MONTRÖ SÖZLEŞMESİ BEKAMIZIN KİLİDİDİR

Necdet Topçuoğlu

Öylesine kötü bir dönemden geçiyoruz ki, bunun farkında olmayan devlet adamlarının varlığı, şartların ağırlığından daha talihsizliktir. ABD ve Batı NATO’yu kullanarak Türkiye’nin başını belaya sokmak istemektedirler. Bu şer cephesi defalarca Türkiye ile Rusya’yı çatıştırmak istemişlerdir. Ancak Rusya’nın akıllı ve soğukkanlı politikaları sayesinde bu tehlike önlenmiştir. Akıllı düşman, daima akılsız dosttan iyidir. Bu nedenle şer cephesinin sahte dostluğundan ziyade, Putin ve Rusya Federasyonunun soğukkanlı ve tutarlı dış politikasına güveniyorum. Türkiye’nin ABD çıkarları uğruna düşman olarak gördüğü Rusya Federasyonunun Türkiye aleyhine açık bir girişimi görülmemiştir.

Buna karşılık Türkiye de yapılan bütün askeri darbeler ve muhtıraların arkasında ABD ve NATO bulunmaktadır. PKK, PYD ve DEAŞ gibi terör örgütlerini başımıza bela eden ABD, NATO ve AB’dir. Söz konusu emperyalist cephe, Türkiye’yi yıllarca Rusya ile korkutarak ABD ve NATO’nun jandarmalığını yaptırmışlardır. Komünist Rusya korkusu insanlarımızın iliklerine kadar işlemiştir. Kaldı ki Rusya artık Komünist de değildir. Türkiye’nin dostluk kurması gereken ülkeler sadece Türk Cumhuriyetleridir. Bunların dışındaki devletler ile karşılıklı çıkar ilişkileri esas alınmalıdır. Eski Dışişleri Bakanlarımızdan Rahmetli İhsan Sabri Çağlayangil ABD ile dost olmak, ayı ile yatağa girmeye benzer demiştir. Bu görüşün çok haklı olduğunu düşünüyorum.

Halen ABD’nin elinde Türkiye’ye karşı şantaj olarak kullanacağı başta Halk Bankası davası olmak üzere çeşitli dosyalar bulunmaktadır. ABD'nin hangi konular üzerinden Türkiye’ye şantaj yaptığı kamuoyu tarafından bilinmektedir. ABD bunların karşılığında Montrö’yü delip Boğazlardan savaş gemilerini Karadeniz'e geçirmek istemektedir. Tarihte Hitler bile Boğazlardan geçmeyi başaramamıştır. Sözleşme ile elde edilen kazanımlar hiçbir pazarlığa feda edilmemelidir. Rusya Montrö Sözleşmesine uyulması konusunda diplomatik bir dil ile Türkiye'yi defalarca uyarmıştır. Rusya'nın ne kadar kararlı olduğu daha önce yaşanan Gürcistan, Kırım ve Osetya müdahalelerinden bilinmektedir. Bu defa Ukrayna ile savaşa girmesi asla bir blöf olarak görülmemelidir. Montrö Sözleşmesi’ne uyulmadığı takdirde Rusya'nın saldırıları öncelik sırasına göre mutlaka sıralanmıştır. Rusya uyarı amacıyla ilk planda İdlip'deki TSK unsurlarına saldırabilir. Bu konuda acil güvenlik önlemleri alınmalıdır. Daha sonra Suriye’nin Kuzeyinde kurulması planlanan terör devletini tanıdığını açıklayabilir. Rahmetli Atatürk Kuzey Komşunuzla iyi geçinin diye vasiyet etmiştir.

ABD'nin Türkiye’yi Rusya ile savaşa sokmayı planladığı açıkça görülmektedir. Bunu anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur. Böyle bir savaşta taktik nükleer silahların kullanılması kaçınılmazdır. Putin Nükleer Silah Kullanma Kurulunu toplamıştır. Bu mesaj doğru okunmalıdır. Savaş planları hazırlanmış, her şey otomatiğe bağlanmış olabilir. Türkiye nükleer silahların hedefi haline gelirse, sonucunu hayal etmeye bile gerek yoktur. Yüz yıl önce, Almanların Osmanlı İmparatorluğunu Birinci Dünya Savaşı'na soktuğu gibi bir oyunla karşı karşıya kalabiliriz. ABD Karadeniz'e savaş gemilerini sokarak Rusya'yı Güneyinden, Türkiye'yi de Kuzeyinden kuşatmayı planlamaktadır. Bunu görmek, görüp de susmamak bir vatanseverlik görevidir.

Daha önce Amiraller bu tehlikeyi gördükleri için, Türk Milletine her şeyi göze alarak tarihi hatırlamayı yapmışlardır. Yoksa kurmay aklının bu kadar zırdeli olduğu düşünülemez. 103 Amiral, Vatan görevini bu yazılı eylemleriyle yapmışlar ve bunun için bedel ödemekten çekinmemişlerdir. Aynı görev, emekli Büyükelçiler, eski Milletvekilleri, Sivil Toplum Kuruluşları tarafından da yapılmış olup, herhangi bir tepki ile karşılanmamıştır. Söz konusu Amiraller olunca durum değişmiştir. Amiraller tarafından yapılan duyurunun öznesi darbe değil, Montrö Sözleşmesi ve Sarıklı Amiraldir. Bunu doğru okumak gerekir. Bunun dışındaki çabalar, konuyu esasından saptırmaya çalışmaktır.

Bu duyuru aynı zamanda ABD’ye ne yapmak istediğinizi görüyoruz ve biliyoruz anlamına gelmektedir. Amiraller duyuru ile Türk Milleti’ni de bilgilendirmişler, Milletin bu konuda çok uyanık olması gerektiğini hatırlamışlardır. İyi niyetli her yurttaşın bu duyuruda belirtilen hususlara müteşekkir olması gerekir. Zaten darbeci olmaları mümkün değildir. Baston ile darbe yapmanın mümkün olmadığını en yakın İktidar bilmektedir. Bırakınız emeklileri, silahlı güçler bile Türkiye'de darbe yapamazlar. Darbeler tarihi sona ermiştir. Türk halkı bir daha darbelere geçit vermeyecektir. Beka sorunu var olmak, yok olmak meselesidir. Montrö Sözleşmesinden doğan haklarımıza sadık kaldığımız takdirde, hem bekamızı koruyacağız, hem de bölgede büyük çatışmaların çıkması bertaraf edilmiş olacaktır. Montrö Sözleşmesinin, sadece Karadenizin güvenliğinin kilidi değil, Türkiye'nin bekasının da kilidi olduğu unutulmamalıdır.