KİMSE HALKIN SİNİR UÇLARI İLE OYNAMASIN

Necdet Topçuoğlu

Bu gün bir televizyon kanalında muhabir bir kişi ile sağlık sistemi hakkında konuşuyordu. O kişiye ne bir yurttaş, nede insan olarak bakmam mümkün değildir. Eskiden sağlık sistemi çok kötüydü. Babamı hastaneye yatırdım taburcu olurken benden senet aldılar. Sonra senedi ödeyemedim evimizden icra ile her şeyimizi aldılar. O günleri hiç unutmuyorum diyordu. Tamamen doğru olduğunu düşünmüyorum. Yıllarca imkanı olmayan yurttaşlar yeşil kart sistemi ile tedavi edilmişlerdir. Devlet daima sosyal devlet olmayı bilmiştir.

Söz konusu zat, ‘’Şimdi sistem de, dönem de değişti. Biz artık doktoru bile dövebiliyoruz. Bu bizim zenginliğimizdir’’ demiştir. Şu ülkenin getirildiği hale bir bakarmısınız. Doktoru dövmeyi zenginlik olarak gören bir yaratık nasıl insan olabilir. İşte bu cahil yaratıklar bilgili ve eğitimli yurttaşlara karşı hep kışkırtılmaktadır. Eğitimli insanlar aşağılanıp, itibarsızlaştırılmaktadır. Çünkü eğitimli kesimden oy alamayacaklarını gayet iyi bilmektedirler. Cahil insanların ferasetine inanmak bunların kendi itiraflarında yer almaktadır.

Bir ülkeye bundan daha fazla kötülük yapılması mümkün değildir. Hiçbir dönemde cehalet bu kadar baş tacı edilmemiştir. Cehaleti aydınların ve eğitimli insanların karşısına çıkarmak gericiliktir. Bunu yapanlar da kim olursa olsun gerici ve mürtecidir. Cahiller biat ederek kolayca örgütlenirken, aydınlar bireysel özgürlük masalı ile zaman geçirmektedirler. Aydınlar da amasız, fakatsız örgütlenmedikçe, örgütlü cahiller tarafından yönetilmekten kurtulamazlar. Türkiye’nin önemli sıkıntılarından birisi budur. Eğitimli ve aydın insanlar hiçbir fikir ayrımı gözetmeksizin örgütlenmelidirler. Yaşama haklarını ancak bu şekilde korumaları mümkündür.

Başta Türkiye Barolar Birliği ve Türk Tabipler Birliği olmak üzere, bütün sivil toplum kuruluşları gericilere hedef gösterilmektedir. Çeşitli zaman aralıkları ile doktor ve avukat katledilerek toplumun sinir uçları yoklanmaktadır. Toplumsal öfke patlaması tahrik edilmektedir. Bu çok tehlikeli bir oyundur. İktidar ve muhalefet bu oyunu birlikte bozmalıdır. Yoksa olaylar kontrolden çıkarsa bedeli çok ağır olur. Tarihte ve halen dünyada yaşanan olaylardan ders alınmalıdır. Olaylar büyümeden ve yaygınlaşmadan önlem alınması devletin görevidir.

Bir doktorun görevi başında öldürülmesine üzülmek yerine, gerici çevrelerden sanki anlaşmışçasına olumlu destek gelmektedir. Nasıl olur da bu çevreler birden bire tek ses olmaktadırlar. Diğer yandan sözde cami imamları, halkı doktorlara karşı katliama teşvik etmektedirler. Bu bir suçtur. Halkın ödediği vergilerden maaşını alan bu sözde imam açığa alınarak yargı önüne çıkartılmalıdır. Toplum bu tür yıkıcı faaliyetlere karşı duyarlı davranmalıdır. İmam maskesi altında devlete sızmış, İngiliz maşalarına fırsat verilmemelidir. Kimse, ya da hiçbir meslek grubu bu devletin sahibi değildir. Devletin sahibi millettir. Millete meydan okumak da, kimsenin ne hakkı, ne de haddi değildir.

(10, Temmuz, 2022-Ankara)