Necdet Topçuoğlu
Bütün sahil kentlerinde olduğu gibi Ordu’da da martılar doğal yaşamın önemli bir parçasıdır. Nedendir bilemiyorum ama bu kuş türü ile aramda bir gönül bağı bulunmaktadır. Bu günlerde birçoğu kuluçkaya yatmış durumda, hatta bazı yavruların yumurtadan çıktıkları görülmektedir. Komşumuzun çatısındaki bacanın arkasına bir çift martı yuva yaptı ve şu günlerde nöbetleşe yumurtaların üstünde yatarak yavrularını çıkarmaya çalışıyorlar. Neslin devamı için müthiş bir içgüdüsel çaba gösteriyorlar.
Martılar genellikle gri veya beyaz renkte, çoğunlukla başlarında siyah işaretler bulunan büyük kuşlardır. Uzun bir gagası ve perdeli ayakları vardır. İri hantal gövdeli olan bu kuşların boyları 25–80 cm arasında değişmektedir. Kanat desenlerinin yanı sıra bacaklarına ve gaga renklerine bakılarak tür ayrımı yapılabilmektedir.
Çoğunlukla martıların besinlerini yumuşakçalar, yengeçler ve küçük balıklar oluşturmaktadır. Ancak beslenme konusunda seçici değillerdir. Aç kaldıklarında her şeyi yemektedirler. Özellikle denize atılan plastik parçaları bu türler için ölümcüldür. Ölü bulunan pek çok martının midesinde plastik parçaları tespit edilmiştir. Martıların midesi plastiği sindiremediği için, plastik onlara sürekli bir tokluk hissi vermektedir. Sonuçta bu kuşlar plastikten değil, açlıktan ölmektedirler. Denizlere ve kıyılara plastik madde atılmaması martılar açısından hayati önem taşımaktadır. İri martılar başka kuşlar ve onların yumurtalarını da yemektedirler. Bu durum özellikle pelikan nüfusunun artışını engellemektedir.
Martılar, tipik kıyı kuşlarıdır. Akşam saatlerinde denizden şehirdeki evlerin çatılarına dönmeleri ve çıkardıkları sesler izlenmeye değer. Birkaç türün haricinde denizden uzakta yaşamazlar. Büyük türlerde yavrular dört yılda, küçük türlerde ise iki yılda erişkin kuş olmaktadırlar. Büyük türler becerikli üst düzeyde zeki kuşlardır. İletişim ve yüksek ölçüde gelişmiş sosyal bir yapının karmaşık metotlarını sergilerler. Birçok martı yırtıcı kuş ve diğer davetsiz misafirlere saldırma eğilimindedir. Martılar, insanların yaşadığı yerlerde ortak bir yaşam içerisindedirler
Martılar bütün faaliyetlerinde toplumcudur. Hep birlikte avlanır, dinlenir, leş arar ve kavga ederler. Çoğu birlikte yuva yapmayı tercih ederler. Ordu Kotyora kayalıklarında geniş koloniler kurmuşlardır. Ne zaman kayalıklara gitsem koro halinde sesler çıkararak yaklaşmamam konusunda uyarıda bulunmaktadırlar. Yuvaları dürbün yardımı ile izlemek mümkündür.
Genellikle dişi martı yuvaya 2-3 kahverengi yumurta bırakmaktadır. Yumurtaların üzerinde daha koyu kahverengi ya da siyah sık benekler bulunmaktadır. Erkekle dişi kuluçka görevini paylaşmaktadır. Hem erkek hem de dişi yavruları birlikte beslemektedirler. Yumurtadan çıkmış yavruların üzeri grimsi hav tüylerle kaplıdır. 4-6 haftalıkken uçmaya başlarlar.
Martılar gürültücü kuşlardır. Özellikle yavru çıkarma döneminde çok gürültü çıkarmaktadırlar. Yavrular uçma dönemine geldiklerinde, çatılardan sahile uçmayı denemektedirler. Başarısız olanların karayollarında araçlar tarafından ezildikleri görülmektedir. Bu durum martı severleri üzmektedir.
Balık avlanma mevsimi başladıktan sonra akşamın karanlığında avlanmaya çıkan büyük balıkçı motorları, sabahın erken saatlerinde limana dönmektedirler. Ben avın nasıl gittiğini martıların balıkçı motorlarını takip etmesinden anlıyorum. Martılar balık yüklü motorları limana kadar takip etmektedirler. Ayrıca liman çevresinin gönüllü temizlik işçileri gibidirler. Bu nedenle limandaki esnaf ile aralarında güzel bir bağ vardır.
İnsanoğlu bu dünyada yalnız yaşamamaktadır. Dünyada her canlının yaşama hakkı vardır. Canlıların doğal yaşam zinciri, doğal dengeyi sağlamaktadır. Bu zincirin herhangi bir yerinden kopması felaketlere sebep olmaktadır. Sadece insanlar bu zincirin bir halkası değildir. Bazen acaba insanoğlu dünyaya ait bir canlı türü değil mi diye aklıma gelmektedir. Doğaya zarar vermekten başka hiçbir işe yaramadığımızı görmekten üzüntü duyuyorum.
(3, Mayıs, 2021-Ordu)
YORUMLAR