İSTİKLAL MARŞIMIZ 100 YAŞINDA
Reklam
Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI

İSTİKLAL MARŞIMIZ 100 YAŞINDA

12 Mart 2022 - 12:25


Necdet Topçuoğlu

Türkiye Büyük Millet Meclisi 12 Mart R1921 Tarihli Oturumunda, Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşını ‘’Ulusal Marş’’ olarak kabul etmiştir. İstiklal Marşı Dünyadaki ulusal marşların çoğunluğunun aksine, Sade bir üsluptan ve slogan halindeki ifadelerden ziyade, dantel üsluplu bir varoluş felsefesini ifade etmektedir.
Bu müstesna şiirin anlamı büyüktür. Ulusumuzun yüce özelliklerini, kendisini soylu ve farklı yapan duygu ve düşüncelerini en güzel biçimde anlatmaktadır. İstiklal Marşımız heyecan vermekle kalmayan tarihimiz üzerinde derin derin düşünmemizi sağlayan bir destandır. İçindeki duygu dolu ifadelerle kıran kırana Doğu-Batı çatışmasını ve Modern Türkiye’nin dramını anlatmaktadır.

Büyük usta, eserini beste için yazmadığından, bu anlamlı şiir yıllar sonra bestelenebilmiştir. Güfte ile beste arasındaki zor uyum sebebiyle halkımız ulusal marşımızı halen terennüm etmekte zorlanmaktadır. Aslında ne kadar zor olursa olsun Ulusal Marşımızı terennüm etmeyi öğrenmeliyiz. Bu terennümün öğretilmesi milli görevlerimiz arasında olmalıdır.

Usta şair Mehmet Akif Ersoy, Türk Edebiyatının ve Türk düşünce tarihinin önemli simalarından birisidir. Samimi İslam inancının kendisine verdiği enerji ile fakirlik içinde yaşamış, fakat zengin bir manevi miras bırakan bir neslin önderi olmuştur. İnsanlığa asıl zenginliğin çok fazla şeye ihtiyaç duymamak olduğunu göstermiştir. Akif’in nesli diyoruz ya, işte bu nesil tam da o nesildir.

Milli Şairimiz, marş sayesinde elde ettiği 500 Lira ödülü almayarak, bu parayı kimsesiz kadın ve çocuklara iş, sanat öğretme ve fakirlikle mücadele amacıyla kurulan Darülmesai adlı kuruma bağışlamıştır. Büyük usta bu şiirini ‘’O Artık Milletindir’’ diyerek ’’Safahat’’ adlı eserine almamıştır. Bu müstesna tavrı her türlü takdirin üstündedir.

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Fatih Medreselerinin tanınmış Alimlerinden Mehmet Tahir Efendi ve Buhara asıllı bir ailenin kızı olan Emine Hanımın oğludur. Kosova’nın İpek Kazası Ulu Şair Mehmet Akif Ersoy ile gurur duymaktadır. Halbuki Akif, Türk veya Arnavut olmak konusunda hiçbir takıntı göstermemiştir. O daima Müslüman vasfını ön plana çıkarmıştır. Kendisi çok değerli bir mütefekkirdir. Küserek Mısır’a gittiği söylentilerinin altı dolu değildir. Bu konunun sebepleri belgelere dayalı olarak incelenmelidir.

Akif, kendi kuşağının gençleri gibi Sultan Abdülhamid’in fikir ve düşünceyi sansürleyen yönetimine tepkiliydi. Meşrutiyetçilerle mücadele birliğine katılmış olup, kısa süre sonra onlar ile de fikir ayrılığına düşerek gruptan ayrılmıştır. Daha sonra çoluk çocuğunu memleketinde bırakarak Ankara’ya yerleşmiştir. Kurtuluş Savaşı mücadelesine ruh verdiği hepimizin malumudur.

İstiklal mücadelesinden sonra Akif’in memleket meseleleri konusunda rol almadığı görülmektedir. 1923 yılında Abbas Halim Paşa’nın daveti üzerine Mısır’a gitmiştir. Aziz Atatürk’ün isteği üzerine yaptığı Kuran tercümesinin yayımlanmasını istememmiş, aldığı ücreti geri iade etmiştir. Rivayete göre yaptığı tercümeyi beğenmediği söylenmektedir. Mısır’da vatan hasreti çektiği için 17 Haziran 1936 yılında Türkiye’ye dönmüş, son zamanlarını İstanbul’da geçirmiştir.

Mehmet Akif Ersoy siyaset konusunda keskin tavırları olan bir kişi değildi. Bu nedenle hiçbir siyasi parti de yer almamıştır. Mülkiye Mektebinden sonra Ziraat ve Baytar Mektebini bitirmiştir. O da aynen Ziya Gökalp gibi bir Veteriner Hekimdir. Ayrıca mesleğinde ehil bir uzman olarak bilinmektedir. Darulfünun ve Baytar Mektebindeki hocalık görevlerini de başarıyla yürütmüş olup, sayısız öğrencinin yetişmesine katkı sağlamıştır. Kahire’de kaldığı süre içinde kaliteli bir uzman olarak isim yapmıştır.

Akif’in yaşadığı dönemdeki şair ve düşünürler daima birbirlerini takdir ederlerdi. Ünlü vatan şairi Nazım Hikmet Ran, ‘’Akif büyük adam, inanmış adam ‘’ derdi. Süleyman Nazif’in önemli bir Akif hayranı olduğu söylenmektedir. İnsanların ne Mehmet Akif Ersoy üzerinde tekel kurma, ne de onu reddetme hakkı olmamalıdır. Ulu şair Milletimizin tartışmasız ortak değeridir.

Şiir okuma duygusu olmayan insanların Akif’i gerçek mana da anlayabilme imkanları yoktur. Umarım bu Millet Akif’i gerçek mana da anlayacağı durumlara tekrar düşmez. Zaten kendi ifadesinde; ‘’Allah bir daha bu Milleti İstiklal Marşı yazacak duruma düşürmesin’’ demiştir. Ancak itiraf etmek gerekir ki, Akif’in neslinin ruh ve heyecanına muhtaç olduğumuz günlerdeyiz.

Türk Milletinin Vatan ve Bayrak sevgisi, özgür yaşama tutkusu, haksızlıklara karşı direnme iradesi, Milli Birlik ve Bütünlüğümüzün simgesi olan İstiklal Marşımızda vücut bulmuştur. Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u, İstiklal marşımızın 100. Yaşında rahmet, minnet ve saygılarımla anıyorum. Yüce Milletimizin verdiği kurtuluş mücadelesinde emeği geçenlerin hepsini Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun.

Bu yazı 560 defa okunmuştur .