Emevi Halifesi Yezid 680 yılında Kerbela’da Hz. Peygamber (s.a.v)’in ailesinin erkeklerini katletmiş kadınları ve çocuklarını esir ederek şehir şehir dolaştırmıştı.
Bu zulmü kabullenmeyen Medine şehrini 30 bin kişilik bir orduyla kuşatmış, 300’ü hayattaki son sahabeler ve 700’ü hafız olan 10 bin kadar Müslüman’ı katlettirmiştir.
Bu zulümle de doymayan Yezid, şehri üç gün ordusuna “can, mal ve namus” olarak mubah kılmıştı. Binlerce sahabe kız ve torunu tecavüze uğramış 3 bin gayri meşru çocuk dünyaya gelmişti. Bu olay tüm insanlık tarihinin en kara lekelerinden “Harre Vakası” olarak tarihe kaydolmuştur.
Bu sırada Yezid’e biat etmeyen Abdullah bin Zübeyr (meşhur sahabi Zübeyr bin Avvam’ın oğlu) Mekke’ye Kabe’ye sığınmıştı.
683 yılında Halife Yezid, Husayn bin Nümeyr komutasında 10 bin kişilik bir orduyu Mekke üzerine gönderdi. Ordu gelip Mekke’yi kuşattı. Halkın büyük bir kısmı ölüm ve tecavüz korkusu ile Kabe’ye sığındı. Savaş 3 ay sürdü.
Husayn bin Nümeyr Mekke’yi tepeden gören Ebu Kubeys Dağı’na yerleştirdiği mancınıklar ile şehri günlerce taş ve tutuşturulmuş yağlı paçavra yağmuruna tuttu.
Günler boyunca atılan taş ve tutuşturulmuş yağlı paçavralar dolayısıyla önce Kabe’nin örtüsü yandı. Daha sonra Hacerül Esved taşı kırıldı ve üç parçaya ayrıldı. Ve nihayetinde durmak bilmeyen mancınık taşı yağmuru sonucu Kabe tamamen yıkıldı.
Bu arada Yezid öldü. Yezid’in ölüm haberi gelince Husayn bin Nümeyr kuşatmayı kaldırdı ve Şam’a geri döndü.
Yezid ordusu gidince Mekkeliler Kabe’yi temeline kadar söküp yeniden inşa ettiler. Üç parçaya ayrılmış olan Hacerül Esved taşını gümüş bir muhafaza ile kuşatarak onu birleştirdiler.
Bu olaydan 9 yıl sonra 692 yılında Bu sefer de Emevi Halifesi Abdulmelik Mekke üzerine yeni bir ordu gönderdi. Bu orduda gelip şehri muhasara edip mancınıklarını Ebu Kubeys Dağı’na yerleştirdiler.
Halk yine ölüm ve tecavüz korkusu ile Kabe’ye sığındı
Şehri bir öncekinden daha şiddetli taş ve tutuşturulmuş yağlı paçavra yağmuruna tuttular. Kabe’nin örtüsü bir kez daha yandı ve Kabe büyük bir oranda tekrar yıkıldı.
Şiddetli hücumlara dayanamayan Mekke teslim oldu. Emevi ordusu şehre girip büyük bir katliamın ardından Abdullah bin Zübeyr’in başını kesip gövdesinden ayırdılar ve Kabe’nin giriş kapısına astılar.
Mekkeliler bir kez daha Kabe’yi yeniden inşa edip ona yeni bir örtü diktiler.
Bilindiği üzere Kabe’ye saldırı girişiminde bulunan Yemen Kralı Ebrehe, Kur’an-ı Kerim’de Fil Suresi’nde lanetlenmiştir. Ancak ilginçtir, Kabe’yi bizzat saldırıp yerle bir edenler ise Müslümanların Halifesi ve önderi olarak görülmekte. Bundan daha da ilginci Kabe’yi yerle bir edip Hacerül Esved’i kıranların anlayışı “İslam” denilerek “din” denilerek baş tacı edilmektedir.
GgünceGünüen tehlikeli konusu olan “Taliban, IŞİD vb. yapıların ve bunları doğuran düşüncenin kökeni nedir, nereden doğmuşlar ve nereden beslenmektedirler?” sorusuna köklü bir cevap bulabilmek için mutlaka İslam’ın ilk asrına gitmeliyiz.
Bugün İslam dünyasının içinde boğulduğu akli, dini, ilmi, siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik her ne sorun varsa onun asıl kökeni de esas çözümü de İslam’ın ilk asrındadır. Kurtuluş, İslam'ın özüne dönmesinde saklı bulunmaktadır.
Zira İslam orada ikiye ayrıştı; Hz.Muhammed’in İslam’ı Emeviler’in İslam’ı. Ben Hz. Muhammed'in islamını takip eden mütedeyyin yurttaşlardanım.
__________________________________
Bu kısa makalenin ana çerçevesi Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Kabe Maddesi’ne bağlı kalınarak yazılmıştır.
YORUMLAR