SURİYE ÇIKMAZINDAN KURTULMAK
Reklam
Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI

SURİYE ÇIKMAZINDAN KURTULMAK

23 Ekim 2021 - 08:11



Necdet Topçuoğlu

Türkiye'nin Suriye'deki durum ve tutumu çok bilinmeyenli bir denklem gibi görünmektedir. Bu nedenle sorunun akıl, diplomasi ve sağduyu ile çözülmesi zorunludur. Bu çözümde duygusallığa, komplekse ve aşırı özgüvene asla yer olmamalıdır. En son ABD ve Rusya ile yapılan görüşmelerin olumlu geçmemesi durumun belirsizliğini korumasına neden olmuştur.

 Türkiye bölgede bulunan devletler ile karşılıklı güvene dayalı bir ilişki içinde değildir. Bu durum ciddi sorun yaratmaktadır. Suriye rejimi ise İran ve Rusya ile karşılıklı güven ve işbirliği içindedir. Türkiye dostluk ilişkileri içinde olduğunu söylediği Rusya ile Libya'da ve Ukrayna'da karşı cephelerde yer almaktadır. ABD ile Fırat’ın doğusunda düşman, batısında dost görünümündedir. Türkiye ABD ile NATO bağlamında müttefik olması gerekirken, ABD bölgede PYD, PKK ve YPG'yi desteklemektedir. Türkiye'nin İran ile Kasrı Şirin Anlaşmasından bu yana sorunu olmadığı halde İdlip de karşılıklı düşman konumundadır. 

Türkiye bölgede ve dünyada İdlip'de Elnusra ve Heyet Tahrir Şam (HTŞ) örgütlerine destek veriyor şeklinde algılanmaktadır. Demek ki Türk diplomasisi durumu dünyaya yeterince anlatamamıştır. Geride kalan süreçte Türkiye, Rusya ve İran Astana ve Soçi'de yapılan görüşmelerde İdlip’de askeri gözlem noktaları oluşturulması konusunda anlaşmışlardı. 

Rusya, Türkiye bu süreçte bölgedeki radikal grupları kontrol altına alacağını söz vermişti, ancak verdiği sözde durmadı iddiasıyla anlaşmaya uymayacağını deklere etmiştir. İran da aynı tavrı göstermiştir. Bu arada rejim güçleri de Rusya İran desteği ile, İdlip’deki TSK’nın gözlem noktalarını kuşatmıştır. Yapılan bütün uyarılara rağmen geri çekilmeyi reddetmektedir. Bölge de herkesin bir çıkarı vardır. Rusya sıcak denizlere inme konusunda kararlı görünmektedir. Suriye’de elde ettiği üstünlüğü kaybetmek istememektedir. İran,  Şii ideolojisinden hareketle Irak Şiileri ve Suriye Arap Alevileri üzreinden bir koridor oluşturarak İsrail’e uzanma amacındadır.

Suriye olaylarının başladığı günlerde Türkiye’nin muhalifleri desteklemesi sebebiyle Beşar Esat Türkiye sınırını PYD, PKK ve YPG’ ye terk ederek Türkiye’nin başına dert açmıştır. Suriye demokratik güçleri adı altında toplanan terör örgütleri, Suriye sınırı boyunca Akdenize uzanan terör koridoru oluşturmaya çalışmışlardır. Türkiye, Fırat Kalkanı, Barış Pınarı ve Zeytindalı harekatları ile bölgeye müdahale ederek terör koridoru açılmasına izin vermemiştir.

ABD bölgede petrolün peşindedir. Ayrıca Irak ve Suriye’nin bölünmesini amaçlamaktadır. Ardından İran ve Türkiye’nin hedefte olduğunu saklamamaktadır. Gelinen son noktada ABD’nin, Türkiye ve Rusya’yı savaştırmak, Suriye’yi de bölmek niyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu niyet, Rus uçağının düşürülmesi, Rusya’nın Ankara Büyük Elçisinin bir suikast sonucu öldürülmesi ile denenmiş ancak başarılamamıştır. Ayrıca ABD İran’a müdahale niyetini de her fırsatta tekrarlamaktadır. 
Suriye de gelinen son durum budur ve tam bir çıkmaz görünümündedir. Bu durumdan Türkiye ortak akıl, sağduyu ve diplomasiyi kullanarak çıkmalıdır. Türkiye Rusya ile asla çatışma durumuna girmemelidir. Rusya’daki diplomatik derinliğin de buna izin vermeyeceğini düşünüyorum. Türk halkı duyarlı davranarak savaşın çıkmasına karşı olmalıdır. İçeride sıkışmışlığın kurtuluşu Suriye de savaşa girmek olmamalıdır. Bu savaş başlarsa ne zaman ve nerede biteceği belli olmaz. Devlet aklının devreye girmesini bekliyoruz.

Rusya bundan böyle bölgede Türkiye için görüşme yapılabilecek bir partner değildir. Türkiye Rusya’yı devre dışı bırakarak Suriye ile doğrudan görüşmeleri yapmayı düşünmelidir. Suriye demokratik güçleri adı altında örgütlenen terör gruplarının ne olacaklarını, mültecilerin geri dönüş şartlarını doğrudan Suriye ile görüşerek, savaşmadan Suriye’den çekilmenin yollarını aramalıdır. Türkiye, çözüm yolu tıkanan sorunların çözümünde askeri güç kullanmaktan daha çok diplomasi yolunu kullanmalıdır. Bir ateş yansın da seyredelim diyenler bile bu yangında yanacaklardır. Uyarmak bizim duyarlı yurttaşlık görevimizdir.

(23, Ekim, 2021-Ordu)

Bu yazı 388 defa okunmuştur .