KOYNUNDA YILAN BESLEMEK
Reklam
Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI

KOYNUNDA YILAN BESLEMEK

12 Temmuz 2020 - 12:55

İyilik yaptığı insanlardan ihanet görünce, ’’yıllarca koynumda yılan beslemişim’’ sözü kullanılır. Yaban hayvanlarının eğitim yolu ile karakterlerini değiştirmek mümkün değildir. Onların yaşam biçimleri beyinlerine kodlanmıştır. Eğitim yolu ile bir süre kontrol altına alınmış olsa bile, bir gün asıl kodlarına dönmesi mümkündür.
         
          Kadının birisi daha yavruyken evde beslemek amacıyla bir piton yılanı almış. Bakılıp beslenmesi konusunda kitaplardan bilgiler toplamış ve bunları eksiksiz uygulamaya çalışmış. Zaman ilerledikçe piton hızla büyümüş ve kocaman bir yılan olmuştur. Kadın yılanı koynunda büyüttüğü için, o alışkanlıkla büyümüş olmasına rağmen yılanla birlikte yatmaya devam ediyormuş.
 
          Piton yılanı bir gün yemek yemeyi bırakmış. Kadın ne yapmışsa beslemeyi başaramıyormuş. Bunun üzerine konusunda uzman bir Veteriner hekime başvurmuş. Durumu anlatmış ve Veteriner hekim sakince dinlemiş. Yılanınız ara sıra size sarılıyor mu diye sormuş. Kadın, aynen öyle son zamanlarda sıklıkla bana dolanıyor, bunu alışkanlık haline getirdi diye cevap vermiş.
 
          Veteriner hekim, hanımefendi durum çok vahim. Piton yılanınız sizi yemek için hazırlık yapıyor. Zaman zaman size sarılarak sizi ölçüyor. Yemek yememesinin sebebi, yiyeceği büyük bir beden için midesinde boşluk oluşturuyor diye hanımı uyarmış. Zavallı kadın şok olmuş. Bu kadar emek ve sevginin karşılığı bu mu olmalı diye üzülmüş. Ne yaparsanız yapın bir canlının aslına dönmesini engellemek ve kodlarındaki içgüdüsel davranışı yok etmek mümkün değildir. Hemen hemen her yabani hayvanın böyle olduğunu söylemek mümkündür.
 
          Doğadaki yaşam biçimi insanlar için ders alınması gereken örnekler ile doludur. Ancak insanlar bu dersleri başlarına bir olay gelmeden anlayamıyorlar. Düşmanlarınızı, hainlerinizi ve hırsızlarınızı uzakta değil, yakın çevrenizde aramalısınız. Suç teşkil eden olaylar meydana geldiğinde uzman polisler soruşturmaya ve delil toplamaya mağdurun en yakın çevresinden başlarlar. İstisnaları olmakla birlikte, genellikle sonuç aldıkları görülmektedir.
 
          Anadolu’da sık kullanılan bir Atasözü vardır. ‘’Hırsız evin içinden olursa, öküz bacadan çıkarmış. ’’Yıllar önce, çocukları olmayan bir yakın arkadaşım, yetiştirme yurdundan birisi kız, diğeri oğlan iki kardeşi evlat edinmişlerdi. Çocuklar özenle büyütüldüler, her ikisi de kolej de eğitim aldılar. Arkadaşlarım karı koca ikisi de yaşlandılar. Bir gün evleri soyuldu. Kapı pencere sağlam, ancak paralar ve takılar çalınmıştı. Polis yaptığı inceleme sonunda hırsızlığın evin çocukları tarafından yapıldığını tespit edince aile yıkılmıştı. Elbette bunları genellemek doğru değildir. Ancak üzücü örneklerin olduğu da inkar edilemez.
 
          Ünlü Roma İmparatoru Sezar, aralarında evlatlığı Bürütüs’ünde bulunduğu yakın çevresinden bir grup tarafından planlı bir şekilde öldürülmüştür. Sezar, birçok hançer darbesi almasına rağmen yıkılmamış, arkasına döndüğünde evlatlığı Bürütüsü görünce, can havliyle ona sarılmıştır. Son hançer darbesini evlatlığından alınca, ‘’Sende mi Bürütüs’’ diyerek, yere yığılmıştır. Hançer darbeleri ile hemen ölmeyen Sezar, ihaneti gördüğü anda canını teslim etmiştir.
 
          Menfaatin ve çıkarların soysuzlaştırmadığı insan bulmak çok zordur. Arada menfaat ilişkisi varsa, evladım, kardeşim, arkadaşım ve eşim var demeyeceksin. İnsanların gerçek yüzleri menfaat bağları koptuktan sonra görülmektedir. Yol arkadaşlarını seçerken arada menfaat bağlarının olmamasına özen göstermek önemlidir. Yol arkadaşlarını, yolda bulduklarına inanarak feda etmeyeceksin. Yoldaşlarını, yolda bulduklarına değişenler, arkadaşlarını da yollarını da kaybetmektedirler. Yaşam bunun örnekleriyle doludur.
 
          Başkalarına saldırıp iftira atanlar, önce yakın çevresinde bulunanlarla aralarındaki menfaat bağlarını gözden geçirmelidirler. Koyunlarında yılan besleyip beslemediklerini sorgulamalıdırlar. Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Sosyal yaşamda iyi ya da kötü örnekler çoktur. İyi örneklerin sayısını çoğaltıp, kötü örneklerden ders almak, hepimizin dikkat etmesi gereken bir husustur.
 
 

Bu yazı 3233 defa okunmuştur .