafyos, Luvandi, Arakil diye sayardı. Onların terk ettikleri yıkıntılarda çok hayvan otlattığımı hatırlıyorum. Bunlar, yaşayan tarih olan büyüklerimizin anlattıklarından bende kalanlardır. Sülalemizin birçok ferdi bunları bilmeden yaşamlarını sürdürmektedirler. Ayrıca merak edenlere de hiç rastlamadım. Anlatılanların bende kalmaması için paylaşmak istedim.