Necdet Topçuoğlu
İçe kapalı olarak yaşayan kabile topluluklarında akraba evlilikleri sebebiyle bazı kalıtsal hastalıkların nesilden nesile geçtiği, zihinsel ve bedensel engelli kişi oranının yüksek olduğu görülmüştür. Bu sorunların aşılması için, evliliklerin dışarıdan yapılması teşvik edilmiş, ilerleyen zaman içinde kalıtsal hastalıkların ortadan kalktığı, engelli oranının da azaldığı tespit edilmiştir. İnsanlarda melezleşme arttıkça, niteliklerin de olumlu yönde geliştiği gözlenmektedir. Bu durum doğadaki canlılar üzerinde uygulanan aşı ve ıslah çalışmalarında da kendini göstermektedir. Bitkilerde aşı ve ıslah çalışmaları ile verim ve kalitenin artırılması, iklime adaptasyonun sağlanması, hayvanlar üzerinde uygulanan melezleme ve ıslah çalışmalarıyla da et ve süt verimin artırılması, kalitenin iyileştirilmesi mümkün görülmektedir.
Ben çalışma hayatımda 20 yıl boyunca Safkan Arap Atçılığı ve Kangal Köpekçiliği yapan işletmeleri denetledim. Bu nedenle atlar ve Kangal Köpekleri konusunda oldukça fazla deneyime sahibim. At ve köpek üretiminde dar bir baba kadrosu ile çalışıldığında kan yakınlaşması meydana geldiğinden kalite bozulmaktadır. Bir at sürüsünde kırlaşma oranının artması, sürünün soya çekim yönünden dejenere olması anlamına gelmektedir. Kan yakınlaşması olan atlarda koşu performansı azalmaktadır. Bu durumda ırkı bozmadan baba aygır sayısının artırılması ve kan yakınlaşmasının önlenmesi zorunludur. Kangal Köpeklerinde de durum aynıdır. Dar bir baba kadrosu ile çalışıldığında köpeklerin genetik ve fiziki özelliklerinde bozulmalar görülmektedir. Kalitenin artırılması için anne ve baba hatlarının genetik ve fiziki yönleri incelenerek, uygun ıslah ve melezleme çalışmaları yapılmalıdır. Görüldüğü gibi içe kapanma bozulmayı, dışa açılma gelişmeyi sağlamaktadır.
Konuya dil ve kültür açısından baktığımızda, içe dönük kapalı toplumlarda dilin daha çok kuralsız konuşma dili olduğu, kültürün de gelenekler ile sınırlı kaldığı görülmektedir. Halbuki dışa açık toplumlarda dil ve kültür, başka dil ve kültürlerden etkilenerek zenginleşmektedir. Önemli olan bir dil ve kültürün dışardan aldıklarını hazmederek içselleştirmesidir. Çok eski çağlarda Avrupa’daki hakim dil Latince idi. İspanyolca’nın ticaret, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İngilizce’nin bilim, kültür ve sanat dilleri haline gelmesi sonucunda Latince tarihteki yerini almıştır. Devletlerin birbirleri ile olan ilişkileri, diller arasındaki çeviri ve tercümeyi önemli bir hale getirmiştir. Bu sayede diller ve kültürler özlerini koruyarak melezleşmişlerdir. Devlet hayatında dil ve kültürün çok önemli bir öneme sahip olduğunu bilen Atatürk, Cumhuriyetin ilanından sonra Türk Tarih ve Türk Dil Kurumlarını kurmuştur.
İnsanları bireysel olarak analiz ettiğimizde, içe dönük kişiler ile dışa dönük olanlar arasında çok önemli farklar görülmektedir. İçe dönük insanlar kendilerini ifade etmekte zorluk çekmektedirler. Sosyal bir çevre edinemedikleri için yalnızlık psikolojisine kapılmaktadırlar. Toplu hareket etme ve karar alma süreçlerine katılımları zayıftır. İçe kapanan insanlar genellikle kendileriyle vakit geçirmeyi tercih etmektedirler. Dışa dönük insanlar kendilerini oldukça kolay ifade etmektedirler. Sosyal çevreleri geniştir. Bilgi, deneyim ve kültürlerini geliştirme imkanlarına sahiptirler. Toplu hareket etme ve karar alma süreçlerine katılmaları, onları sorumluluk alma yönünden ön plana geçirmektedir. Konuşma ve ikna etme kabiliyetleri yüksektir. Bütün bu özelliklerine girişimci özellikleri de eklendiği taktirde onlar için başarılı olmanın yolları açılmış demektir.
İçe kapalı rejimlerde huzur, güven ve mutluluk yoktur. Devletlerarası komşuluk ilişkileri zayıftır. Hukuk, demokrasi ve bireysel özgürlükler baskı altındadır. Toplum, bilim, teknoloji ve yeniliklere kapalıdır. Kapalı rejimlerin ayakta kalmaları mümkün değildir. Açık ve dışa dönük rejimlerin komşuları ve dünya ile entegre olmaları kolaydır. Hukuk, demokrasi ve bireysel özgürlüklerin geliştirilmesi mümkündür. Dışa açık rejimlerde ekonomik faaliyetler, Turizm, Kültür ve sanatın geliştirilmesi mümkündür. Devletler içe kapandıkça yalnızlaşır, dışa açıldıkça Dünya Milletler ailesiyle bütünleşirler. Bu nedenle sürdürülebilir bir devlet yapısı için, açık rejim ve dinamik toplum en önemli unsurlardır.