Necdet Topçuoğlu
Bugün Rahmetli Kamer Genç’in ölüm yıldönümü. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. TBMM de farklı siyasi partilerden yaklaşık 30 yıl Milletvekilliği yapmıştır. Onu yakından tanıdığım için kendimi şanslı olarak görüyorum. Kendisine göre doğruları olan bir insandı. Mensubu olduğu siyasi parti onu çok bağlamazdı. İnandığı doğruları mermi sıkar gibi söylerdi. Milletvekilliği maaşına elini dahi sürmeden kız çocuklarının eğitimi için bağış yapıyordu. Neden gizli tutuyorsun diye sorduğumda, ağızlarda pelesenk olursa anlamında kopar diyordu. Genelleme yapmak istemem ama, bu ülke nankörler ülkesidir. Böyle bir ülkede ‘’kel ölür sırma saçlı, kör ölür badem gözlü’’ olur. Sağlığında yaşamı kendisine zindan edenler, vefatından sonra hakkında methiyeler düzenlemişlerdir.
KİT Komisyonunun üyesi olmadığı halde Komisyon gündemini yakından takip eder, çok önemli konuşmalar yapardı. Bir gün Komisyonda Türkşekerin hesapları görüşülüyordu. Yazdığımız raporda kritik bir konu vardı. Kütahya Şeker Fabrikası özelleştirilirken, tapusu Türkşeker’e ait olan 112 dönüm arazi, ihaleyi kazanan Torunlar İnşaat Şirketine verilmişti. Torunlar İnşaat Şirketi fabrikayı Kiler Holding’e devrederken durum ortaya çıktı. Bizde Türkşekeri denetleyen ekip olarak söz konusu arazinin Türkşeker’e geri verilmesinin zorunlu olduğunu rapora almıştık. O dönem KİT Komisyonu Başkanı AKP Milletvekili Sayın Ünal Kacır adında birisiydi. Bizi denetim ekibi olarak Komisyon odasına çağırmıştı. Yanında Milletvekili Vahit Kiler vardı. Ben o vekili görünce kimyam bozulmuştu.
Komisyon Başkanı Sayın Ünal Kacır, rapordaki o bölümü çıkaracaksınız diye sert bir giriş yaptı. Milletvekili Vahit Kiler de çok gergindi. Vücut dillerine baktım, sert oldukları kadar cesur değillerdi. Ben de Sayın Başkanım rapordan o bölümün çıkarılması talimatla olmaz. Biz denetim ekibi olarak gördüğümüz hukuksuzluğu Komisyonunuzun gündemine getirdik. Rapor Komisyonda görüşüldükten sonra oylanıp, o bölümün çıkarılmasına karar verilirse bizde gereğini yaparız dedim. Vahit Kiler kontrolünü kaybetti, Allah sizi çocuklarınızla imtihan etsin dedi. Ben de kim haksız ise Allah onu eşi ile imtihan etsin dedim. Bizim aşiret asla bunu yanınıza bırakmayacaktır diye tehdit etti. Başkan Ünal Kacır, tamam çıkabilirsiniz dedi.
Çok gergin bir ortamda Komisyon görüşmeleri başlamıştı. Bize söz verilince KİT Komisyonu Başkanı Sayın Kacır ve Milletvekili Vahit Kiler’in Başkanlık odasında yaptığı baskıları Komisyon üyesi Milletvekillerine anlattım. Rahmetli Kamer Genç söz aldı. Çok ağır bir konuşma yaptı. Bu konuşma KİT Komisyonu tutanaklarında mevcuttur. Sonra bize döndü, bütün suç sizde, neden bu Türkşeker Genel Müdürünü savcılığa vermediniz diye söyledi. Halbuki biz usül ne ise onu takip esiyorduk. Tartışmalar 9 saat sürdü ve Komisyon 112 dönüm arazinin izlenmesine ve gündemde kalmasına karar verdi. Bu konunun bütün ayrıntılarını ayrı bir makalede yazacağım. Bu konu KİT Komisyonunun gündeminde 8 yıl kalmasına rağmen çözülmemiş, Kiler holding bu araziye adeta çökmüştür.
Rahmetli Kamer Genç Fetullah'çı yapılanma konusunda Türkiye Büyük millet Meclisi’ni defalarca uyarmıştır. Bu cemaat bir yılandır, bir gün gelecek sizi sokacaktır demiş, Genel Kurulda AKP Milletvekillerinin sert müdahalelerine muhatap olmuştur. Rahmetli bu tutumundan dolayı iktidar ve muhalefet ayrımı olmaksızın Meclis de yalnızlığa terk edilmiştir. Bir gün muhalefet kulisinde karşılaştım ve halini hatırını sordum. Hadi gel bir çay içelim dedi. Bir köşede oturduk çay içip sohbet ettik. Görüyorsun işte sanki cüzzamlı biriymişim gibi kendi partimin Milletvekilleri bile benimle göz göze gelmekten kaçınıyorlar demişti. Seni tebrik ediyorum kimseden korkmadan benimle oturup çay içtin diye memnuniyetini ifade etmişti. Ben de haftaya Elazığ Şeker Fabrikasına gidiyorum deyince, mutlaka Tunceli’ye bir uğra demişti.
Zaman ayırıp, bir Pazar günü Tunceli ve Munzur Şelâlesini gezme imkanı buldum. Tunceli’yi görmek beni çok şaşırttı. Keban Barajı’nın kuyruk suyu şehrin kenarına kadar gelmiş, Tunceli adeta bir sahil kenti olmuş gibiydi. Neredeyse her evin çatısında güneş enerjisi paneli vardı. Terörün çok yoğun olduğu bir dönem olmasına rağmen, Tunceli kent merkezinde gönül rahatlığı ile dolaşmıştık. Munzur Şelalesine gittik. İnsanların yakın ilgileriyle karşılaştık. Misafirimiz olun, alabalık ikram etmeden bırakmayız dediler. Kırmadık misafirleri olduk. Öyle bir dostluk oluştu ki unutmak mümkün değildir. Tunceli resimlerini ayrı bir yerde saklıyorum. Tunceli’yi terörden ve ayrıştırmadan beslenen siyaset kurumunun sahte kavgalarından ayrı tutmak gerekir.
Ankara’ya döndüğümde Rahmetli Kamer Genç’i telefonla aradım. Tunceli ve Munzur Şelâlesine uğradığımı, gerçekten hayran kaldığımı söyledim. Çok mutlu oldu, kanaatlerin nedir diye sordu. Sayın Vekilim samimi kanaatim sizin haksızlık yaptığınız konusunda yoğunlaştı dedim. Neden diye sordu. Bir de benim doğduğum Ordu İli’ni görün, Tunceli ile karşılaştırın farkı anlayacaksınız diye söyledim. Rahmetli güldü ve ‘’sizin Vekiller de benim kadar ağlasalar, Ordu turizm cenneti olurdu’’ dedi. Rahmetli Kamer genç ile bir daha görüşmemiz mümkün olmadı. Hastalandı ve sonunda vefat ettiğini öğrendim. Duyunca çok üzüldüm, özü sözü bir olan, vatan ve demokrasi sevdalısı güzel bir insanı kaybettiğimizi düşündüm. Sahtekarlar ve menfaatçiler dünyasında güzel insanların değeri ölümlerinden sonra anlaşılmaktadır. Şimdi bu Mecliste olmalıydı diye düşünüyorum. Bu vesileyle ölüm yıl dönümünde rahmet ve şükranla anıyorum. Mekanı cennet olsun.