Necdet Topçuoğlu
Galiba son zamanlarda Kabineye Sekreter bulmak zorlaşmaktadır. Bakan demek mümkün değil, zira bu sistemde Bakan yoktur. Bakanlar olsa, Bakanlar Kurulu ve Başbakan'ın da olması gerekir. Kısacası ne deve, ne de kuş misali, karışık bir sistem. Bu sistemi yerine oturtamadılar. Ben devletten yetiştiğim için, Tek Adam Rejimi olduğunu hücrelerine kadar biliyorum. Ancak onlar sistemi kamu oyuna böyle takdim etmemektedirler.
Milletin çoğunluğu geçmişte neye evet dediğini bilmediği gibi, bu gün de neye hayır dediğini bilmemektedir. Hatta muhalefet partileri bile bu rejime, parlamenter rejim muamelesi yaptıkları için, halk nasıl bir çıkmaza düştüğünü anlamakta zorlanmaktadır. Bu nedenle halk, muhalefetin rejim mücadelesi değil, iktidar mücadelesi yaptığını sanmaktadır. Nitekim halk, rejim mücadelesi olsaydı, bütün partiler bir arada olurdu. Halbuki her parti kendi mücadelesini vermektedir diye değerlendirmektedir. Muhalefet bu açmazdan kurtulamadığı takdirde oylarını artırması mümkün değildir.
Hazine Ve Maliye Sekreteri olarak atanan Nebati duyduğumuz kadarıyla bir tüccardır. Bilgili mi, yoksa cahil mi kesin bir kanaat belirtmek zordur. Kendi işinde başarılı olabilir. Ancak devleti tanımadığı, davranışlarından, kullandığı üsluptan ve kırdığı potlardan anlaşılmaktadır. Gözlerinde, hedeflediği sermaye transferini gerçekleştirmiş olmanın ürkek keyfi görülmektedir. Devlet adamı, sıradan tüccar kurnazlığı içinde olmayı marifetmiş gibi takdim edemez. Bu zat ekrana çıktıkça perde gerisindeki vurgun planını itiraf etmektedir. Keşke konuşmaya devam etse de, biz de gerçeği anlama imkânı bulabilsek.
Ekonomi yönetimi uzmanlık ister. Hele Türk ekonomisi gibi sorunları olan bir ekonomiyi yönetebilmek özel maharet gerektirir. Tarihte Padişah Dördüncü Murat'ın alkol kontrolü yapması gibi, piyasa kontrolü yaparak, fiyatları baskılamakla ekonomi yönetilemez. Ekonominin , kendi kuralları, Kanunları, işleyişi, piyasası vardır. Örneğin "Arz Ve Talep Kanunu" yazılı bir metin değildir. Ancak dünya var olduğundan bu yana geçerlidir. Yine "Yer Çekimi Kanunu" yazılı bir Kanun değildir. Buna rağmen Fizik Biliminin temel Kanunlarındandır.
Dünyada Yer Çekimi Kanunu ve gerçeğini nasıl inkâr etmek mümkün değilse, ekonomide de Arz ve Talep Kanunu gerçeğini inkâr etmek mümkün değildir. Zaten kitaplar dolusu ekonomi biliminin özeti, Arz Ve Talep Kanunudur. Yeni Hazine Ve Maliye Sekreteri, Don Kişot'un yel değirmenlerine saldırması gibi ekonominin temel prensiplerine saldırmaktadır. Model diye sundukları Kur Korumalı TL Mevduatı, Anayasaya aykırıdır. Şayet ekonomi cahili biriyseniz Arz Ve Talep Kanununa mülga demeniz mümkündür. Ancak doğal Kanunlar asla mülga sayılamazlar.
Hz.Mevlana "cahille oturup bal yiyeceğine, alimle oturup kuru ekmek ye" demiştir. Ortalama Türk vatandaşının talihsizliğine bakınız, hem cahille oturmak zorunda, hem de önünde kuru ekmekle yetinmektedir. Şimdi akıl sahiplerine sormak istiyorum, " fiyatlar aşağı hızlı bir şekilde inecek, yoksa geliyor gelmekte olan, hazine ve maliyenin sopası" söyleminin, "arz talep kanunu mülga" diyen Mussoloni'nin Genel Sekreterinden farkı varmıdır?
Ekonomiyi sopa ile idare etmeye kalkmak, Karl Marx, Adam Simith ve gelmiş geçmiş bütün Enomistlerin ruhlarını sızlatacaktır. Bu cehaleti gördükten sonra Kabine Sekreteri olma sırasının Meclis'deki meşhur "Yeliz" e geldiğini, hatta geciktiğini düşünmeye başladım. Nas, helâllik, kul hakkı gibi ifadeler, hukuk devletinde olmaması gereken söylemlerdir. Bunların tamamı dini terimlerdir. Aslında tekrar ederek siyaset terminolojisine yerleşmesine katkı sağlamamak gerekir.